Erzurum'da yayınlanan mahalli gazeteleri, özellikle şehrin gündemini takip edebilmek için fırsat buldukça okumaya çalışıyorum ve önemli gördüğüm yazıları değerli Yeni Mesaj okuyucuları ile paylaşıyorum.İnternet ortamında da rahatlıkla takip ettiğimiz günlük Erzurum Gazetesinde yaklaşık bir ay önce yayınlanmış olan değerli ve duyarlı hemşehrimiz M. Tevhid Gülseven'in çok önemli yazısının farkına yeni vardım ve istedim ki daha fazla gecikmeden bu yazıyı dört bir yana yollayalım: "Nobel Ödülü ve Hatırlattıkları!..Orhan Pamuk'un aldığı Nobel ödülü ile ilgili yazı yazmak istemedim. Hatta bu yazarı yok saymayı, düşüncelerini ve fikirlerini duymamayı da çok istedim.Çünkü Orhan Pamuk aklıma geldiği her an aklıma; R,rahmetli Dedem Sabri Bey, Ninem ve akrabalarımın anlattıkları ermeni katliamları geliyor.Ermenilerin yaptığı katliamlar, doğradıkları binlerce hemşerim ve soykırıma uğrayan Türk-Kürt vatandaşlarımın işkenceyle öldürülmüş kanlı cesetleri aklıma geliyor.Orhan Pamuk denilince; burnuma Mübarek Ceddim'in Mübarek kanlarının kokusu geliyor.Orhan Pamuk denilince; aklıma yüzlerce Erzurumlunun Hükümet Meydanında toplatılarak ellerine kırık silahlar, bozuk tabancalar verilerek "İsyan eden asiler" diye fotoğraflarının çekildiği ve sonra yüz beş insandan sadece üç kişinin kurtulduğu toplu katliamları aklıma geliyor.Aklıma; Alaca köyünde yaşamaktan başka gayeleri olmayan beş yüz Şehidim'in kanlı üstleri ve elbiseleri ile yakılarak toplu mezara gömülmeleri geliyor.Orhan Pamuk denilince aklıma; yüzünü yıkamaya çalıştığı katliamcı bir milletin Eski İstasyona toplayıp teker teker dışarı alıp katlettikleri Büyük dayım, Şevki Dedem ve yüzün üzerindeki arkadaşlarının karlar üzerindeki taranarak, parçalanarak katledilmiş kanlar içindeki cesetleri aklıma geliyor.Beyaz karların kanla yıkandığı caddeler ve sokaklar ve bu sokaklarda yatan kanlı cesetler aklıma geliyor.Orhan Pamuk denince aklıma; ermeni askerlerine teslim olmamak için kendisini bacadan hamile karnının üzerine atarak şehit olan Sabiha Nenem aklıma geliyor.Orhan Pamuk denilince aklıma; bugün hala daha virane olarak duran Erzurum Gölbaşı Semtindeki (Gazi ilkokulu karşısı) Türk'ü katletmek için mezbaha olarak Ermenilerin kullandıkları ve binlerce masum ve mazlum Türk'e mezar olan yıkık kilise geliyor.Orhan Pamuk denilince aklıma; Doğu Anadolu'da katliam yapan acımasız ermeni askerleri, ermeni milisleri ve yatakçıları geliyor. Orhan Pamuk denilince aklıma; yurtdışında görevli ve suçu sadece Türk olmak olan; hunharca, acımasızca şehit edilen onlarca bi-günah Dışişleri görevlisi Şehitlerim aklıma geliyor.Kana bulaşan kalemlerini bugün de Türk'ün kanına batıran ermenilere avukatlık ederek, tarihine yanlış çanak tutanlar da onlar kadar yalancıdırlar.Katili haklı göstermeğe çalışan katildir. Ben Orhan Pamuk'u aldığı ödülle aziz Şehitlerime gülümseyerek bakan birisi olarak tahayyül ediyorum.Bugün kanlı PKK örgütü aynı tarz ve acımasızlıkla aynı cinayetleri işleyebiliyor. Ve PKK içinde yüzlerce ermeni bulunmaktadır.Erzurum'da Yavi'de kırk iki, Erzincan'da Başbağlar'da otuz iki vatandaşımın katledilme tarz ve stili gene ermenilerin tarz ve stilinde. Ve daha yüzlerce katliamlar Ermeni ve Rum stilinde.Ve Orhan Pamuk ermenilerin "soykırıma uğradığını söylüyor".Ve Orhan Pamuk ödül alıyor! Yazık!!!Ve Orhan Pamuk'u başta Mehmet Ali Brand ve ait olduğu medya alkışlıyor!Ayıp! Ve Yazık!.Kendi