Haçlı kapısında el-pençe divan Çanakkale ruhu kan-revan

Çanakkale Deniz Zaferi'nin 91. yılını büyük bir coşku ve heyecanla kutladık. 253 bin şehide maolan bu zaferi kutladığımız bu son on yılın bir nebzecik muhakemesini yapabilsek ne çıkar karşımıza?Tasımıza neyi doğradıysak o.Önce Çanakkale'yi destanlaştıran ruhu kaybettik.Yani manayı.Sonra Çanakkale'yi geçmeyi ana gaye seçenleri ve bu uğruda ellerinde geleni ardına koymayanları baş tacı eyledik.Güvenliğimiz ABD'ye,İç-dış siyasetimiz AB'ye,Ekonomimiz İMF'ye emanet edildi.Top yekun bir tarih heybeye Ve bir geçmiş vaybe'ye yolladık.Çanakkale'de kimler vardı 91 yıl önce.Kimler dayanmıştı ülkemizin harim-i ismet'ine?Şeş cihette yani altı yönden kimler kuşatmıştı bu şüheda yurdunu?Bugün kısaca AB dediğimiz kulübün inanç esaslarını oluşturan haçlının güruhu değil miydi onlar? Dar alanda Çanakkale'de geniş alanda, yani vatan sathında biz kimlere karşı verdik Kurtuluş Savaşı'nı?Haçlı ordularına karşı değil miydi bu savaşımız?Ne oldu, ne değişti de dünün "müstevlilerinin" kapısında el pençe divan duru olduk?Neyimizi kaybettik ki?Biz "her şeyimizi tutan o şeyi" kaybederken haçlı dünyası hangi süfli emelinden geçti?Biz 'hilal ruhunu' kaybederken, onlar "salipten mi geçti?"Onlar geçmişlerine ait ne varsa, geçmişi 2000 yıla dayansa da, hepsine sahip çıkarken biz büyük bir utangaçlıkla silip attık tarihimizden kopup gelen her şeyi, her güzelliği.Ehl-i salip (bir başka ifadeyle ehl-i kitap) dün ülkemizi altı yönden kuşatıp işgal ederken, içerideki yandaşları boş durmuyordu.Anadolu insanının asırlarca kendinden bir parça gibi saydığı, hastasına merhem, derdine çare, ölüsüne taziye olduğu başta Ermeni teb'a olmak üzere ne kadar haçlı ruhlu azınlık var idiyse hepsi bayram havasına bürünmüştü o yıllar.Peki bugün ne durumdayız?Çanakkale'yi geçemeyenlerin torunları Ankara'ya sorti yapıyor.Adeta Çanakkale'nin intikamını alırcasına.Peki Çanakkale'yi geçilmez yapanların torunları ne yapıyor?Onlar da Çanakkale'yi geçemeyenlerin torunlarına moral kaynağı oluyorlar.Dedeniz geçemedi, ama siz gelin, alın, salın, çalın,dalın...Ya içtekiler?Bir bir kinlerini kusmaya, iftiralarını atmaya, ince hesaplar yapmaya başladılar.Ne trajikomik bir hal, bir yandan Çanakkale'yi kutlayıp diğer yandan AB'ye girmeyi "Allah'ın büyük bir lütfü" saymak.Acaba mezardakiler ne diyor bu halimize?AB'ye girmeyi savunmak, Çanakkale'yi geçilmez yapan ruha yapılabilecek en büyük bir ihanet değil midir?  Bir başka ifadeyle hilali haçın içinde eritmek, hilali haça boğdurmak değil midir?Asıl "Türklerin çılgınlığı" bu olsa gerektir.Çünkü vatanı savunmak ve bu uğurda ölmek çılgınlık değil kahramanlıktır.Ben böyle inanıyorum.Keremli Mustafa amcayı, varlığın Aslı'sına uğurladıkDeğerli dostum Dr. Abdullah Terzi'nin iyilik timsali babaları H. Mustafa Terzi'yi ben yıllar önce tanımıştım. Doğup büyüdüğü Çarşıbaşı/Kerem'de onun aleyhinde konuşacak bir insan bulamazsınız. Çünkü o, hep iyilik ve hayırla meşgul olmuştu. Her fani gibi vadesi gelip Hakk'a yürüdü Cuma günü. Kendisine Allah'tan rahmet dilerim. Cuma'nın feyiz ve bereketinden müstefit olsun inşallah. Başta dostum Dr. Abdullah beye olmak üzere tüm Terzi ailesine başsağlığı dilerim. Hayırlı evlat sadaka-yı cariye/kesintisiz rahmet'tir.