Türkiye'de 20 milyara ulaştığı tahmin edilen yastık altındaki markların Euro'ya geçişle birlikte yeni bir fırsat haline geldi
Avrupa Birliği üyesi 12 ülke, 1 Ocak 2002 tarihinde ortak para birimi olan Euro'yu kullanmasına paralel olarak, Türkiye'de yastık altında bulunan yaklaşık 20 milyar mark civarındaki kayıtdışı para da, ekonomiyi rahatlatacak bir fırsat olarak görülüyor. Yabancı basında yeralan haberlere göne Almanya dışında en çok kayıtdışı markın 20 milyar ile Türkiye'de bulunduğu ve bunun Euro'ya geçişte sorun oluşturabileceği belirtilmişti. Merkez Bankası da, önceki gün bir açıklama yaparak, Euro'ya dönüşümün nasıl olacağını ve elinde Euro bölgesinden 12 ülkeye ait para birimi bulunanların yıl sonuna kadar bunu değiştirmesi gerektiğini açıkladı. Merkez Bankası, elinde 12 Avrupa ülkesinin para birimini bulunduranların, bankada hesap açtırmadığı takdirde, masraf ve komisyon ödeyeceklerini bildirdi. Uzmanlara göre, Merkez Bankası yastık altındaki parayı sisteme dahil etmek için bir çaba gösteriyor. Bankacılar, "Ancak, bu teşvik edici, ödüllendirici değil, cezalandırıcı bir önlem. Yastık altındaki marklar dolara da kaçabilir" diye görüş bildiriyorlar.
Çoğu Almanya'dan kesin dönüş yapmış olan "gurbetçiler" ve bunların yakınları ile, inançlarından dolayı faiz ve bankacılık sistemine karşı olan "markçı" olarak adlandırılan yastıkaltı yatırımcılarının elindeki bu büyük meblağ, sisteme taze para girişi sağlaması açısından Türkiye için bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Planlı bir sistem şart
Bankacılar, ekonomi yönetiminin "akıllı bir sistem geliştirerek, yastık altındaki 20 milyar markın büyük bölümünü sisteme sokabileceğini" savunuyor. Almanya'nın, yastık altındaki parayı "kara para" olarak değerlendirdiğini ve bu nedenle parayı ülkeye sokmamaya çalıştığını hatta parayla girenleri sınırda aramayı planladığına dikkat çeken bir uzmanlar "Örneğin Merkez Bankası şunu yapabilir; Vatandaşın elindeki marka karşılık, iyi bir faizle iç borç senedi satabilir. 'Bir yıl, altı ay sonra sana Euro hesabı olarak faiziyle geri vereceğim' diyebilir. Böylece, kayıtdışındaki markların büyük bölümü sisteme girer ve IMF'den 1.5 milyar dolar kredi dilimlerinin yolunu gözleyen Türkiye, sisteme en azından 4-5 milyar dolar kaynak girişi sağlar. Bunu yapmanın tam zamanı, Merkez Bankası ve Hazine iyi bir planlamayla bu parayı sisteme sokabilir"açıklamasında buludu.
Avrupa Birliği üyesi 12 ülke, 1 Ocak 2002 tarihinde ortak para birimi olan Euro'yu kullanmasına paralel olarak, Türkiye'de yastık altında bulunan yaklaşık 20 milyar mark civarındaki kayıtdışı para da, ekonomiyi rahatlatacak bir fırsat olarak görülüyor. Yabancı basında yeralan haberlere göne Almanya dışında en çok kayıtdışı markın 20 milyar ile Türkiye'de bulunduğu ve bunun Euro'ya geçişte sorun oluşturabileceği belirtilmişti. Merkez Bankası da, önceki gün bir açıklama yaparak, Euro'ya dönüşümün nasıl olacağını ve elinde Euro bölgesinden 12 ülkeye ait para birimi bulunanların yıl sonuna kadar bunu değiştirmesi gerektiğini açıkladı. Merkez Bankası, elinde 12 Avrupa ülkesinin para birimini bulunduranların, bankada hesap açtırmadığı takdirde, masraf ve komisyon ödeyeceklerini bildirdi. Uzmanlara göre, Merkez Bankası yastık altındaki parayı sisteme dahil etmek için bir çaba gösteriyor. Bankacılar, "Ancak, bu teşvik edici, ödüllendirici değil, cezalandırıcı bir önlem. Yastık altındaki marklar dolara da kaçabilir" diye görüş bildiriyorlar.
Çoğu Almanya'dan kesin dönüş yapmış olan "gurbetçiler" ve bunların yakınları ile, inançlarından dolayı faiz ve bankacılık sistemine karşı olan "markçı" olarak adlandırılan yastıkaltı yatırımcılarının elindeki bu büyük meblağ, sisteme taze para girişi sağlaması açısından Türkiye için bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Planlı bir sistem şart
Bankacılar, ekonomi yönetiminin "akıllı bir sistem geliştirerek, yastık altındaki 20 milyar markın büyük bölümünü sisteme sokabileceğini" savunuyor. Almanya'nın, yastık altındaki parayı "kara para" olarak değerlendirdiğini ve bu nedenle parayı ülkeye sokmamaya çalıştığını hatta parayla girenleri sınırda aramayı planladığına dikkat çeken bir uzmanlar "Örneğin Merkez Bankası şunu yapabilir; Vatandaşın elindeki marka karşılık, iyi bir faizle iç borç senedi satabilir. 'Bir yıl, altı ay sonra sana Euro hesabı olarak faiziyle geri vereceğim' diyebilir. Böylece, kayıtdışındaki markların büyük bölümü sisteme girer ve IMF'den 1.5 milyar dolar kredi dilimlerinin yolunu gözleyen Türkiye, sisteme en azından 4-5 milyar dolar kaynak girişi sağlar. Bunu yapmanın tam zamanı, Merkez Bankası ve Hazine iyi bir planlamayla bu parayı sisteme sokabilir"açıklamasında buludu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.