Gençlerin yaşam mücadelesi-II

(dünden devam…)

Ve en önemlisi siz çalışmak istiyorsunuz, para kazanıp henüz daha gençken yapmak istediklerinizi yapmak istiyorsunuz, bolca alışveriş yapmak istiyorsunuz, gezmek istiyorsunuz, ailenize ve çevrenize kendi ayakları üzerinde duran bir genç imajı çizmek istiyorsunuz, güzel, asgari ücretle iş aramaya başlıyorsunuz. Kasiyerlik, satış elemanlığı, fabrikada işçi, artık ne olursa gözüyle bakıyorsunuz yeter ki iş olsun. Şuan da Türkiye'de her 4 gençten 1'i işsiz. Siz şanslı 3 kişiden biri olduğunuzu düşünün ve iş bulup çalışmaya başladığınızı.

Zaten oluyor yaşınız 24-25. Ve geliyor evlilik çağınız. Uygun bir kısmet çıktığında evlenmek istiyorsunuz ve daha sıkıntılı bir dönem sizi bekliyor. Çünkü ülkemizde düğün yapmak iyi bir maddi durum ister. Yoksa da dolgun bir kredi maalesef. 

Söz, nişan, ev tutma, evi dizme, kına, düğün, takılar. Dolgun bir borçla yuva kuruyorsunuz. Hem eşiniz hem siz çalışmak zorundasınız. Hem geçinmek için hem de borçları ödemek için. Tabii ki yine sosyal aktiviteler, kendini geliştirme, ülke gündemini düşünme, bir tarafa kalıyor ve siz sadece geçinmeye odaklanıyorsunuz. Eğer çocuk olursa ki rızkıyla doğar hepimiz biliriz ama hem anne için hem baba için işler biraz daha zorlanabiliyor.

Bebek 4-5 aylık olduğu zaman ya babaanneye ya anneanneye bırakılıp çalışmak zorunda kalınıyor. Zorundasınız yani başka şansınız yok.

Gerçekten çok karamsar bir yazı oldu. Ama hiçbiri benim hayal dünyamda olan şeyler değil. Binlerce kişinin yaşadığı durum. Binlerce gencin sesini duyurmak için yazdım.

Bıktı artık bu gençler bu sıkıntılardan. Geçim derdinden bıktı bu millet. Nefes alabilmek, kafasını dağıtabilmek için tatile çıkmak isteyenler de bile kredi çekilen bir ülkedeyiz. Yazdığım yazıdaki durumları yaşayan az insan yok yani. Eminim ki birçok insanın tercümanı oldum.

İnsan olarak onurlu, refah bir yaşam hepimizin hakkı. Açlık sınırının altında bu insanlar yaşamak zorunda değil.

Geçim sıkıntısı yaşayan bir insana ülke siyasetini konuşsan ne olur gündemden bahsetsen ne olur? Ben daha evi zor geçindiriyorum aklımda borçlar, kiralar var bide ülkeye mi kafa yorayım der.

Bu yazımı okuyup umutsuzluğa kapılanlar olur ama korkmayın, çözüm var. Bu sıkıntılardan, anlattığım tüm sıkıntılardan kurtulacak bir çözüm var. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli var. Bağımsız Türkiye Partisi var. İnanın tek kurtuluşumuz bu yol. 

Şimdi sizlere Milli Ekonomi Modeli'nin gençlere sunduğu imkanı kısaca yazmak istiyorum ama kesinlikle bu konuda daha fazla bilgi edinmenizi istiyorum. Bu bilgileri bizatihi Milli Ekonomi Modeli'ni okuyarak, ya da gazetemizin köşe yazılarını okuyarak ya da Meltem Medya Yayın Organlarını takip ederek bu bilgilere ulaşabilirsiniz.

Milli Ekonomi Modelindeki sosyal projelerden;

Vatandaşlık Maaşı, Ev Hanımı Maaşı, Doğum ikramiyeleri, Asgari Ücretin en az yoksulluk sınırının üstünde olması, herkese iş ve aş imkanı, sınavsız üniversite, uzun vadeli faizsiz kredilerle evlenme kredisi ve daha birçok sosyal proje işte Milli Ekonomi Modeli'nde.

Ne zaman ki Bağımsız Türkiye Partisi iktidar olur ve Milli Ekonomi Modeli hayata geçirilir işte o zaman bütün bu sıkıntılardan kurtulabiliriz. Çözüm var yeter ki buna sahip çıkalım. Onurlu bir yaşam için...