En sonunda geldiler işte.
Duydun mu enişte?
Yollarınıza sularınızı dökün,
bahçelerinize müjdeleriniz edin,
Hacıefendilere-Hocaefendilere haber iletin,
elinizden geleni edin.
Haçlı orduları,
tam teçhizat,
otlarıyla,
Patriotlarıyla ülkemizde.
Bizi Esad’dan ve bilmem daha hangi fesattan koruyacak haçlı orduları ülkemizde artık.
Sanki daha önce yoktu da…
Vardı ama bunların Patriotları var.
Ülkemin süslü habbeli-kubbeli-cübbeli otları var.
Kış kıyamette, ülkelerinden kötü hava şartları sebebiyle uçakların havalanamadığı bir zamanda nice meşakkatlere katlanıp yollara döküldü adamlar.
Bizi Esad’dan ve bilmem hangi fesattan korumak için.
Buna süslü Sünnîlerimiz sevinmesin de ne yapsın?
Kertel/yemlik medyasından dünün şeriatçı bugünün ihale meftunu İslamcı medyasına kadar bu durumdan şikâyeti olan mı var?
Biz biz biz şeriatçıyız,
Dinsiz devlet yıkılacak elbet,
Şeriat gelecek vahşet bitecek…
Sloganları ve kuru soğanlarıyla iktidar haşlamasına dönen şeriatçılarımız.
Meğer Hıristiyanlık şeriatı imiş idealleri.
Irak’ta 1.5 milyon Müslüman öldürülürken “oh olsun, Kerbela’da yaptıklarının cezasını çekiyorlar” diyerek işgali ve yapılan tüm iğrençlikleri millete yutturanlar şimdilerde Suriye için selatin camilerinde toplu dualar organize ediyor.
Aynı kafa, yarın birgün Haçlı Patriotlarının ülkemize girişini kandil ilan etse çok mu?
Hatta bu büyük olayı camilerde mevlit okuyarak, hatmeler çekerek kutlasalar, kutsasalar kimin umurunda.
Değil mi ki karşı taraf Şii’dir beri taraf haçlı olsun.
Ülkemizi Esad saldırılarından korumak için seferber olan ülkelerden biri de Hollanda.
Makat (Arapça’da kaade kökünden “oturak” demek) büyüklüğünden bir ülke 270 askerini kattı Patriotlarına ve bizi korumak için yollara döküldü.
Bu 270 asker bizi mi koruyacak yoksa ülkelerine ait Patriotları mı koruyacak, o da belli değil.
Bu gelen askerlerin ve Patriotların bize mali yükü ne?
O da belli değil.
Özgür Suriye Ordusu ile demokrasi yalanına kanmış zavallı Suriyelilerin barınması için (bilinen) 600-800 trilyon harcayan iktidar 260 Hollandalıyı mı bakamayacak?
Yakışık kalır mı bizim gibi çevresinde gündem belirleyen ülkeye?
Her akşam birini haçlı aşığı bir mübareğin evine misafir ederler olur biter.
Hem bu sayede “dinlerarası diyalog” için de fiili bir durum hasıl olur.
Hazır söz açılmışken şu Hollanda askerlerinin yakın tarihte işledikleri cürmü hatırlatmakta fayda var.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok.
1991-95’li yıllara kadar gitseniz
yeter.
Şöyle özetlenebilir olay.
Yugoslavya’nın bölünme süreciydi.
Balkanlardan sonra sıraya giren Ortadoğu misali.
Balkanlar tıpkı Osmanlı sonrası misali milliyetçilik hareketleriyle bölündü.
Milliyetçilik bölünmesini daha önce yaşayan Ortadoğu için farklı bir elbise biçti Batı; demokrasi.
Bunun gerçekleşmesi için de mezhep kavgalarını körüklüyor.
Varsın ölsün on binler bu uğurda ne gam.
Sermayesi mi var sanki.