milletine ihanet edenleri ödüllendirme her çağda Türkiye için kötü emel besleyenlerin yapabildikleri bir motivasyondur. Devam da edecektir.Ancak üzüntüm; Orhan Pamuk'la sınırlı değildir. Asıl üzüntü odağım; O'nun yanında yer alarak ödülünü methi sena eden kartel medya ve onun şakşakçı yazarlarınadır.Hatta bu yazarlar ve medya tarafından Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bu sanatı ve bu sanatçıyı, uluslararası bir değeri (!) kavrayamamak ve görememekten,(!) tebrik etmemekten dolayı da kınandılar.Alkışım Cumhurbaşkanım Ahmet Necdet Sezer'edir.Türkiye'mde aklı selim davrananların, ermeni mağdurlarının, Türk Milleti'nin kendisine düşmanca davranan bir millete karşı milli duruşlarına tercüman olmuştur. Türk Milleti; Ermeni'nin düşmanca tavrını sergilemesini bıraktığı gün, iftira ve iddialarını bıraktığı gün gene Ermenilerle beraber olacaktır. Eskileri unutacak kadar da asildir. Zaten soykırıma, Ermeni aksiyonlarına destek olmayan Ermeni vatandaşlarımızla bir problemimiz olmamıştır, olmaz da!Tarihte katliam yapmamış tek millet, Türk Milleti'dir.İdrakim dışında kalan; İslam neması ile geçinen bir gazetede Etyen Mahçupyan'ın yazdığı bir makaledir. Etyen Mahçupyan bu gazetede, Orhan Pamuk'u fikrini söyleyebildiği, gerçekleri yazabildiği (!) için cesaretini kutluyor, ve onu reddeden milleti de geri kalmışlıkla, reel düşünememekle, olaylara tarafsız bakmayı bilmemekle suçluyor, kınıyor!Ve benim Müslümanım ve uyuyan dindaşım bu gazeteyi hala okuyor, hala koruyor. Dinine ve cemaatine her türlü aşağılamayı, iftirayı reva görenlerin yazılarını görmezden geliyor, okuyabiliyor, parasıyla destekliyor ve tepki bile veremiyor. Cemaatten aforoz korkusu taşıyor! Gafletin bu kadarını ihanetle dahi izah edemiyorum. Benim milletim eğer böyle düşünüyor ve tepkisiz kalıyorsa daha çok katliamlara maruz kalabilir. Ermeni; iftira ve ayak oyunları ile daha farklı ortamlarda yeniden yeniden hak (!) iddia arayabiliyor. Bizimki iddia da değil; bir hak. Ancak Biz; hakkımızı arayamıyoruz, farkımız bu, anlatamıyoruz.Bizim uğradığımız katliamları anlatamamamız veya anlatabilme hız ve isteğimiz çok cılız kalıyor. Her yerde ve her şeyde olduğu gibi gene garip bir umursamama, tepkimizi cılız vermemiz, milli heyecanımızın azalması veya sahip olduğumuz dünyalıklarımızı, zamanımızı milli yollarda harcayamama cimriliğimiz sayesinde ermeninin aksiyonları karşısında zayıf ve güçsüz, müdafaasız, sahipsiz kalıyoruz.Türk Milleti, yapılan bu haksızlıklara tepkisiz kalmamalıdır.Tepkimiz "ses" getirecek tarzda olmalıdır!Tepkimiz medeni bir şekilde tüm dış loca ve mihraklarda tüm dünyaya geç kalmadan verilmelidir, haklılığımız, mağduriyetimiz tüm dünyaya haykırılabilinmeli, anlatılabilmelidir.Üniversitelerimizde, Dışişleri'mizde, Milli Eğitimimiz'de, kendisini milli sayan ve milli heyecan taşıyan tüm medyamız ile ve yerel tüm belediyelerin hazırlayacakları yeni programlarla; "ermeni soykırımı hakkında" doğru, gerçekçi, bilgi destekli yeni aksiyonlar ve yeni yöntemler belirlemeli, üretmeli ve anti Orhan'lar çıkarmalıyız.Sesimizi ve haklılığımızı ancak böyle duyurabiliriz:Orhan'ına da, Nobel'ine de, Fransa'sına da, Brand'ına da!
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- “Damla bile değil idim Göle çevirdiler beni” / 02.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- “Damla bile değil idim Göle çevirdiler beni” / 02.04.2024