Gençlerin Ruh Sağlığı Alarm Veriyor

Türkiye'de gençler, görünmeyen bir salgınla mücadele ediyor: ruhsal çöküntü. Pandemi sonrası dönemde artan kaygı bozuklukları, depresyon ve sosyal izolasyon, genç nüfusun geleceğe dair umutlarını gölgeliyor. Ancak en büyük sorun, bu duygusal yükle baş başa kalan gençlerin yeterli psikolojik desteğe ulaşamaması.

Bir Nesil Yorgun Doğuyor
Lise ve üniversite çağındaki gençler, sınav baskısı, ekonomik belirsizlik, sosyal medya kaynaklı kıyaslama duygusu ve gelecek kaygısıyla boğuşuyor. Birçok genç, "kendimi sürekli yetersiz hissediyorum" ya da "hiçbir şeyden keyif alamıyorum" gibi ifadelerle iç dünyalarını tarif ediyor. Bu duygular, zamanla akademik başarısızlık, sosyal çekilme ve hatta intihar düşüncelerine kadar uzanabiliyor.

Psikolojik Destek: Var Ama Ulaşılamıyor
Devlet hastanelerinde psikiyatri randevuları aylar sonrasına veriliyor. Rehberlik servisleri ise çoğu okulda ya yetersiz ya da işlevsiz durumda. Özel terapi ücretleri ise birçok aile için karşılanamaz düzeyde. Bu tablo, gençleri ya yalnızlığa ya da sosyal medyada yanlış yönlendirmelere itiyor.

Aileler ve Öğretmenler Ne Yapacağını Bilmiyor
Birçok ebeveyn, çocuklarının ruhsal durumunu fark etmekte zorlanıyor. "Zaten ergenlikte böyle olur" diyerek geçiştirilen belirtiler, aslında ciddi bir yardım çağrısı olabilir. Öğretmenler ise sınıf içindeki davranış değişikliklerini gözlemlese de, sistematik bir destek mekanizması olmadığı için çoğu zaman çaresiz kalıyor.

Sosyal Medya: Hem Sebep Hem Sonuç
Gençler, duygularını ifade etmek için sosyal medyaya yöneliyor. Ancak bu platformlar, çoğu zaman sahte mutluluk imgeleriyle dolu. "Herkes mutlu, bir tek ben böyleyim" düşüncesi, yalnızlık hissini daha da derinleştiriyor. Ayrıca bazı içerikler, gençleri yanlış yönlendiren, hatta zarar verici davranışlara teşvik eden mesajlar taşıyabiliyor.

Çözüm Nerede?
Ruh sağlığı, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk. Okullarda tam zamanlı psikolojik danışmanların görevlendirilmesi, gençlere yönelik ücretsiz terapi merkezlerinin yaygınlaştırılması ve ailelere rehberlik edecek bilinçlendirme kampanyalarının başlatılması gerekiyor. Ayrıca gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri güvenli sosyal alanlar oluşturulmalı.
Gençlik, bir toplumun en büyük potansiyelidir. Ancak bu potansiyel, sessizce tükeniyor. Ruh sağlığı, sadece kriz anlarında değil, her gün korunması gereken bir değer. Çünkü bir gencin iç sesi duyulmadığında, bir toplumun geleceği sessizleşir.