Yağlı güreşte, taraflardan birisi sırt üstü çayıra uzanıp da göbeği güneş gördü mü müsabaka o an biter ve alta düşen yenik sayılır.
Dünyada millî parası yabancı paralara ve özellikle dolara karşı değer kazanınca ekonomi kurmaylarının telaşa düşüp paniğe uğradıkları tek ülke herhalde Türkiye.
Tl'nin bir süredir değer kazanıyor olması herkesi endişelendirmiş durumda. Tl artıyor, dolar düşüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), yayınladığı bir raporda, Türk Lirası'nın (TL) son zamanlarda yüksek oranda değer kazanmasından kaygı duyduğunu ilk defa dolaylı şekilde dile getirerek, çözüm olarak, Merkez Bankası'nın önceden ilan edilen döviz ihalesi yoluyla döviz rezervlerini güçlendirmeyi sürdürmesini önerdi. IMF raporunda, "IMF İcra Direktörleri, TL'nin son zamanlardaki değer kazanması ışığında Türkiye'nin dış rekabet gücünün yakından izlenmesi gereğini vurguladılar'' denildi. Raporda, bu durumun telafisi için de, "İcra Direktörleri, Merkez Bankası'na, beklenenden daha iyi olan ödemeler dengesi gelişmelerinden yararlanarak döviz rezervlerini artırma ve böylece güveni ilerletme çağrısında bulundu ve hükümetin önceden açıklanan döviz ihaleleri düzenleme kararını memnuniyetle karşıladı'' ifadeleri kullanıldı.
Aynı raporda Türkiye'nin karşılaşacağı risk faktörleri şöyle sıralandı:
"1.Ortadoğu'daki gelişmeler, 2.Petrol fiyatları, 3.Türkiye'nin yüksek kamu borcu, 4.Enflasyon geleneği, 5.Banka reformu ve 6.Özel sektör kredi yapılandırılması meseleleri".
IMF'nin önerdiği reçete de hazır; "Beklenen ekonomik toparlanma, sağlıklı makro ekonomik ve yapısal düzenleme politikalarının kararlı uygulanmasına bağlı olacak"
Yâni milletin nefes almasını güçleştiren bu ekonomik düzen ve onun uygulayıcısı bu hükümet "uyum ve istikrar içinde" yola devam edecek.
IMF raporu ile eş zamanlı olarak yâni geçen hafta, Türkiye ile AB arasında Brüksel'de önceki gün gerçekleştirilen 41. Ortaklık Konseyi toplantısı, son dönemde tam üyelik müzakereleri için tarih alma umuduna kapılan Türkiye'nin gerçekle yüzleşmesine neden oldu. Toplantı öncesi ortak tavır belirleyen AB ülkeleri, ısrarla takvim isteyen Türkiye'ye AB'nin takvimini sundu. Ortaklık Konseyi'nde masaya konulan AB'nin ortak beklentileri, Türkiye'nin isteğine ulaşabilmesi için 5 ayı kaldığını gösterdi. AB'nin işleyişi gereği, Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlayabilmesi için 2002 İlerleme Raporu'nda bunun tavsiye edilmesi gerekiyor. İlerleme Raporu'nun yazımına ise eylül ayında başlanıyor. Avrupa Birliği yetkilileri İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin istediği ifadelerin bulunması için bütün siyasi kriterleri eylül ayına kadar gerçekleştirmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
AB'nin eylül ayına kadar yapılmasını istediği 'ev ödevi' Türkiye' de hükümetin fazla mesai yapmasını gerektiriyor. Avrupa Birliği' nin Türkiye'den istekleri ise şöyle sıralanıyor:1.Kürtçe yayın ve öğrenim hakkı önünde bulunan bütün yasal ve anayasal engeller kaldırılsın. Tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik kökenlerine bakılmaksızın ülkenin siyasi ve kültürel yaşamına dahil olma çabaları kesintisiz desteklensin. 2.HADEP kapatılmasın. Kapatılırsa siyasi kriterlerin kâğıt üzerinde gerçekleştirilmesinin bizim için herhangi bir önemi kalmaz. 3.OHAL kaldırılsın. 4.İdam cezası, terör suçlarını da içine alacak şekilde tamamen kaldırılsın. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin altıncı protokolünü imzalasın. 5.Cezaevlerinin durumu düzeltilsin, iyileştirmeler yapılsın.
Yâni havuç, sopa ve tehdit hepsi aynı anda AB ve IMF yetkililerinin elinde hazır bekliyor.
Bütün bunlar olurken Derviş'in söylediği bir söz var ki çok mânidar. Devlet Bakanı Kemal Derviş Atina'da yayımlanan To Vima gazetesinin haftalık ekonomi dergisi "İkonomikos Tahidromos''a, "Türkiye'nin, bir uluslararası kriz durumunda zor anlar yaşanmaması için önlem paketi hazırlamış olduğunu'' söyledi.
IMF Ortadoğu krizine dikkat çekiyor Derviş de "krize hazırlıklıyız" diyor.
Amerikan Fox-News'un Dick Morris adlı siyasi analisti de "IMF'nin Türkiye'yi satın aldığını ve bu yüzden Ankara'nın, ABD'nin Irak harekatını desteklemek zorunda olduğunu" ifade ediyor, kimse çıkıp bu terbiyesiz adama bir şey söyleyemiyor.
