logo
19 MART 2024

Gadir-i Hum’dan Sakife’ye giden yol

03.01.2021 00:00:00
'Gadir-i Hum’dan Sakife’ye giden yol' seslendirme dosyası:
Peygamberimiz, Gadir Hum'da Allah'ın emrini (Maide, 67) tebliğ etmiş ve bütün sahabelerden, "Benden sonra sizin hidayet önderiniz, yöneticiniz, devlet başkanınız Ali'dir" (kabul ediyor musunuz, evet) biatini (sözünü, tasdikini, kabulünü) almış ve Medine'ye dönmüştü. 

Efendimizin hastalığı şiddetlenmeye başlamıştı ki, bir emirle ordunun toplanmasını istedi ve o orduya 18 yaşındaki Usame'yi komutan tayin etti.

Allah Resulü, Usame'yi babasının şehit olduğu beldeye (Mute Savaşı) göndermek istiyor ve biran önce yola çıkması için emir veriyordu.

Usame'nin ordusunda çok ünlü isimler vardı ve hepsi Usame'nin emrine girmişti. Bu isimlerden bazıları şunlardır; Ebu Bekir, Ömer b. Hattap, Ebu Ubeyde, Sa'd b. Ebi Vakkas, Said b. Zeyd. Kısaca Hz. Peygamber, İmam Ali'den başka Medine'nin bütün isimleri orduya asker olarak göndermişti. Bunun hikmetini çok iyi düşünmek zorundayız!

Yalnız ordu işi ağırdan alıyor ve bir türlü harekete geçmiyordu. Hatta bazı askerler, Peygamberin atadığı komutanı tartışmaya açtılar.

Diğer taraftan Hz. Peygamberin hastalığı iyice şiddetlenmişti. Buna rağmen ordunun Medine'den ayrılmadığını gören Allah Resulü, hanesinden çıkarak, askerleri teşvik eden konuşmalar yaptı, onlarla ilgilendi ve kendi mübarek eliyle sancağı bağlayıp Usame'ye verdi.

Sonra şöyle buyurdu: "Gazan, Allah'ın adıyla ve Allah'ın yolunda olsun. Allah'ı inkâr edenle savaş. Ben, seni bu ordunun komutanı kıldım."

Ama Usame tartışması bitmemişti. Bu durumu gören Hz. Peygamber (s.a.v) hasta haliyle tekrar mescide giderek (vefatından 2 gün önce) minbere çıkmış ve şu konuşmayı yapmıştı:

"Ey insanlar! Usame'yi, komutan yapmamla ilgili bazılarınızdan bana ulaşan sözler de ne? Şimdi Usame'yi komutan yapmama itiraz ettiğiniz gibi daha önce de babasını komutan yapmama itiraz etmiştiniz. Allah'a yemin ederim ki o, komutanlığa lâyık biriydi. Ondan sonra da oğlu buna lâyıktır" dedi.

Bu konuşmanın ardından insanlar, Peygamberimizle (s.a.v) vedalaşıp, ordunun konuşlandığı Cüref'e (Medine'nin hemen dışındaki bir bölgenin ismi) hareket ettiler.

Hz. Peygamber (s.a.v) devamlı olarak, "Usame'nin ordusunu donatın! Usame'nin ordusunun hazırlıklarını tamamlayın! Usame'nin ordusunu hemen gönderin! Ondan geri kalana Allah lânet etsin" diye tekrarlıyordu.

Durum ortadaydı. Ne Ebu Bekir, ne Ömer b. Hattap, ne Ebu Ubeyde, ne Sa'd b. Ebi Vakkas, ne Said b. Zeyd ve ne de diğer önde gelen sahabeler açık emir ve Peygamber lanetine rağmen ne kendileri hareket ediyor ve ne de ordunun hareket etmesi için itibarlarını kullanıyorlardı.

Yüce Allah'ın (c.c) kesin itaat etmemizi emrettiği, sözüne garanti verdiği Hz. Peygamber (s.a.v) ise sürekli olarak aynı cümleleri tekrarlıyordu;

"Usame'nin ordusunu donatın! Usame'nin ordusunun hazırlıklarını tamamlayın! Usame'nin ordusunu hemen gönderin! Ondan geri kalana Allah lânet etsin."

Ne hazindir ki! Anlı, şanlı, toz kondurulmayan sahabeler lanetlenmeyi bile göze alarak Hz. Peygambere itaat etmedi.

Neden?

Şeyh Müfid el-İrşad'da şöyle yazar:

"Bir sabah hastalık, Efendimizi sardığı sırada Bilal gelerek, "namaz vaktidir" dedi. Bu söz Efendimize duyurulunca, "Bir başkası namazı kıldırsın. Ben, kendimle meşgulüm" buyurdu.

Hz. Aişe, "Ebubekir'e emir buyurun (namaz kıldırsın)" diyerek ileri atılırken, Hz. Hafsa da, "Ömer'e emir verin" diyordu.

Resûlullah daha hayatta iken bu ikisinin babalarını yüceltmek için bunca hırslı davrandıklarını görünce, "Kendinize gelin, sizler (bu hâlinizle) Yusuf Peygamberin etrafını saran kadınlar gibisiniz" buyurdu.

(Efendimiz bu sözleriyle belki de bu iki zevcesinin Yusuf Peygamberin etrafını saran kadınlar gibi hırslı olduklarını anlatmaya çalışmıştır).

