Usta gazeteciler, hünerli, ak saçlı gazeteciler şimdilerde ABD yolcusu. Biri gidiyor, biri geliyor, bazen havada el sallıyorlar birbirlerine. Önce gidip işini bitirmiş olanlar, acemilere tavsiyelerde bulunuyorlar.
"Ben on gün kaldım, sen onbeş gün kalmaya çalış, şöyle otur, böyle kalk".
Biz biliyoruz ki, olaylara basiretle bakanlar, görüyor ve yakînen biliyorlar ki, bu proje; uluslararası pazarlama şirketlerinin ve ABD'nin ortak projesidir.
Bugüne kadar "hocaefendilik" yönünden azami derecede istifade eden uluslararası at cambazları, hocaefendilik sıfatının epey yara aldığını fark ettiler. Eriyen, çürüyen, dökülen kaportaya, macun ve boya çekme kampanyası başlattılar. Boya desteğinde ne kadar yürünecekse?..
Elli bin, yüz bin traj artışı garantisi ile "hocaefendi" ile röportaj bağlantısı sağlayanlar, belli ki; içeride kaybettiklerini, araması daha kolay diye dışarıda arıyorlar. Nasrettin Hoca'nın yüzüğünü samanlıkta kaybedip dışarıda araması meselesi...
Diyelim ki, Türkiye'de trajı yüzbinin üzerindeki tüm gazeteler, ya aynı tarihlerde ya da biri bitirip diğeri haşlayarak röportaj furyasını devam ettirdiler. Bütün bunlar, hocaefendi'nin: "Kutsal Vatikan topraklarında ölmeyi düşlemiş olması" gibi kocaman kara bir lekeyi silebilecek mi?
"Katolik dünyası ile ahlakta da amentüde de bir ve beraberiz" şeklindeki, dünyayı yerinden oynatacak kadar kocaman yalanı silebilecekler mi?
Papa'yı ziyareti sırasında takdim ettiği o talihsiz mektubun sadece bir paragrafını temizlemek için bütün bir medya seferber olsa, başarabilirler mi?
Halk arasında çok kullanılan bir deyimdir, "Senin yaptığın bu hatayı çaylar bile temizlemez"
Gülen'le röportaj furyasına katılan ve ekolün külliyatını pazarlama yarışına giren Şafağı yeni sökenlere, Akşamından Sabahına, iyice kaynarından biraz Ilıcak olanına kadar hepsine diyoruz ki; yıkamayağlama, macunlamaboyama ihalesini aldınız, traj yaptınız, belki başka şeyler de kazandınız ama, bir kez daha Müslüman Türk Milletinin gönlünü ve güvenini kaybettiniz.
"Ben on gün kaldım, sen onbeş gün kalmaya çalış, şöyle otur, böyle kalk".
Biz biliyoruz ki, olaylara basiretle bakanlar, görüyor ve yakînen biliyorlar ki, bu proje; uluslararası pazarlama şirketlerinin ve ABD'nin ortak projesidir.
Bugüne kadar "hocaefendilik" yönünden azami derecede istifade eden uluslararası at cambazları, hocaefendilik sıfatının epey yara aldığını fark ettiler. Eriyen, çürüyen, dökülen kaportaya, macun ve boya çekme kampanyası başlattılar. Boya desteğinde ne kadar yürünecekse?..
Elli bin, yüz bin traj artışı garantisi ile "hocaefendi" ile röportaj bağlantısı sağlayanlar, belli ki; içeride kaybettiklerini, araması daha kolay diye dışarıda arıyorlar. Nasrettin Hoca'nın yüzüğünü samanlıkta kaybedip dışarıda araması meselesi...
Diyelim ki, Türkiye'de trajı yüzbinin üzerindeki tüm gazeteler, ya aynı tarihlerde ya da biri bitirip diğeri haşlayarak röportaj furyasını devam ettirdiler. Bütün bunlar, hocaefendi'nin: "Kutsal Vatikan topraklarında ölmeyi düşlemiş olması" gibi kocaman kara bir lekeyi silebilecek mi?
"Katolik dünyası ile ahlakta da amentüde de bir ve beraberiz" şeklindeki, dünyayı yerinden oynatacak kadar kocaman yalanı silebilecekler mi?
Papa'yı ziyareti sırasında takdim ettiği o talihsiz mektubun sadece bir paragrafını temizlemek için bütün bir medya seferber olsa, başarabilirler mi?
Halk arasında çok kullanılan bir deyimdir, "Senin yaptığın bu hatayı çaylar bile temizlemez"
Gülen'le röportaj furyasına katılan ve ekolün külliyatını pazarlama yarışına giren Şafağı yeni sökenlere, Akşamından Sabahına, iyice kaynarından biraz Ilıcak olanına kadar hepsine diyoruz ki; yıkamayağlama, macunlamaboyama ihalesini aldınız, traj yaptınız, belki başka şeyler de kazandınız ama, bir kez daha Müslüman Türk Milletinin gönlünü ve güvenini kaybettiniz.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024