logo
27 TEMMUZ 2024

Halife Mütevekkil, Hz. Hüseyin’in kabrinin yıkılmasını emretti

Mütevekkil Ehl-i Beyt mensuplarına olan düşmanlığıyla bilinirdi. 236 yılında Hz. Hüseyin’in kabrinin yıkılmasını emretti. Kabrin etrafındaki bütün evler de yerle bir edildi

21.05.2024 08:11:00
Haber Merkezi
Halife Mütevekkil, Hz. Hüseyin’in kabrinin yıkılmasını emretti
Halife Mütevekkil, Hz. Hüseyin’in kabrinin yıkılmasını emretti
Mütevekkil Ehl-i Beyt mensuplarına olan düşmanlığıyla bilinirdi. 236 yılında Hz. Hüseyin'in kabrinin yıkılmasını emretti. Kabrin etrafındaki bütün evler de yerle bir edildi.

Kabrin ziyaret edilmesi yasaklandı. Mütevekkil bu emre karşı çıkanların cezalandırılmasını emretti. 

Suyûtî şöyle anlatır: "Mütevekkil taassubuyla biliniyordu. Müslümanlar bundan büyük elem duyuyorlardı. Bağdatlılar duvarlara ve mescidlere onu eleştiren yazılar yazıyor, şairler onu hicvediyorlardı. Bu şiirlerden biri şu şekildedir:

Allah'a and olsun ki eğer Emevîler, Peygamberin kızının oğlunu öldürmüşlerse Ömrüme and olsun ki kabrini yıktılar.

Neden onun öldürülmesine katılmadılar diye üzülüyorlar, bu yüzden toprağa karışmış bedenine eziyet etmeye kalktılar."

Mütevekkil çocuklarının Arapça öğretmeni Ya'kub b. Sıkkit'e, "En çok kimi seviyorsun? Oğullarım Mu'tezz ve Müeyid'i mi, yoksa Hasan ve Hüseyin'i mi?" diye sordu.

İbn Sıkkit, "Kamber (Hz. Ali'nin azatlı kölesi) senin oğullarından daha üstündür" diye cevap verdi. Bunun üzerine Türklere onun karnını deşmelerini emretti. Bunun neticesinde İbn Sıkkit öldü. Bir rivâyete göre de dilini keserek öldürmüşlerdi. Bu olay Hicrî 244 yılında gerçekleşti. 

Mütevekkil, İmam Hâdî'yi Medine'den aldırıp, Samarra'da hapsettirdi.

234 yılında yani tahta çıkışından iki yıl sonra Mütevekkil, Yahya b. Herseme'ye Medine'ye gitmesini ve İmam Hâdî'yi Samarra'ya getirmesini emretti.

İmam, Medineliler arasında yüksek bir itibara sahipti. Yahya kendisine verilen emri yerine getirmeye kalkınca Medine çalkalanmaya başladı. Yahya'nın kendi ifadesine göre, "Medine şehri kaynıyordu."

Yahya şöyle anlatıyor: "Medine'ye gittim. Şehre girdiğimde şehirde büyük bir dalgalanma yaşandı. İnsanların çığlık ve feryat sesleri yükseldi.

İmam Hâdî'nin başına bir şey gelecek korkusuyla meydana gelen bu dalgalanmanın bir benzeri görülmüş değildi.

Deyim yerindeyse dünya ayaklanmıştı. Çünkü İmam Hâdî insanlara hep iyilik yapıyordu. Mescidden ayrılmıyordu. Dünyaya en ufak bir meyli yoktu.

Halkı sakinleştirip susturmaya çalıştım. Ona bir kötülük yapma emrini almadığımıza dâir yeminler ettim. Onun hakkında endişelenecek bir şey olmadığını söyledim.

Sonra onun evinde arama yaptım. Evde mushaflardan, dualardan ve ilmî kitaplardan başka bir şey göremedim. Gözümde iyice büyümüştü."
 