Silah tüccarlarının elinden kurtulup hayatta kalmayı başaranlardan işe yarayanları da insan tüccarları özgür dünyaya taşıyor.
Tabii yüzme biliyorsa.
Yüzme bilmeyenlerin akıbeti malum.
Gelelim Hollanda’nın o bozuk siciline.
Bosna’da savaşın sonlarına doğru Sırplar Srebrenitsa kentine doğru kapsamlı bir saldırı başlattı. BM Barış Gücü’ne sığınan Bosnalılar bölgede bulunan 400 Hollandalı askerin denetiminde Sırplara teslim edildi ve en az 8 bin Bosnalı katledildi. Daha sonra Hollanda Kraliçesi bu askerlere ‘cesaret madalyası’ verdi.
İşte bu Hollanda’nın 270 askeri ülkemizi koruyacak Esad’dan.
Ülkemizi Esad’dan habbeli-kubbeli ve cübbeliyi de her çeşit fitne ve fesattan.
Şii tehlikesine karşı 270 asker karadan, Patriotları da havadan koruyacak onları.
Ve tabii olarak da Kraliçe bu kez de onları ülkemize davet eden iktidar mensuplarına, başta Başbakan olmak üzere “cesaret madalyası” verecek.
Ne de olsa Başbakanımız bu cesaret ödülüne alışıktır.
Hatırlasanıza, kısa adı AJC olan Amerikan Yahudi Kongresi, 2004 yılı Ocak ayında New York’taki HSBC binasında düzenlenen törenle Başbakan’a ‘Cesaret Ödülü’ vermişti.
Haçlıları Irak savaşına cesaretlendirdiği için olsa gerekti.
Erdoğan, Yahudi Kongresi’nden cesaret ödülü alan dünyadaki tek Müslüman devlet adamı” olmuştu.
Habbeliler-kubbeliler-cübbeliler de memnuniyetlerini sonraki seçimde iktidarın reyini artırarak göstermişti.
Duydun mu enişte?
Yollarınıza sularınızı dökün,
bahçelerinize müjdeleriniz edin,
Hacıefendilere-Hocaefendilere haber iletin,
elinizden geleni edin.
Haçlı orduları,
tam teçhizat,
otlarıyla,
Patriotlarıyla ülkemizde.
Bizi Esad’dan ve bilmem daha hangi fesattan koruyacak haçlı orduları ülkemizde artık.
Sanki daha önce yoktu da…
Vardı ama bunların Patriotları var.
Ülkemin süslü habbeli-kubbeli-cübbeli otları var.
Kış kıyamette, ülkelerinden kötü hava şartları sebebiyle uçakların havalanamadığı bir zamanda nice meşakkatlere katlanıp yollara döküldü adamlar.
Bizi Esad’dan ve bilmem hangi fesattan korumak için.
Buna süslü Sünnîlerimiz sevinmesin de ne yapsın?
Kertel/yemlik medyasından dünün şeriatçı bugünün ihale meftunu İslamcı medyasına kadar bu durumdan şikâyeti olan mı var?
Biz biz biz şeriatçıyız,
Dinsiz devlet yıkılacak elbet,
Şeriat gelecek vahşet bitecek…
Sloganları ve kuru soğanlarıyla iktidar haşlamasına dönen şeriatçılarımız.
Meğer Hıristiyanlık şeriatı imiş idealleri.
Irak’ta 1.5 milyon Müslüman öldürülürken “oh olsun, Kerbela’da yaptıklarının cezasını çekiyorlar” diyerek işgali ve yapılan tüm iğrençlikleri millete yutturanlar şimdilerde Suriye için selatin camilerinde toplu dualar organize ediyor.
Aynı kafa, yarın birgün Haçlı Patriotlarının ülkemize girişini kandil ilan etse çok mu?
Hatta bu büyük olayı camilerde mevlit okuyarak, hatmeler çekerek kutlasalar, kutsasalar kimin umurunda.
