logo
29 MART 2024

Genç Üniversite

02.09.2001 00:00:00
Türkiye'de Ermeni terörü ve Büyük Ermenistan Hayali

Oğuz KÖRO?LU

Mondros Mütarekesi öncesi ve sonrasındaki mevcut şartları fırsat bilerek Türklere yönelik saldırılarına hız veren Ermeniler, Sevr Antlaşması'nın kendileriyle ilgili hükümlerinden cesaret alarak da, Türk toprakları üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için topyekün bir askerî taarruza giriştiler. Bunun üzerine TBMM Hükükümeti; Ermenistan'a karşı, 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'yı Doğu Cephesi Komutanlığı'na atayarak Ermeni saldırılarnı önlemeyi ve doğu sınırlarımızı Misak-ı Milli ilkelerine uygun hale getirmeyi kararlaştırdı. 20 Eylül 1920'de başlayan harekât, Türk Ordusu'nun kısa bir süre içinde Sarıkamış'ı alması 30 Ekim'de Kars'ı kurtarması ve 7 Kasım'da Gümrü'ye girmesiyle sonuçlandı. Ermenilerin barış istemesi üzerine önce bir ateşkes antlaşması, ardından, 2 Aralık 1920'de "Gümrü Barış Antlaşaması" imzalandı. 'Atatürk dönemi TBMM Hükümeti'nin ilk askerî ve siyasî zaferi' hüviyetindeki bu antlaşma gereğince Ermeniler, işgal ettikleri Türk topraklarından çekilerek, Doğu Anadolu'daki toprak taleplerinden de resmen vazgeçmiş oldular. Bu antlaşmayla Türk Milleti, "Mondros"un belirlediği sınırların geçersizliğini fiilen kanıtlamış; "Sevr" kefeninin bu millete biçilemeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir. Gümrü Antlaşması, o dönemde Ermenistan'da Bolşevik bir yönetim kurulu olduğundan hemen yürürlüğe girmemiş; daha sonra Sovyet Rusya ile imzalanan "Moskova Antlaşması"yla kesinlik kazanmıştır. Gümrü ile ortaya konan hususlar, ilerde Kafkas Cumuhuriyetleri'yle yapılan "Kars Antlaşması"na da temel teşkil etmiş; bu anlaşmaya göre Misak-ı Milli sınırlarımız doğuda, bugünkü geçerliliğiyle en son şeklini almıştır (13 Ekim 1921).(1)

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra eyleme dönüştürülmeksizin kulislerde devam eden Ermeni meselesi (!), II. Dünya Savaşı'nın doğurduğu 'nüfuz çatışmaları ve güç dengeleri'ne paralel olarak yeniden gündeme taşınmıştır. Özellikle, 1947'den 1965 yılına kadar Sovyet Rusya'nın tahrik ve teşvikleriyle "Marksist-Leninist" çizgide sistemli olarak yer altında organize ettirildikten sonra, 1965 yılından itibaren dünya çapında yoğun bir "Ermeni propagandası" başlatılmıştır. "Ermeni Lobileri"nin ve onlarla işbirliği yapan Yunan, İsrail, vd. Lobilerin faaliyetleriyle, başta Avrupa ve ABD olmak üzere dünyanın çeşitli üklereinde 20'ye yakın sözde "soykırım anıtı" diktirilmiş, her türlü basın-yayın çalışmaları geniş çapta sürdürülmüş ve böylelikle örgütlenmenin 1972 yılı sonuna kadar her yönüyle tamamlanması sağlanmıştır. Bu propaganda kampanyasının merkezi: Ortadoğu için Beyrut ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi; Avrupa için, Marsilya. Lyon ve Paris; ABD için, Newyork ve California olup en önemli hedefi, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının Kars, Ardahan ve çevresinin "Sovyet Ermenistanı"na ilhak edilerek "Büyük Ermenistan ideali"nin hayata geçirilmek istenmesi idi.(2) Bu hedefe yönelik olarak 1973 yılından itibaren Türklere karşı "şiddet ve terör" hareketleri bir tehdit ve baskı unsuru olarak yeniden başlatılmıştır.