Bazı kaynaklarda belirtildiğine göre, Mütevekkil'in İmam'ı getirmesine ilişkin mektubunun tarihi 244'dür, 234 değildir. Şeyh Müfid'in, İmam Hâdî'nin Samarra'da on sene birkaç ay kaldığı şeklindeki açıklamasını teyid etmektedir. Çünkü İmam, 254 senesinde şehit edilmiştir. Yani Mütevekkil iktidara geldikten iki yıl sonra...

İMAM HÂDÎ'NİN İHBAR EDİLMESİ

Abdullah b. Muhammed el-Hâşimî adında biri Mütevekkil'e bir mektup yazdı ve şunları söyledi:

"Eğer Haremeyn'e sahip (Mekke ve Medine) ihtiyacın varsa Ali b. Muhammed'i oradan uzak tut. Çünkü o, halkı kendisine davet etmektedir."

Mütevekkil'in karısı da ona bu mahiyette mektuplar yazıyordu. 

Şeyh Müfid'in yazdığına göre İmam Hâdî, Mütevekkil'e mektuplar yazarak bu gibi haberleri yalanlıyordu. Mütevekkil de kurnazlık ederek İmam'ı Samarra'ya davet eden mektuplar yazıyordu. 

Bazı kaynaklarda ifade edildiğine göre, Mütevekkil'in İmam'ı Samarra'ya getirtmesinin sebeplerinden biri, Ehl-i Beyt'e düşmanlık besleyen İmamü'l-Haremeyn'in, İmam Hâdî'yi ihbar etmesidir.

Bu ihbarların ardı arkası kesilmiyor, devamlı sûrette tekrarlanıyordu.

Bunlar, İmam Medine'de bulunduğu sürece Mütevekkil'in rahat edemeyeceği yönündeydi. Çünkü İslam dünyasının ilmî ve dinî merkezi burasıydı. Haremeyn'in namaz sorumlusu, Abbâsî hanedanından Beriha idi.

Bazılarına göre asıl adı Teriha'dır. "Mecmau'l-Bahreyn" adlı eserde Turayhî'den adının Berime olduğu ve Medine'de savaş ve namaz işlerinden sorumlu olduğu belirtilmektedir. 

Beriha bu tarz mektupları aralıksız göndermeye devam ediyordu. Neticede Halife Mütevekkil, Yahya b. Herseme'yi 234 yılında Medine'ye gönderdi.

Bu arada Ebû'l-Hasan'a hitaben güzel bir mektup yazdı. Kendisini özlediğini ve yanına gelmesini istediğini belirtti. Yahya'ya da onu istediği gibi yürütmesini emretti. Beriha'ya da konuyu anlatan bir mektup gönderdi.

Kuleynî ve Şeyh Müfid, Mütevekkil'in yazdığı mektubun metnini kitaplarına almışlardır.

Şeyh Muhammed b. Ya'kub el-Kuleynî'nin rivâyet ettiği şekliyle Mütevekkil'in İmam'a yazdığı mektubu aşağıya alıyoruz:

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...

Şimdi, hiç kuşkusuz mü'minlerin emiri -kendisini kastediyor- senin değerini bilmekte, akrabalığını tanımaktadır.Bunun bilincindedir. Senin haklarını vermekte kararlıdır.

Senin ve ailenin durumunu düzeltmek ve seni ve onları rahat ettirmek, senin ve onların onurunu korumak, senin ve onların güvenliğini sağlamak için gerekli olan işlemleri yapmaktadır.

Bunu yaparken Rabb'inin rızâsını kazanmayı, seninle ve ailenle ilgili olarak farz kıldığı yükümlülüğü yerine getirmeyi amaçlamaktadır.

Mü'minlerin emiri Resûlullah'ın şehri Medine'de savaş ve namaz emiri olarak görevlendirilen Abdullah b. Muhammed'i bu görevlerinden azletmeyi öngörmüştür.

