Kadir gecesi

Kadir gecesini idrak ettik. Ramazan ayının manevi atmosferinin doruk noktası olan geceyi ibadetlerle geçirmeye gayret ettik. Bu gecenin büyüklüğü için Resulullah'ın (s.a.v.) birçok hadisi vardır. Bin aydan hayırlı gece. Küçük bir matematik ile 83 yıldan daha hayırlı bir gece kadir gecesi. Bir insanın ömrünü 65-70 yaşlarında tamamladığı düşünüldüğünde bir ömürden daha fazlasından bahsediyoruz. Peki, neden bu gece çok önemli? 

Bu gecenin önemi Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı gece oluşundan ibarettir. Allah öyle bir kıymet veriyor ki kâinatın bendesi olan Kur'an'a, onu insanlığa sunmaya başladığı geceyi diğer zamanlardan çok daha kıymetli kabul ediyor. 

Son zamanlarda toplumumuzda birçok dini olgunun kıymeti azaldığı gibi Kur'an'a hürmet, namaza hürmet, oruca bakış, ibadete ve dolayısıyla inanca toptan bakış değişti. Kur'an kâinatın kapısı, Allah'ın kelamı, bizlerin kurtuluş reçetesidir. Bunun kıymetini bilmek demek inanca sarılmak, ibadetlerle bu geceleri geçirmek ve Allah'tan af dilemekle olur. 

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız bizlere daima bu gecelere hassas olmamızı öğretti. Böyle dönemleri bu iklimleri hiç kaçırmamamız gerektiğini bizlere hatırlattı her zaman. Bugün O'nun manevi huzurunda bu geceleri yaşamak ve Onun bizlere öğrettiği gibi ibadeti Allah ile bir hukuk kurmak için yapmak bizlere çok şey katıyor. 

İnsan yaptığı ibadeti bir zorunluluktan değil de o sevgili ile muhabbetini yeşertmek için yaptığı zaman lezzetini alıyor. İbadetten zevk almak duygusu aslında ibadetin kendisidir. Allah'la bir ve beraber olup bu gönül sarhoşluğu ile O'na kavuşma isteği insanın hayatına mana veren şeydir. Kulluk bilinci ile hareket eden, "ben elbet bu ruhu teslim edeceğim" diyen herkes hayatın amacını ve gayesini çözebilir. 

İnsan duygusal bir varlık, tam bir sene önce sahilde oturduğu bankı bir sene sonra bugün gördüğünde ve o zaman birlikte oturduğu insanla ne konuştuğunu hatırladığında "vay be" diyor. Geçmişe daima bir hasret içerisinde bulunuyor insan. Çünkü daha gelmeyecek bir zaman. Bir daha elinde bulunamayacak vakitler. Bugün birbirinin tekrarı olan günler yaşadığımızdan elimizdeki bu kıymetin değerini bilmiyoruz. İhtiyacımız ölümsüz bir inanca sahip olmak, bu hayata neden geldiğimizin bilincinde yürümektir. İnsan bu zamanın kıymetini bildiğinde 83 yıldan daha hayırlı bu geceyi hakkıyla idrak etmeyi diliyor. Bu sebeple belki de genel yaşantısında hiç yapmadığı güzellikleri ve ibadetleri yapmaya gayret ediyor. Bu güzel gecenin esprisinin Allah'ın kulunu affetmeye bahane araması olduğunu da ifade edebiliriz. Bu vesile ile Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bizlere öğrettiği bir dua ile bu geceyi geçirdik. "Allah'ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni ve bizleri affeyle."