Değil mi ki karşı taraf Şii’dir beri taraf haçlı olsun.
Ülkemizi Esad saldırılarından korumak için seferber olan ülkelerden biri de Hollanda.
Makat (Arapça’da kaade kökünden “oturak” demek) büyüklüğünden bir ülke 270 askerini kattı Patriotlarına ve bizi korumak için yollara döküldü.
Bu 270 asker bizi mi koruyacak yoksa ülkelerine ait Patriotları mı koruyacak, o da belli değil.
Bu gelen askerlerin ve Patriotların bize mali yükü ne?
O da belli değil.
Özgür Suriye Ordusu ile demokrasi yalanına kanmış zavallı Suriyelilerin barınması için (bilinen) 600-800 trilyon harcayan iktidar 260 Hollandalıyı mı bakamayacak?
Yakışık kalır mı bizim gibi çevresinde gündem belirleyen ülkeye?
Her akşam birini haçlı aşığı bir mübareğin evine misafir ederler olur biter.
Hem bu sayede “dinlerarası diyalog” için de fiili bir durum hasıl olur.
Hazır söz açılmışken şu Hollanda askerlerinin yakın tarihte işledikleri cürmü hatırlatmakta fayda var.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok.
1991-95’li yıllara kadar gitseniz
yeter.
Şöyle özetlenebilir olay.
Yugoslavya’nın bölünme süreciydi.
Balkanlardan sonra sıraya giren Ortadoğu misali.
Balkanlar tıpkı Osmanlı sonrası misali milliyetçilik hareketleriyle bölündü.
Milliyetçilik bölünmesini daha önce yaşayan Ortadoğu için farklı bir elbise biçti Batı; demokrasi.
Bunun gerçekleşmesi için de mezhep kavgalarını körüklüyor.
Varsın ölsün on binler bu uğurda ne gam.
Sermayesi mi var sanki.
Silah tüccarlarının elinden kurtulup hayatta kalmayı başaranlardan işe yarayanları da insan tüccarları özgür dünyaya taşıyor.
Tabii yüzme biliyorsa.
Yüzme bilmeyenlerin akıbeti malum.
Gelelim Hollanda’nın o bozuk siciline.
Bosna’da savaşın sonlarına doğru Sırplar Srebrenitsa kentine doğru kapsamlı bir saldırı başlattı. BM Barış Gücü’ne sığınan Bosnalılar bölgede bulunan 400 Hollandalı askerin denetiminde Sırplara teslim edildi ve en az 8 bin Bosnalı katledildi. Daha sonra Hollanda Kraliçesi bu askerlere ‘cesaret madalyası’ verdi.
İşte bu Hollanda’nın 270 askeri ülkemizi koruyacak Esad’dan.
Ülkemizi Esad’dan habbeli-kubbeli ve cübbeliyi de her çeşit fitne ve fesattan.
Şii tehlikesine karşı 270 asker karadan, Patriotları da havadan koruyacak onları.
Ve tabii olarak da Kraliçe bu kez de onları ülkemize davet eden iktidar mensuplarına, başta Başbakan olmak üzere “cesaret madalyası” verecek.
Ne de olsa Başbakanımız bu cesaret ödülüne alışıktır.
Hatırlasanıza, kısa adı AJC olan Amerikan Yahudi Kongresi, 2004 yılı Ocak ayında New York’taki HSBC binasında düzenlenen törenle Başbakan’a ‘Cesaret Ödülü’ vermişti.
Haçlıları Irak savaşına cesaretlendirdiği için olsa gerekti.
Erdoğan, Yahudi Kongresi’nden cesaret ödülü alan dünyadaki tek Müslüman devlet adamı” olmuştu.
Habbeliler-kubbeliler-cübbeliler de memnuniyetlerini sonraki seçimde iktidarın reyini artırarak göstermişti.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024