Sevgili Peygamberimiz, Aişe ile Hafsa'nın konuşmalarından bu iki kişinin emrini dinlemeyip Usame ile yola çıkmadıklarını anlayarak herhangi bir karışıklık çıkmaması için ve muhtemel şüpheleri gidermek için mescide yöneldi.

Hastalığın etkisi ile o kadar güçsüzleşmişti ki, normal olarak ayaklarına basıp yürüyemiyordu. Ali b. Ebu Talib ve Fazl b. Abbas koltuğuna girmiş, ayaklarını yerde sürüyerek mescide girdi.

Ebu Bekir'in mihrapta durduğunu görünce kenara çekilmesi için mübarek eliyle işaret etti.

Ebu Bekir kenara çekilince Efendimiz (s.a.v), yerine geçip yeniden tekbir getirerek namaz kıldırdı. O'nun kaldığı yerden devam ettirmedi.

Namazı tamamladıktan sonra evine gidip Ebu Bekir, Ömer ve onlarla birlikte mescitte olanları huzuruna çağırtarak, "Size, Usame'nin ordusu ile gitmenizi emretmemiş miydim?" buyurdu.

"Evet ya Resûlullah, emretmiştin" dediler.

"Peki, niçin emrimi yerine getirmediniz?" buyurdu.

Ebu Bekir, "Ben gitmiştim fakat sizi bir kez daha görüp ahdimi yenilemek üzere geri döndüm" diye cevap verdi.

Ömer, "Ey Allah'ın Resulü, ben gitmedim. Çünkü Sizin durumunuzu Medine'den gelen süvarilerden öğrenmek istemiyordum" dedi.

Resûlullah üç kere, "Katılın Usame'nin ordusuna, ondan geri kalmayın" buyurdu.

Ama ordu yavaş davranmaya devam ediyordu. Hz. Usame, Hz. Peygamber'in huzuruna çıktı. Peygamber (s.a.v) ona, "Yüce Allah'ın bereketiyle yarın erkenden hareket et" buyurarak, hareket etmesini emretti.

Usame, Peygamber'le vedalaşıp ordugâha döndü. Usame ordugâha dönerken Ömer b. Hattab ve birkaç kişi tekrar ordudan ayrılıp Medine'ye geri gitti. (Prof. Dr. Haydar Baş'ın Rahmet-el Lil Alemin 2. cilt ve İmam Ali eserleri başta olmak üzere et-Tabakat'ül-Kübra, Tarih-i Taberî'ye, el-Kâmil'e, es-Siret'ül-Halebiyye'ye, es-Siret'üd-Dehlâniyye'ye, Halebî, Buhari, Vâkıdî, el-Megazî, adlı Sünni eserlerin ilgili bölümlerinden derlenmiştir.)

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

Usame'nin ordusuna asker olarak tayin edilmiş, Medine'de olmaması gereken kişilerden olan Ömer b. Hattab, Peygamberimizin, 'bana kalem kağıt getirin. Benden sonra sapıklığa düşmemeniz için size birkaç şey yazdıracağım' emrine, "Peygamberin ağrıları şiddetlendi; bizim yanımızda Allah'ın kitabı var, o bize yeter" diyerek Efendimizin son emrini geri çevirdi.

Peygamberimizin huzurunda tartışma çıktı. Efendimiz, hepsini huzurdan kovdu. "Bana kardeşimi ve arkadaşımı çağırın" dedi.

Ömer, Ebu Bekir'i çağırdılar. Yüz çevirdi. Ümmü Seleme, "Ali'yi çağırın, Efendimiz O'ndan başkasını istemiyor" dedi. Hz. Ali'yi çağırdılar.

Resûlullah, O'na yaklaşmasını işaret etti. Hz. Ali, O'na sarıldı. Ve uzun süre Resûlullah, Hz. Ali'nin kulağına bir şeyler söyledi.

Artık Resûlullah'ın vefatı an meselesiydi. Ruhunu teslim etmeden az önce Hz. Ali'ye:

"Ya Ali, başımı kucağına al, Allah'ın emri gerçekleşmek üzeredir. Ruhumu teslim edince başımı, kendine doğru çek. Beni kıbleye doğru yatır. Bana, kendin gusül ver. Ve sen kefenle. Herkesten önce Sen, Bana namaz kıl. Ve Beni defnetmeden önce Benden ayrılma. Ve bütün bunları yaparken Allah'tan yardım dile" buyurdu. (Kırtas Olayı olarak araştırabilirsiniz)

Peygamberimiz ruhunu teslim etti. Usame'nin ordusunda asker olarak bulunan ve çoktan Medine'den uzaklaşmış olması gereken o ünlü isimler hemen Sakife isimli yerde halife tartışmaları başlattı.

Büyük tartışmalar, kavgalar yaptılar. Hepinizin çok iyi bildiği 17 sahabenin Allah'ın emrini ve Resulünün Gadir-i Hum'da aldığı biatı hatırlatarak yaptıkları itirazına rağmen Ebu Bekir'i halife seçtiler.

Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki, Allah'ın seçtiği, Peygamberimizin tebliğ ettiği Halife Ali b. Ebu Talip'tir. Allah'ın selamı O'nu vasi tayin eden Peygamberimize, O'na, O'nun mübarek eşi Hz. Fatıma annemize ve tertemiz kılınmış soyuna olsun.

Bizleri bu hakikatlerle tanıştıran Prof. Dr. Haydar Baş'a da selam olsun.



 
Akın Aydın / diğer yazıları
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.