Hakkını kim savunuyor?

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in asgari ücretin 5.000 TL olması gerektiğini savunduğu 2015 genel seçimlerinde halka "Hakkına Sahip Çık" sloganı ile hakkı olanı elde etmesi gerektiğini ve siyasilerin bugün halka hakkını vermek düşüncesinden ne kadar uzak olduğunun altı çizmişti.

O günün şartlarında bu asgari ücret vurgusu ile Prof. Dr. Haydar Baş Bey halkta büyük bir uyanışa vesile olmuş ve asgari ücretin yetmediği konusunda halkımız siyasilere tepki göstermişti. Bununla birlikte her siyasi partiden bir asgari ücret açıklaması duyduğumuz seçim dönemi hepimizin malumudur. Bununla birlikte asgari ücretin neredeyse 2 kat arttığı bir ortamı da yaşadık. O güne kadar kimsenin bu ücret konusunda çabasının olmadığını ancak bu söylemle birlikte asgari ücretin arttırılabildiğini gördük. 

Bugün yine BTP'nin Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın açıklamalarına şahit oluyoruz. Öncelikle ÖTV açıklaması ile bu vergi kaleminin AKP hükümeti ile getirildiği, bu vergi ile yurtdışı fiyatı 150 bin Dolar olan lüks bir aracın Türkiye fiyatının 600 bin Dolar seviyelerine çıktığını, sadece otomobil değil cep telefonları, beyaz eşya, akaryakıt vs. bütün ürünlerde uygulandığını ve bunun hak olmadığını ısrarla anlatmıştı Sayın Başkan. Bu açıklamaların ardından siyasi partilerin bir çoğundan ÖTV kaldırılacak, indirilecek, 'ilk arabasında ve ilk telefonunda ÖTV 0 olacak' şeklinde açıklamalar geldi. Partisinin Karabük İl Kongresi'ne katılan Baş, bu söylemlerin temelinde Hak kavramının olduğunu, kendilerinin bu meselelere vatandaşın hakkı gözüyle baktıklarını ancak diğer bakışların çok farklı olduğunu beyan etti.

BTP'nin Milli Ekonomi Modeli'ni ekonomi programına aldığını belirten Baş, ev ve arabanın bir ihtiyaç değil bir hak olduğu vurgusunu da yaptı. Bugünün Türkiye'sinde gençlerimiz sürekli olarak araba almak için 10 yıl çalışmak zorunda olduğunu, ev içinse en azından 20 yılı gözden çıkarmaları gerektiğini hesap edebiliyorlar. Hatta bu yaptıkları hesapta 10 yıl içerisinde biriktirdikleri paranın kıymetinin de en az 10 kat daha değersiz olacağı kanaatindeler. Yurt dışındaki bir gencin 2 aylık çalışması ile kendisine yetebilecek bir araç alabildiğini de gören gençler büyük bir umutsuzluk içerisindeler. 

Bu bunalım ve umutsuz gelecek kaygıları sebebi ile yurt dışı hayali kuran gençlere sürekli olarak geleceğin onlara ait olduğu vurgusu ile seslenen Baş, kendisinin de genç olduğunu, gençlerin derdinden anlayan, bugünkü şartları görebilen ve onların elinden tutabilecek bir lider olduğunu da ekliyor.

Gelelim ev ve arabanın hak olması konusuna. Biliyorsunuz TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde çalışma yapmakta olan bir kamu kuruluşudur. TOKİ'nin internet sitesinde "Ülkemizde konut yapım hamlelerinin en önemli hareket noktası, yaşanan büyük depremler olmuştur. Cumhuriyetin hemen başında, 1924 yılında yaşanan deprem (Erzurum/Horasan) sonrasında, Eytam Sandığı'nın Emlak ve Eytam Bankası'na dönüştürülmesiyle (1926) devletin, yapı sektörüne ve imar faaliyetlerine fiilen destek olması kararlaştırılmıştır" şeklinde ifade edilen bir tarihçesi vardır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde atılan adımlar vesilesiyle ortaya çıkan bir kurum olan TOKİ vatandaşa hizmet kurumudur. 

Bugün TOKİ'nin işlevini kaybettiğini söyleyen Baş, Bağımsız Türkiye Partisi merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın projesinin hazine arazileri üzerine yapılacak olan konutların maliyetine vatandaşa kazandırılması gerektiğini ve vatandaşın tamamının bir eve sahip olmasının vatandaşın hakkı olduğunun vurgusunu yapıyor. Bugünün şartlarında TOKİ faaliyetine birçok özel şirketle devam ediyor. Bu sebeple vatandaşa maliyetine ev vermesi gereken devlet kurumu, maliyetin 4 ila 5 katına konut satan bir ticari işletme haline getirilmiş durumda. 

Devletin kurumları devleti vücuda getiren milletine hizmet etmelidir. Bu manada anlayış farklarının Türkiye siyasetini tahrip ettiğini her ortamda görüyoruz. Sanırım Atatürk'ün gençliği, kendileri gibi düşünen, siyasette fark koyan, meseleleri "milletin mefaati" dışında değerlendirmeyen genç bir liderin farkını görüyorlar. Hakkını kimin savunduğunu gören gençlerin kimin yanında yer almaları gerektiğini de anlıyoruz. "Ev sahibi olmak haktır" söylemini de ÖTV söylemi gibi yakın zamanda diğer siyasiler tarafından değerlendirilmeye alınacağını düşünüyorum.