Çünkü senin de dediğin gibi bu adam senin hakkını bilmezlik etmiş, senin değerini küçümsemiş, seni bir şeyle suçlamış ki mü'minlerin emiri senin bundan berî olduğunu, bu tür şeylerle uğraşmayı terk etmeye ilişkin niyetinin sâdık olduğunu bilmektedir.

Mü'minlerin emiri senin kendini böyle bir şeye hazırlamadığını bilmektedir. Mü'minlerin emiri bu iş için Muhammed b. Fazl'ı görevlendirmiş, ona sana saygı göstermesini, seni ululamasını ve seni dinlemesini, görüşünü almasını, bu şekilde Allah'a ve mü'minlerin emirine yakın olmanın yollarını aramasını emretmiştir.

Mü'minlerin emiri seni özlemiş, seninle ahdini yenilemeyi, seni görmeyi arzulamaktadır. Eğer sen de onu ziyaret etmek ve istediğin kadar yanında kalmak istersen ailenden, kölelerinden ve hizmetçilerinden istediğin kimselerle hareket edersin.

Dinlenerek ve güven içinde yol alırsınız. İstediğin zaman hareket edersin, istediğin zaman konaklarsın. İstediğin gibi yol alırsın.

Eğer mü'minlerin emiri, Yahya b. Herseme'nin ve beraberindeki askerlerin seni izlemelerini, seninle birlikte yol almalarını, seninle birlikte yürümelerini istiyorsan, mü'minlerin emirinin yanına varıncaya kadar bu hususta yetki senindir.

Mü'minlerin emirinin kardeşlerinden, çocuklarından ve yakınlarından hiçbiri onun yanında senden daha saygın, senden daha övgüye değer, senden daha etkili değildir. Mü'minlerin emiri onların tümünden daha çok sana karşı şefkatli, sana karşı iyilik eden ve senin yanında herkesten daha çok huzur bulan bir kimsedir. İnşaallah Teâlâ Allah'ın selâmı ve bereketleri üzerine olsun." 

Mütevekkil propaganda amaçlı bu mektupla halkın bir kısımını etkilemiş olsa da İmam Hâdî onun asıl niyetini gayet iyi bilmekteydi.

Neticede, Yahya b. Herseme Medine'ye vardı. Mektubu Beriha'ya ulaştırdı. İkisi birlikte atlarına binerek İmam'ın yanına vardılar. Ve mektubu ona ilettiler. İmam onlardan üç gün süre istedi. Üçüncü günün sonunda Yahya, İmam'ın evine tekrar geldiğinde hayvanların eyerlenip bağlandığını, yüklerin bağlandığını ve yola çıkma hazırlıkları yapıldığını gördü.

Bu arada Yahya'nın İmam Hâdî'nin evinde arama yaptığını da unutmamalıyız. Demek oluyor ki davet şeklinde iletilse de aslında İmam'ın getirtilmesi zorunlu bir emirdi.

İmam Hâdî, henüz küçük bir çocuk olan oğlu Hasan Askerî'yi de yanına alarak Yahya b. Herseme ile birlikte Irak'a doğru yola çıktı. Beriha da onları yolcu etmek üzere arkalarından yürüyordu. Yolun bir yerinden Beriha şöyle dedi:

"Senin buradan götürülmene benim sebep olduğumu bildiğinden haberim var. Sana kesin olarak yemin ediyorum ki, eğer beni mü'minlerin emirine veya oğullarına şikâyet edersen, kesinlikle hurma ağaçlarını keserim, hizmetçilerini öldürürüm, tarlalarını kuyularını kapatırım. Bunu kesinlikle yaparım. Yapacağımdan kuşkun olmasın."

İmam ona dönerek şöyle dedi: "Son olarak dün seni Allah'a şikâyet ettim. Böyle iken O'nun kullarından birine mi şikâyet edeceğim?"

