Amerikan Başkanı Bush'tan sonra İngiliz Başbakanı Blair de işgal bölgesine gizli bir ziyaret gerçekleştirdi.
Amaç belliydi: İngiliz askerlerinin sıfırlanan moralini yükseltmek.
Irak'ta içine düştükleri güç durumu kendi kamuoylarından ilginç yöntemler deneyerek gizlemeye çalışan iki liderin gizli ziyaretleri bölgedeki askerlere ne derece umut olacak ayrı bir tartışma konusu.
Başta Polonyalılar olmak üzere İspanyol, Amerikan ve İngiliz askerlerinin yüzde yetmişten fazlası biran evvel bölgeyi terketmek niyetinde.
Amerikan askerleri Hollywood yıldızlarının resimleriyle teselli buluyor, Polonyalılar küçük eğlence organizasyonlarıyla vakit geçirmeye çabalıyor, İspanyollar dans ederek hava yumuşatıyor, İngilizler ise kraliçe ve Lady Diana haberleriyle oyalanıyor.
İşgal askerlerinin büyük bölümü tüm bu dopinge rağmen anne babalarının, eş ve çocuklarının yanlarında olmak için gayret gösteriyor.
Askerlerin son günlerde psikolojikman çöktüklerini ifade eden papazlar, yeni umutlar aşılanması gerektiğinde hemfikirler.
Amerika ve İngiltere devlet kurumlarınca bölgeye gönderilmiş olan din adamlarının yaptığı vaftizler amacına ulaşmış değil.
Dicle-Fırat'ın soğuk sularında çıkarılan günah, çözüm olmaktan uzak.
Tüm bu çaresizliklere rağmen din adamlarının vaftiz çalışmaları devam ettiriliyor.
Papazlardan sonuç çıkmayınca Bush ve Blair şahsen devreye girmek durumunda kaldı.
Şükran gününde Bush'un kendi eliyle yaptığı hindi servisi
Amerikan conilerinin boğazına düğümlenmiş durumda.
Amerikan askeri hemen hergün birer ikişer öldürülüyor. İşgalin başladığı günden bu yana kan eksik olmuyor. Arkadaşlarının gözleri önünde öldürüldüğünü gören askerler kaçış hazırlıkları yapıyor.
Aynı durum İngilizler için daha ağır biçimde yaşanmakta. Noel Baba gibi biranda ortaya çıkarak gülücükler atan İngiliz Başbakanı Blair'in uzattığı eli yakalamak için can havliyle savrulan İngiliz askerlerinin acıklı hali kameralara yansıdı. Yüzlerinde zoraki tebessümle işgal planına ortak olan İngiliz askeri en çok zaiyatı veren grup.
Amerika ve İngiltere bölgeye asker yetiştirmekte zorlanıyor. Savunma Bakanlığı Pentagon nadas usulü denemek istiyor. Bölgeden çekilecek askerlerin yerine aynı sayı ve nitelikte asker kaydırılması düşünülüyor.
İngiltere de yedek askerleri devreye sokarak oradaki askere bir nebze olsun nefes aldırmak istiyor.
Ama bu çabalar da yetersiz kalacak.
Amerika ve İngiltere bölgede kaldıkça zaiyat vermeye devam edecekler.
Bölgede istenmeyen ülkelerin askerlerine Irak'ın değişik kesimlerinden gelen tepkiler artımış durumda.
Peşmergeler dışında yabancı gücü isteyen yok. Peşmergeler de onları istemiyor ama siyasal yapılanma tamamlanana kadar onların bölgede bulunması hesaplarıyla örtüşüyor.
Irak'ı yeniden yapılandırma adına yapılanlar zaman aldıkça, işgal askeri ölmeye devam edecek. Bir kaza kurşunu, bir şarapnel parçası, bir bombalı araç, bir gizemli tetik...
Saddam'ın akibeti tartışılırken, Kürtler'e federasyon vaadedilirken İngiliz ve Amerikan askerlerinin içler acısı durumu üstünkörü tedbirlerle geçiştiriliyor.
