Gıdada MİLLİYETÇİLİK başladı
TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, EGD’nin online etkinliğinde yaptığı değerlendirmede, “Covid-19 salgınının da etkisiyle dünyada gıda tedarikinde daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceği vurgulanıyor. Dolayısıyla küresel düzeyde ‘gıda milliyetçiliği’ olarak adlandırılabilecek şekilde ülkelerin kendi stoklarını muhafaza etmelerine öncelik verdikleri görülüyor” dedi.
19.05.2020 23:00:00





RECEP BAHAR / DETAY HABER
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Savaş Akcan, Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin telekonferans yöntemiyle düzenlediği basın etkinliğinde, Türkiye'de tarım alanlarının azaldığına işaret ederek, "Artan nüfusu mevcut alanları verimli üretimle besleyebiliriz" dedi. Akcan, şunları söyledi: "Uluslararası raporlarda 55 ülkede 135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu, Covid-19 salgınının da etkisiyle daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceği vurgulanıyor. Salgın nedeniyle tarımsal üretimin ve gıda tedarikinin zorlaşması ve daha pahalı hale gelmesiyle, küresel düzeyde 'gıda milliyetçiliği' olarak adlandırılabilecek şekilde ülkelerin kendi stoklarını muhafaza etmelerine öncelik verdikleri görülüyor. Ülkemizde gıda güvencesi açısından kıtlık düzeyinde bir sorun yaşanmasını beklemiyoruz. Ancak belirsizlikler her alanda olduğu gibi tarımda da riskleri arttırır. Ancak burada önemli olan çiftçilerimizin daha çok gelir elde etmesini sağlayacak politikaların uygulanması, desteklerin artması ve çiftçilerimizin ürünlerinin değerinde satılacağını bilmesidir."
Türkiye bazı tohumlarda kendine yetmiyor
Türk bitki ıslahçıları tarafından geliştirilen ve yerli firmalar tarafından üretilen tohumluk çeşitlerinin yabancı çeşitlere göre hiçbir eksiğinin olmadığını söyleyen Akcan, yüzde 100 yerli ve milli olarak, başka bir ifade ile tamamen yerli sermayeli şirketlerin yurt içi gen kaynaklarından ıslah edip geliştirdikleri milli tohumlarımızdan tahıl ihtiyacımızın yüzde 70'ini, baklagillerin yüzde 97'sini, çayır-mera ve yem bitkilerinin yüzde 92'sini ve sebzelerin yüzde 60'ını karşıladıklarını; mısır, ayçiçeği, şekerpancarı, pamuk ve patates gibi tohumluk açığı olan ürünlerde de gün geçtikçe milli tohum çeşitlerinin arttığını kaydetti.
Tohum şirketlerimiz zayıf
Akcan, "Türkiye'de tohumculuk sektörü daha çok genç... Bu nedenle Türk şirketlerinin sermeyesi yabancı şirketlere göre daha zayıf. Yabancı şirketlerin tanıtım ve pazarlama için ayırdıkları bütçelere şimdilik bizim erişmemiz zor. Bu nedenle en az yabancı çeşitler kadar verimli ve kaliteli çeşitlerimizi tanıtmakta zorlanıyoruz. Ulusal gıda egemenliğinin ön planda olacağı önümüzdeki dönemde çiftçilerimizden en önemli talebimiz; milli çeşitlerimizi kullanmalarıdır. Türk tohumculuk sektörü ve Türkiye Tohumcular Birliği, yerli ıslah çalışmaları sonucu geliştirilen, milli çeşitlerimizin sayısını artırmak için Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte yoğun gayret içindedir. Bu gayretin sonucu olarak milli çeşitlerimizin sayısı hızla artmaktadır'' ifadelerini kullandı.
Avrupa'yı doyurabiliriz
Küresel salgının Türk tarımı için bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini ifade eden Akcan, "Avrupa'da tarımsal üretimin yoğun yapıldığı ülkeler, aynı zamanda Covid-19'dan en çok etkilenen ülkelerdir. Yaş sebze-meyve başta olmak üzere Avrupa'yı biz doyurabiliriz, destek olabiliriz. Ancak bunun için her zamankinden daha çok üretmek zorundayız. Bizler de bu amaç ve tüm dünyaya tohum ihraç edebilmek için, Türki Cumhuriyetlerde tohum üretmek istiyoruz."
İhracat ithalatı geçti
Geçen yıl tohum ihracatının ilk kez ithalatı geçtiğine işaret eden TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, son dönemde tohumculuk sektörünün tarımın diğer alt sektörlerine oranla çok daha başarılı bir performans çizdiği söyledi. Akcan, "Tohum ihracatımız geçen yıl 286.4 milyon dolar, ithalatımız ize 228.4 milyon dolar oldu. 91 ülkeye tohum ihraç ediyoruz" dedi.
Tarımda acilen yapılması gerekenler
Türkiye Tohumcular Birliği'ne göre tarımda acilen şu adımlar atılmalı:
• Çiftçinin tarımdan kopmaması için 21 ilde belirlenen ürünlerin tohumlarının yüzde 75'i hibe olarak üreticimize verilmeli.
• Hazine arazilerinin tarıma açılması gibi pilot projeler tüm Türkiye'de yaygınlaşmalı.
• Girdi maliyetlerinin düşürülmesi için tüm imkânlar seferber edilmeli.
• Çiftçilerin borçlarının çok daha büyük bir kısmı yapılandırılmalı hatta silinmeli.
• Tohum üretiminde mazot, enerji, gübre, işçilik gibi ana girdilerdeki artış çiftçilerin üretim maliyetlerini de artırıyor. Üretim maliyetlerindeki artışlar aynı oranda fiyatlara yansıtılamıyor.
Aslında kendimize yeteriz
Bitki Islahçıları Birliği Başkanı Vehbi Eser de etkinlikte yaptığı değerlendirmede Türkiye'nin tohum noktasında başka ülkelere ihtiyacı olmadığını dile getirerek, "Tabii serbest piyasa var. İsteyen istediği yerden tohum alabiliyor. Ancak sınırlarımızı kapatsak, tüm tarım ürünlerini tedarik edecek noktadayız. Kritik dönemlerden geçiyoruz. Dışarıdan bir şeylerin gelmesi ansızın kesilebilir" şeklinde konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.