Şimdi siz bana söyleyin bakayım, Türkiye'nin göbeği güneş gördü mü, görmedi mi?
Dünyada millî parası yabancı paralara ve özellikle dolara karşı değer kazanınca ekonomi kurmaylarının telaşa düşüp paniğe uğradıkları tek ülke herhalde Türkiye.
Tl'nin bir süredir değer kazanıyor olması herkesi endişelendirmiş durumda. Tl artıyor, dolar düşüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), yayınladığı bir raporda, Türk Lirası'nın (TL) son zamanlarda yüksek oranda değer kazanmasından kaygı duyduğunu ilk defa dolaylı şekilde dile getirerek, çözüm olarak, Merkez Bankası'nın önceden ilan edilen döviz ihalesi yoluyla döviz rezervlerini güçlendirmeyi sürdürmesini önerdi. IMF raporunda, "IMF İcra Direktörleri, TL'nin son zamanlardaki değer kazanması ışığında Türkiye'nin dış rekabet gücünün yakından izlenmesi gereğini vurguladılar'' denildi. Raporda, bu durumun telafisi için de, "İcra Direktörleri, Merkez Bankası'na, beklenenden daha iyi olan ödemeler dengesi gelişmelerinden yararlanarak döviz rezervlerini artırma ve böylece güveni ilerletme çağrısında bulundu ve hükümetin önceden açıklanan döviz ihaleleri düzenleme kararını memnuniyetle karşıladı'' ifadeleri kullanıldı.
Aynı raporda Türkiye'nin karşılaşacağı risk faktörleri şöyle sıralandı:
"1.Ortadoğu'daki gelişmeler, 2.Petrol fiyatları, 3.Türkiye'nin yüksek kamu borcu, 4.Enflasyon geleneği, 5.Banka reformu ve 6.Özel sektör kredi yapılandırılması meseleleri".
IMF'nin önerdiği reçete de hazır; "Beklenen ekonomik toparlanma, sağlıklı makro ekonomik ve yapısal düzenleme politikalarının kararlı uygulanmasına bağlı olacak"
Yâni milletin nefes almasını güçleştiren bu ekonomik düzen ve onun uygulayıcısı bu hükümet "uyum ve istikrar içinde" yola devam edecek.
IMF raporu ile eş zamanlı olarak yâni geçen hafta, Türkiye ile AB arasında Brüksel'de önceki gün gerçekleştirilen 41. Ortaklık Konseyi toplantısı, son dönemde tam üyelik müzakereleri için tarih alma umuduna kapılan Türkiye'nin gerçekle yüzleşmesine neden oldu. Toplantı öncesi ortak tavır belirleyen AB ülkeleri, ısrarla takvim isteyen Türkiye'ye AB'nin takvimini sundu. Ortaklık Konseyi'nde masaya konulan AB'nin ortak beklentileri, Türkiye'nin isteğine ulaşabilmesi için 5 ayı kaldığını gösterdi. AB'nin işleyişi gereği, Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlayabilmesi için 2002 İlerleme Raporu'nda bunun tavsiye edilmesi gerekiyor. İlerleme Raporu'nun yazımına ise eylül ayında başlanıyor. Avrupa Birliği yetkilileri İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin istediği ifadelerin bulunması için bütün siyasi kriterleri eylül ayına kadar gerçekleştirmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
AB'nin eylül ayına kadar yapılmasını istediği 'ev ödevi' Türkiye' de hükümetin fazla mesai yapmasını gerektiriyor. Avrupa Birliği' nin Türkiye'den istekleri ise şöyle sıralanıyor:1.Kürtçe yayın ve öğrenim hakkı önünde bulunan bütün yasal ve anayasal engeller kaldırılsın. Tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının etnik kökenlerine bakılmaksızın ülkenin siyasi ve kültürel yaşamına dahil olma çabaları kesintisiz desteklensin. 2.HADEP kapatılmasın. Kapatılırsa siyasi kriterlerin kâğıt üzerinde gerçekleştirilmesinin bizim için herhangi bir önemi kalmaz. 3.OHAL kaldırılsın. 4.İdam cezası, terör suçlarını da içine alacak şekilde tamamen kaldırılsın. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin altıncı protokolünü imzalasın. 5.Cezaevlerinin durumu düzeltilsin, iyileştirmeler yapılsın.
Yâni havuç, sopa ve tehdit hepsi aynı anda AB ve IMF yetkililerinin elinde hazır bekliyor.
Bütün bunlar olurken Derviş'in söylediği bir söz var ki çok mânidar. Devlet Bakanı Kemal Derviş Atina'da yayımlanan To Vima gazetesinin haftalık ekonomi dergisi "İkonomikos Tahidromos''a, "Türkiye'nin, bir uluslararası kriz durumunda zor anlar yaşanmaması için önlem paketi hazırlamış olduğunu'' söyledi.
IMF Ortadoğu krizine dikkat çekiyor Derviş de "krize hazırlıklıyız" diyor.
Amerikan Fox-News'un Dick Morris adlı siyasi analisti de "IMF'nin Türkiye'yi satın aldığını ve bu yüzden Ankara'nın, ABD'nin Irak harekatını desteklemek zorunda olduğunu" ifade ediyor, kimse çıkıp bu terbiyesiz adama bir şey söyleyemiyor.
Şimdi siz bana söyleyin bakayım, Türkiye'nin göbeği güneş gördü mü, görmedi mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002