Bunun üzerine Beriha İmam'ın ayaklarına kapandı. Ona yalvardı ve bağışlamasını istedi. İmam da, "Seni affettim" dedi. 

Esasen İmam Hâdî, sıkı bir takibat altında olduğunu bildiği için Ehl-i Beyt dostlarıyla yazışmalarında, onlara yaptığı tavsiyelerde, bütün hareketlerinde çok dikkatli davranırdı.

İbnu'l-Cevzî şöyle der: "İmam'ın Medine'den Samarra'ya götürülmesinin sebebi -siyer âlimlerinin de dediği gibi- şuydu; Mütevekkil, Emîrü'l-Mü'minîn Ali'ye ve zürriyetine buğzederdi. Dolayısıyla, onun Medineliler üzerinde etkili olmasından, Medinelilerin İmam'a meyletmesinden korkuyordu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
ABD'de katile destek yarışı
Trump, Netanyahu ile görüştü
22 yıllık politikaların sonucu!
'Böyle giderse askere gönderecek genç bulamayacağız'
Ada'nın güneyinde uçtular
Batılı ülkelere 'biz de buradayız' mesajı
Bingöl'de 4,2 büyüklüğünde deprem
Depremin merkez üssü Karlıova ilçesi
BM bayrağı altında katliam
İsrail sadece burada 560 kişi öldürdü
Fidan - Lavrov görüşmesi
Ankara'da biraraya geldiler
AB Yüksek Temsilcisi Borrell ASEAN toplantısında
"AB, Filistin yönetiminin destekçisidir"
BM: Gazze'de her 10 kişiden 9'u zorla yerinden edildi
Zorunlu göç Gazze'de rutin hale geldi
Şimdi de İsveçli uyuşturucu çetesi
İnterpol arıyordu, İstanbul'da yakalandı
Naci Görür'den Marmara Depremi uyarısı
Deprem beklediği bölgeyi açıkladı
Sonbahar aylarına dikkat
Enflasyonda düşüş gerçekten başladı mı?
Erdoğan 11 rektör atadı
Atama ve görevden alma kararları
Antalya'da fırtına etkili oldu, sağanak yolları göle çevirdi
Yıldırım düşme anı kamerada
Katil ve destekçisi buluştu
Biden, Netanyahu ile görüştü
'İsrail durdurulsun'
Milli Güvenlik Kurulundan açıklama
ABD'de katile destek yarışı
Trump, Netanyahu ile görüştü
22 yıllık politikaların sonucu!
'Böyle giderse askere gönderecek genç bulamayacağız'
Ada'nın güneyinde uçtular
Batılı ülkelere 'biz de buradayız' mesajı
Bingöl'de 4,2 büyüklüğünde deprem
Depremin merkez üssü Karlıova ilçesi
BM bayrağı altında katliam
İsrail sadece burada 560 kişi öldürdü
Fidan - Lavrov görüşmesi
Ankara'da biraraya geldiler
AB Yüksek Temsilcisi Borrell ASEAN toplantısında
"AB, Filistin yönetiminin destekçisidir"
BM: Gazze'de her 10 kişiden 9'u zorla yerinden edildi
Zorunlu göç Gazze'de rutin hale geldi
Şimdi de İsveçli uyuşturucu çetesi
İnterpol arıyordu, İstanbul'da yakalandı
Naci Görür'den Marmara Depremi uyarısı
Deprem beklediği bölgeyi açıkladı
Sonbahar aylarına dikkat
Enflasyonda düşüş gerçekten başladı mı?
Erdoğan 11 rektör atadı
Atama ve görevden alma kararları
Antalya'da fırtına etkili oldu, sağanak yolları göle çevirdi
Yıldırım düşme anı kamerada
Katil ve destekçisi buluştu
Biden, Netanyahu ile görüştü
'İsrail durdurulsun'
Milli Güvenlik Kurulundan açıklama
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.