Kendi askerine acımayan ülkelerin işgal ettikleri bölgenin insanına acımalarını nasıl bekleyebilirsiniz?
Amaç belliydi: İngiliz askerlerinin sıfırlanan moralini yükseltmek.
Irak'ta içine düştükleri güç durumu kendi kamuoylarından ilginç yöntemler deneyerek gizlemeye çalışan iki liderin gizli ziyaretleri bölgedeki askerlere ne derece umut olacak ayrı bir tartışma konusu.
Başta Polonyalılar olmak üzere İspanyol, Amerikan ve İngiliz askerlerinin yüzde yetmişten fazlası biran evvel bölgeyi terketmek niyetinde.
Amerikan askerleri Hollywood yıldızlarının resimleriyle teselli buluyor, Polonyalılar küçük eğlence organizasyonlarıyla vakit geçirmeye çabalıyor, İspanyollar dans ederek hava yumuşatıyor, İngilizler ise kraliçe ve Lady Diana haberleriyle oyalanıyor.
İşgal askerlerinin büyük bölümü tüm bu dopinge rağmen anne babalarının, eş ve çocuklarının yanlarında olmak için gayret gösteriyor.
Askerlerin son günlerde psikolojikman çöktüklerini ifade eden papazlar, yeni umutlar aşılanması gerektiğinde hemfikirler.
Amerika ve İngiltere devlet kurumlarınca bölgeye gönderilmiş olan din adamlarının yaptığı vaftizler amacına ulaşmış değil.
Dicle-Fırat'ın soğuk sularında çıkarılan günah, çözüm olmaktan uzak.
Tüm bu çaresizliklere rağmen din adamlarının vaftiz çalışmaları devam ettiriliyor.
Papazlardan sonuç çıkmayınca Bush ve Blair şahsen devreye girmek durumunda kaldı.
Şükran gününde Bush'un kendi eliyle yaptığı hindi servisi
Amerikan conilerinin boğazına düğümlenmiş durumda.
Amerikan askeri hemen hergün birer ikişer öldürülüyor. İşgalin başladığı günden bu yana kan eksik olmuyor. Arkadaşlarının gözleri önünde öldürüldüğünü gören askerler kaçış hazırlıkları yapıyor.
Aynı durum İngilizler için daha ağır biçimde yaşanmakta. Noel Baba gibi biranda ortaya çıkarak gülücükler atan İngiliz Başbakanı Blair'in uzattığı eli yakalamak için can havliyle savrulan İngiliz askerlerinin acıklı hali kameralara yansıdı. Yüzlerinde zoraki tebessümle işgal planına ortak olan İngiliz askeri en çok zaiyatı veren grup.
Amerika ve İngiltere bölgeye asker yetiştirmekte zorlanıyor. Savunma Bakanlığı Pentagon nadas usulü denemek istiyor. Bölgeden çekilecek askerlerin yerine aynı sayı ve nitelikte asker kaydırılması düşünülüyor.
İngiltere de yedek askerleri devreye sokarak oradaki askere bir nebze olsun nefes aldırmak istiyor.
Ama bu çabalar da yetersiz kalacak.
Amerika ve İngiltere bölgede kaldıkça zaiyat vermeye devam edecekler.
Bölgede istenmeyen ülkelerin askerlerine Irak'ın değişik kesimlerinden gelen tepkiler artımış durumda.
Peşmergeler dışında yabancı gücü isteyen yok. Peşmergeler de onları istemiyor ama siyasal yapılanma tamamlanana kadar onların bölgede bulunması hesaplarıyla örtüşüyor.
Irak'ı yeniden yapılandırma adına yapılanlar zaman aldıkça, işgal askeri ölmeye devam edecek. Bir kaza kurşunu, bir şarapnel parçası, bir bombalı araç, bir gizemli tetik...
Saddam'ın akibeti tartışılırken, Kürtler'e federasyon vaadedilirken İngiliz ve Amerikan askerlerinin içler acısı durumu üstünkörü tedbirlerle geçiştiriliyor.
Kendi askerine acımayan ülkelerin işgal ettikleri bölgenin insanına acımalarını nasıl bekleyebilirsiniz?
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005