ASALA- ERMENİ TERÖRÜ

27 Ocak 1973 tarihinde Mıgırdiç Yanikyan adlı bir teröristin ABD'de Santa Barbara Oteli'nde Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile yardımcısı Bahadır Demir'i namertçe öldürmesiyle 51 yıl sonra tekrar başlatılan Ermeni terörünün bu safhası, 1975'ten sonra yerini "örgütlü Ermeni terörüne" bırakmış ve yurt dışındaki Türk görevlilerine, temsilciliklerine ve kuruluşlarına yönelik silahlı, bombalı saldırılar hızlı bir tırmanış göstermiştir. 11 yılda (1973-1984) 42 Türk temsilcisi ve yakınını katleden "ölüm ve propaganda" örgütleri olarak ikiye ayrılan Ermeni terör gruplarının sayısı 9'dur. Ancak bütün cinayet faaliyetlerin , hedefleri aynı; ve fakat metodları farklı üç ana örgüt yürütmektedir: ASALA (Armenian Secret Army for Liberation of Armenia- Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu), JCAG (Justice Commandos of the Armenian Genocide- Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları), ARA (Armenian Revolutionary Army-Ermeni ihtilal ordusu).(3)

Kendilerine farklı adlar yakıştırarak katliam yapan Ermeni terör örgütleri,"silahlı mücadele" ile savunmakta oldukları amaçlarını yayınladıkları bildirilerde şöyle açıklamaktadırlar:

1.İşgal altındaki (!) Ermeni topraklarını kurtarmak (Ermeni topraklarından Doğu Anadolu vilayetlerimiz kastedilmekte)

2.Türkiye'nin 1920 "Sevr Antlaşması"nda öngörülen sınırlara dayalı "Büyük Ermenistan" projesini hayata geçirmek,

3.Sözde Ermeni katliamını tarihi bir gerçek olarak Türkiye'ye kabul ettirmek,

4.1915 yılında Ermenilere yaptığı (!) sözde katliam sebebiyle Türkiye'yi tazminata mahkûm etmek,

5.Ermenilere karşı yapılmış ve hala cezasız kalan sözde katliamın intikamını almak

6.Ermenlerin uğradığı güya haksızlıkları gidermek ve Ermenileri dünyaya mazlum bir millet olarak lanse etmek.

İşte Ermeni terör örgütlerinin cinayet takviminden kanlı sayfalar:

CİNAYET TAKVİMİ

27 Ocak 1973

Santa Barbara'da Başkonsolos Mehmet Baydar ve Bahadır Demir öldürüldü.

22 Ekim 1975

Viyana'da Büyükelçi Daniş Tunalıgil şehit edildi.

24 Ekim 1975

Paris'te Büyükelçi İsmail Erez, Polis Talip Yener şehit edildi.

16 Şubat 1976

Beyrut'ta Büyükelçisi Beşir Balcıoğlu ve Necla Kuneralp öldürüldü.

9 Haziran 1977

Vatikan Büyükelçisi Taha Carım şehit edildi.

2 Haziran 1978

Madrit'te emekli büyükleçi Beşir Balcıoğlu ve Necla Kuneralap öldürüldü.

12 Ekim 1979

Lahey'de Büyükelçi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler öldü.

22 Aralık 1979

Paris'te Turizm müşaviri Yılmaz Çolpan öldürüldü.

6 Şubat 1980

Vatikan'da Vecdi Türel silahlı saldırıda yaralandı.

31 Temmuz 1980

Atina'da idari Ateşe Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen öldürüldü.

5 Ağustos 1980

Lyon'da Konsolosluk basıldı. Kavas Bozdağ, Kadir Atılgan, Ramazan Sefer Silahlı saldırıda yaralandı.

26 Eylül 1980

Paris'te basın ateşimiz Selçuk Bakkalbaşı silahlı saldırıda yaralandı.

17 Aralık 1980

Sidney'de Başkonsolos Şarık Arıyak ve koruma görevlisi Engin Seven öldürüldrü.

4 Mart 1981

Paris'te çalışma müşavirimiz Reşat Moralı, din görevlisi Tecelli Arı şehit edildi.

3 Nisan 1981

Kopenghan'da Çalışma müşarviri Cahit Demir silahlı saldırıda ağır yaralandı.

9 Haziran 1981

Cenevrede sözleşmeli sekretler Mehmet Yergüz öldürüldü.

24 Eylül 1981

Roma'da ikinci Katip Gökberk Ergenekon silahlı saldırıya uğradı.

28 Ocak 1982

Los Angales'te Türk Başkonsolosu Kemal Arıkan öldürüldü.

8 Nisan 1982

Ottova Büyükelçimiz Ticaret Müşaviri Kemaleddin Güngör silahlı saldırıya uğradı.

7 Haziran 1982

Lizbon'da Türkiye Büyükelçiliği idari ateşesi Erkut Akbay şehit eldu. Nadide Akbay ağır yaralandı...(4)

Ermeni terör örgütleri 1984 tarihi itibariyle, dış dünyanın tepkileri üzerine, taktik değiştirerek PKK terör örgütü (Kürdistan İşçi Partisi) ile işbirliğine gitmektedir. 1984 yılında cereyan eden Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla PKK sahneye itilmiş ve Asala-Jcak-Ara-Nar vs.-Ermeni terör örgütleri geri plana çekilmiştir.

