Haçlı safında zararına nefer olmak

AKP hükümetinin "komşularla sıfır sorun politikası", dost ve müttefik ülkeleri küstürme, hatta sırtından hançerleme, düşman ülkeleri ise sevindirme olarak zuhur etti.Türkiye dost ülkelerle her türlü dini, kültürel, milli bağlara sahipken ve de her türlü siyasi, ekonomik, hukuki, askeri ilişkiler mevcutken, bütün bunları elinin tersiyle itti ve sırf Batılı ülkelere şirin gözükmek için kendisini her noktada zarara uğratacak tehlikeli bir vadiye girdi.Azerbaycan, Suriye, Libya, eski Irak ve İran ile yaşadıklarımız ortada?Azerbaycan'la öyle sıcak ilişkilerimiz vardı ki, Azerbaycan ve Türkiye için "İki devlet tek millet" ifadesi kullanılıyordu. Türkiye, hiçbir konuda Azerbaycan'ı yalnız bırakmıyor ve her türlü desteği sağlıyordu. Buna karşın Azerbaycan da ülkesinin sınırlarını Türk vatandaşlarına sonuna kadar açmış ve birçok konuda Türkiye'ye kolaylıklar sağlamıştır.Fakat AKP'li Türkiye, Azerbaycan politikasından bir anda çark etmiş, sözde ABD müttefikliği ve hayali AB üyeliği uğruna Ermenistan'ın ekmeğine yağ süren politikalara geçiş yapmıştır. Ermenistan'a ön koşulsuz sınır açma girişimleri, ilişkilerin normalleşmesi adı altında Azerbaycan'ı yalnızlaştıran adımlar vs.Doğal olarak Azerbaycan küstü ve bize doğalgazda uyguladığı "dost fiyatı" rafa kaldırdı. Türkiye Azerbaycan'dan 6 milyar metreküp doğalgaz ithal ediyordu ve buna 720 milyon dolar ödüyordu. Bir anda bu fatura 1 milyar 800 milyon dolara çıktı. Geçmişe yönelik 1,7 milyar dolarlık fatura da cabası?Bu Azerbaycan'la sıfır sorun politikasının sadece doğalgaz faturası?Türkiye, ABD'nin Irak işgaline de her türlü lojistik desteği sağladı. Irak'la çok önemli ticari ilişkilerimiz vardı. Irak'ın işgalinden sonraki süreçte ekonomik kaybımız 100 milyar doları aştı.Libya? Libya lideri Muammer Kaddafi Türkiye'ye çok güvendiği için Türk şirketlerine 60 milyar doların üzerinde ihale imkanı açtı. Libya'nın işgalinde Türkiye maalesef aktif bir rol oynadı. Ülkeyi bölmek isteyen isyancılara kucak açtı, para yardımında bulundu, askeri olarak onları eğitti ve isyancıların liderini meşru muhatap olarak kabul etti.Neticede Libya'nın bütün kaynaklarını Batılı akbabalar sömürmeye girişirken, Türkiye'nin bu 60 milyar dolarlık ihalelerinin üstüne bir çarpı atıldı. Türkiye'ye, bırakın Libya'dan pay vermeyi, en doğal hakkı olan KKTC, Türkiye arasında doğalgaz ve petrol aramasına bile müsaade edilmedi. Bu nasıl stratejik müttefiklik, BOP eşbaşkanlığıysa?Yalnız yanlış anlaşılmasın, Türkiye'ye pay verilseydi, Türkiye'nin yaptığı doğru mu olacaktı? Elbette ki hayır. Türkiye hangi bedeli öderse ödesin Haçlı saflarında değil, dost ve müttefik olan İslam ülkelerinin yanında yer almalıydı. Benim altını çizmek istediğim konu ise, hadi bütün komşuluk değerlerini, milli ve manevi değerleri rafa kaldırıp haçlının yanında yer alıyorsunuz da bundan maddi bir menfaat mi elde ediyorsunuz? Hayır. Haçlı safında Müslüman'a karşı bedava, hatta zararına nefer oluyorsunuz.Gelelim, Suriye'ye? ABD, İngiltere Suriye'ye yaptırım kararı almadı, İsrail almadı, hatta BM yaptırım kararı almaya cesaret edemedi, ama Türkiye aldı. Havadan ve karadan Suriye'ye askeri malzeme taşınmasını yasakladı ve Esad'ın Türkiye'deki mal varlıklarını dondurma girişiminde bulundu. İsyancılara verilen desteği biliyorsunuz.Doğal olarak da Esad yönetimi Türkiye'den yaptığı ithalatı durdurma kararı aldı. Bu kararın Türkiye'ye ekonomik faturası yıllık 1 milyar 152 milyon dolar? Tabii, siyasi, kültürel, ahlaki kayıplarımızın bedeli oldukça büyük olacak. Bakalım Türkiye kendi ayağına kurşun sıkmaktan ne zaman vazgeçecek?