Fiyasko

Gazze Şeridi'nde kıyametler koparken 57 İslam ülkesi ancak katliamın 36. gününde toplanabildi. Toplandı da ne oldu?

Dağ fare bile doğurmadı.

Sadece dağılmak için toplandılar.

57 İslam ülkesi sadece hava sahasını kapatsa veya diplomatik ilişkilerini askıya alsaydı eminim ki İsrail bu saldırıları hemen durduracaktı.

Ağlama duvarına ve kınama merkezine dönüşen Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı kof ve içi boş bir kurumlar olduklarını dünyaya ilan etmiş oldular.

"Merd-i kıpti şecaat arz eylerken sirkatin söyler" sözü ete kemiğe büründü.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin etkisiz görünümü ve Refah Sınır Kapısını açmaktan aciz bir yönetim ortaya koyması da yukarıdaki sözde kendisini buluyor.

Erdoğan yıllarca katillik ve zalimlikle suçladığı Esat'la aynı fotoğrafta yer aldı. Esat ise Erdoğan'la görüşmeyi bir kez daha reddetti. Darbeci Sisi ve Erdoğan'ın samimi pozları hayli konuşuldu.

57 İslam ülkesinin beli Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde kırıldığı için hiçbir karar alamadan dağıldılar.

Büyük Ortadoğu Projesini takip eden Abraham Anlaşmaları ile İsrail'e itiraz edebilecek bütün liderler hizaya sokuldu.

BOP'a itiraz eden Suriye'nin neden parçalandığı ve terör örgütleri marifetiyle neden kanlı bir sürece sürüklendiği herhalde tam olarak anlaşılmıştır.

2011 yılında Prof. Dr. Haydar Baş bugünkü tabloyu bize haber vermişti.

Zifiri karanlık diye nitelendirdiği bu meşum süreci o gün çok rahatlıkla engelleyebilirdik.

2011 yılında sadece diplomatik manevralarla engellenebilecek olan bu yıkım süreci bugün yüzlerce savaşla tamir edilemeyecek boyuta geldi.

Prof. Dr. Haydar Baş, Büyük Ortadoğu Projesi sürecini teşhis ettiği zaman kanser daha ilk evresindeydi, maalesef şimdi kanser 4. evresine girdi.

50 küsur İslam ülkesinin liderlerinde iş olmayınca Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın yıldızı parladı.

Hizbullah bir devlet değil. Kendisine ait bir ordusu yok. Milyarlarca dolarlık bütçesi yok. Doğrusu İsrail ve Amerika ile baş edecek gücü de yok.

Fakat samimiyetinden kaynaklanan bir güçle küçücük imkânlarıyla beraber Amerika'ya ve İsrail'e kan kusturuyor.

İsrail, 2006 Temmuz Savaşını Hizbullah'a karşı kaybetmesinin travmasını üstünden atabilmiş değil. 

İsrail, Hizbullah korkusundan dolayı Lübnan - İsrail sınırında yaşayan on binlerce vatandaşını tahliye ederek bir tampon bölge oluşturdu.

Nasrallah'a göre Hizbullah, 8 Ekim'den beri İsrail ile savaşıyor. Bu çatışmalarda 70 mensubunu şehit verdi. 

Hizbullah güçleri, Lübnan - İsrail sınırındaki kameralar,  gözetleme kuleleri ve radar istasyonları gibi sınırı gözetleyebilecek donanımları imha ettiği görüntüleri yayınladı. 

Riyad'da toplanan İslam ülkeleri mezhep taassubunu bir kenara bırakıp sadece Hizbullah'a destek kararı alsaydı sadece bu karar bile İsrail'i durdurmaya yeterdi.

Riyad Zirvesini değerlendiren Netanyahu katılımcılarla dalga geçerek "Oturun oturduğunuz yerde, iktidarınızı korumak için sadece susun" diyerek toplantıya katılan liderleri bir çırpıda susturdu.

Arap liderleri yedikleri hurmaların bir taraflarını tırmaladığı günleri yaşıyorlar.

İsrail ve ABD ile iş tutmanın ve BOP çerçevesinde normalleşmenin zillet anlama geldiğini umarım anlamışlardır. 

İsrail'in ve topyekûn Haçlı dünyasının nasıl birlik olup da leş kargaları gibi küçücük bir Gazze'nin üstüne çullanmalarını Akif yaşasaydı herhalde "Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya" dizelerini Gazze için tekrar ederdi.

Bir farkla ki Gazze'de bir ordu yok.

Soykırıma uğrayan çoluk-çocuk, kadın, ihtiyar ve silahsız masumlar var.