Fiyaskonun sonu

Evet sayın okuyucular Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi fiyaskosu gene bir fiyasko ile bitti.

Beşiktaş Dortmund karşısında ağır bir hezimete uğrayarak Şampiyonlar Ligi macerasına son verdi.

Nereden başlamalıyım diye düşünüyorum aklıma Beşiktaş'ın yediği üçüncü gol geliyor.

Şimdi bu gol teknik anlamda örnek bir gol. Dortmund dar alanda nasıl organizasyon yapılır onu gösterdi.

Fakat bu golü bu şekilde yemek Beşiktaşlı futbolcular için ayıp.

Golü atan Reus yürüye yürüye Beşiktaş defansını çalımladı. Yani Beşiktaşlılar ha kaleyi açmışlar ha bu golü böyle yemişler bir fark yok. Böyle gol yenmez.

Gerçekten futbolcular hesabına ayıp bir durum.
Şimdi düşününce hafta içi medyada futbolcuların Sergen Yalçın'ın beyanatlarından rahatsız oldukları için hocalarına tavır koydukları yazıldı çizildi.

Tabii artık bu kadar düşmezler ama inanın insanın aklına bir kasıt mı var sorusu geliyor ve bu da önümüzdeki süreçte konuşulacaktır.

Şimdi başka enteresan bir şey var maç 3-0 olmuş Dortmund'un hocası oyuna Haaland'ı alıyor. Adamlardaki yaklaşıma bakar mısınız.

Maçın önemi yok; 3-0 öndesiniz kafanızda daha çok gol atma düşüncesi var. Maçı ve tempoyu hızlandırmaya çalışıyorlar. Bundan sonuç çıkarmamız lazım.

Adam belki ben 5'ten bile fazla atarım tarihe geçerim diye düşünüyor.

Şimdi başka bir şey daha var. Ben maçları televizyondan takip ediyorum.

Şimdi dakika 85. Skor 5-0. Haaland oyuna girdikten sonra iki gol atmış. Bu dakikada üçüncü golü kaçırıyor. Hat-trik yapacak. Bir an görüntüsü televizyona yansıyor.

Yahu adamın üzüntüden gözleri dolmuş ağlayacak. Mücadele anlayışına bakar mısınız. Profesyonellik bu olmalı.

Sergen Yalçın diyor ki buradan çıkmaya çalışıyoruz. Ne zaman çıkacaksınız hocam. O belli değil.

Şimdi bir de 72. dakikaya gidelim. Bellingham orta sahada topu sürüyor. Peşinden giden Josef. Ne yapıyor. Rakibini omuzundan tutup faul yapmak istiyor.

O da ne onu yapacak gücü de yok ayağı takılıp yere düşüyor. Yahu bir adamın faul yapmaya bile mecali yok.

Bereket yapamıyor sarı kartı var. Faulü yapsa ikinci sarıyı görecek ama eli omuza bir gidiyor sonra yere yuvarlanıp faulü yapamıyor.

Kartı var aklında değil. Bu futbolcularla başarı mümkün mü? Tabii ki değil.

Maç boyunca rakibine çarpıp yere düşüp takla atmayan Beşiktaşlı futbolcu yok. Bir örnek 58'de Witsel Mehmet Topal'a bir omuz atıyor Mehmet Topal yerde.

Yediğimiz ilk gol bir hatalar zinciriydi.

Rakip yarı sahada serbest vuruş kullanıyoruz. Top Kenan'a geliyor ama Kenan topu kaptırıyor. Josef yerde kayıyor ve topu ıskalıyor.

Birkaç saniyede top seksen metrelik mesafeden kalemize geliyor. Malen hafif bir şut çekiyor. Ersin'in hemen altından top ağlarımıza gidiyor.

Çok söyleyebilecek bir şey yok maalesef. Dahası bazı oyuncular sadece ismen sahada vardılar.

Umut bunlardan biri. Ya güzel arkadaşım bir futbolcu mevkisini bu kadar mı boş bırakır.

Batshuayi nasıl bir santrfor anlamak mümkün değil. Bu oyuncunun top kontrol etme yeteneği yok maalesef.

Ne kadar bu adama top gelse bir sonuç çıkmaz. Böyle futbolcu ile gol atılabilir mi? Tabii ki hayır.

Son olarak verilen penaltı ve gösterilen kırmızı kartın doğru olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum.

Welinton rakibini ceza sahası içinde kasti faul ile düşürüyor. Sonuç penaltı ve kırmızı kart. Hakemin takdiri net bir şekilde doğru.

Artık Avrupa'da perşembe akşamına bakacağız. Orada da temsilcilerimizin bu kadar basit ve kötü oynamayacağını düşünelim ve Beşiktaş'ın da bir an önce toparlanmasını temenni edelim.