ASIL HEDEF TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK

SSCB'nin dağılmasından sonra, 23 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan eden Ermenistan Cumhuriyeti, Türkiye'ye yönelik sözde soykırım iddialarını devlet politikası olarak benimsemiştir. Ermeniler, zulme ve haksızlığa uğramış bir toplum imajı yaratarak dünya kamuoyuna, başta ABD ve Fransa olmak üzere belli başlı devlet ve uluslararası kuruluşları Ermeni davası lehine çekmeye çalışmaktadır.

Ermeni terör örgütlerinin amacı her fırsattan yararlanarak Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek ve sözde işgal altındaki Ermeni topraklarını kurtarak bağımsız bir "BüyükErmenistan Cumhuriyeti" kurmaktır. Bugün devlet olma özelliğini elde eden Ermenilerin söz konusu isteklerinin değişik başlıklar altında devam ettiği görülmektedir.

Sözde soykırımın tanınmasını hedefleyen girişimler özellikle Belçika, Fransa, Avustralya, Yunanistan, Kanada, Lübnan, ABD, Rusya ve Arjantin'de yoğunlaşmış ve bu ülkelerde ardı ardına soykırım anıtları dikilmeye başlanmış, hatta bazılarının okullarında sözde soykırım, ders olarak okutulmaya başlanmıştır.(5)

Sonuç olarak, Ermeni sorunu Osmanlı döneminde İmparatorluk topraklarını parçalayarak çıkarlarına ulaşmayı amaçlayan ülkeler tarafından ortaya çıkarılmış, bugün ise isimleri değişmekle birlikte aynı çıkar çevrelerinin, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını parçalamak ve siyasi. iktisadi emellerine ulaşmak için çeşitli yönleriyle sıcak tuttukları suni bir sorundur.(6)

DİPNOTLAR VE KAYNAKÇA:

1.Dr.A.İhsan Gencer-Dr.S Özel,Türk İnkılap Tarihi, İst. 1998., s.170-175.

2.H.K.Türk Gözü,Dünkü ve Bugünkü Ermeni Terörizmi ve Düşündürdükleri, Türk Dünyası Araştırmaları, sayı:36, İst.,1995, s.10.

3.a.g.e.,s.11-12.

4.Mehmet Ethemoğlu, Ermeni Terörünün Kısa Tarihçesi, Diyarbakır, 1987.s.59-60.

5.Bkz. Genelkurmay'ın "Ermeni Sorunu" konulu web sit.'http://www.tsk.mil.tr/web_tr.asp'

6.adı geçen site.

7.J.Mayevski,Van ve Bitlis Vilayetleri Askerî İstatistiği, İst.1914. (çev.Mehmet Sadık İst. Matbaa-i Askeriye) s.6.

Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

Küçükçekmece'de faciadan dönüldü

Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı
29.03.2024 10:32:00
İhlas Haber Ajansı
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı. Fabrikadan alevler yükselirken, yangına müdahale etmeye çalışan bir işçinin yaralandığı öğrenildi. Büyük çapta hasar gören fabrika dron ile görüntülendi.

Küçükçekmece, Mehmet Akif Mahallesi Bahariye Caddesi'nde üzerinde bulunan 2 katlı halı fabrikasının 2. katında bulunan depo bölümünde saat 06.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyürken, olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Fabrikadan işçiler hemen tahliye edildi. Fabrika alev alev yanarken bölgeye gelen itfaiye ekipleri yangını söndürmek için çalışma başlattı. Yaklaşık 2.5 saatlik çalışmanın ardından yangın söndürüldü. Fabrikada işçilerden birinin yangına müdahale ederken yaralandığı öğrenildi. Yaralı işçi hastaneye kaldırılırken, itfaiye ekipleri içeride kimsenin olup olmadığına yönelik arama çalışması yaptı. Öte yandan büyük çapta hasar gören fabrika havadan görüntülendi.

Yangınla ilgili konuşan gece bekçisi, 'Fabrikanın yukarı bölümü yandı. Fabrikada mahsur kalan yok. Fabrikanın itfaiye ekibinden bir arkadaş müdahale ederken dumandan etkilenmiş, şuan hastanede. Gece çalışanlar aşağı taraftaydı, yangın yukarıda çıktı. Malzeme ambarı denilen bir yer var orada çıktı' dedi.

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.