Dinimizin ve dinimizden kaynaklanan kültür değerlerimizin artı yine dinimiz ve kültürümüzde olmayan ve inancımızın kınadığı birçok öğelerin ülkemiz siyasetinde, toplumun önündeki insanların yaşam ve icraatlarında bu kadar çok yer aldığını, gündem işgal ettiğini, yandaş ve karşıt fikirler arasında çatışmalara neden olduğunu hatırlayanınız var mı?
Hemen İnönü dönemi filan demeyin. İnönü döneminde yapılan icraatlara ses çıkaran, ses çıkarabilecek güçte olan ne bir anlayış ne de kişiler vardı. Zaten bu sessizliğin patlamasıyla Demokrat parti iktidara gelip, İnönü’yü sildi.
Şimdilerde ise Erdoğan, “ben ne dersem o olur, ben ne yaparsam doğrudur” dayatmasında diyorsanız, ee bizde yıllardır onu diyoruz. Ha Erdoğan, ha İnönü. Sözde biri din karşıtı, diğeri dinci. Sonuç; Ben bilirim, ben yaparım, ben çizerim…
Hatırlarsınız üç, beş ay önce bir içki savaşları yaşamıştık. Bazı dernek ve vakıflar Eyüp’te içki festivali düzenlenmesine, içki içilmesine karşı gösteriler yapmışlardı. Erdoğan’da bu sürece içki karşıtı olarak müdahil olmuş ve demişti ki;
“… Buradaki restoranlar tütün, alkol kurulundan alkollü içki satışına yönelik izin almışlar. Yav Allah aşkına! Bir üniversitenin içinde, restoranlarında alkollü içki satılmasına müsaade edilebilir mi, böyle bir şey olabilir mi? Üniversitenin içinde böyle bir şey nasıl olur? Öğrenci oraya gelip de alkolü alıp kafayı mı bulacak yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?.. Ben de üniversite yönetimini aradım, ‘Yahu nedir bu hal’ dedim, ‘Biz buna üzülüyoruz’ dedim. Bu Anayasa ortada dururken ben anlamıyorum kalkıyor bu köşe yazarları nasıl oluyor da bu işi savunuyor. Yani bizim gençliğimizin bunlar tamamen alkolik olmasını istiyor.”
Normalde alkışlanacak sözler ve birçok insan alkışladı da. Ama gel gör ki, Erdoğan’ın haberim bile yok, dediği bu mekanları ve bu mekanların hangi amaçlarla kullanılacağını çok iyi biliyordu ve izni de bizzat kendisi vermişti.
Evet, bu içkili mekanların iznini bizzat Erdoğan özel olarak vermişti. Nereden biliyorum? Bizzat bu izni Erdoğan’dan alan hatta Erdoğan’a “Ben, dinle ilgisi olan bir insan değilim ama biz kültür sanat işleri yapacağız. Gerekirse çıplak kadın resimleri olan bir yeri de desteklemenizi istiyorum, biçiminde açıklıkla söyledim niyetimizi” diyen Bilgi Üniversitesinin kurucusu Oğuz Özerden’in, açıklamalarından. (Geniş bilgi için Radikal Gazetesinden Cem Erciyes’le yaptığı röportajı okuyabilirsiniz.)
Sonra şu günlerde “kazığa mı, kızağa mı çekildi” sorusunun muhatabı Can Ataklı, “Bab-ı Ali’nin Dikenleri” adlı kitapta Erdoğan ve ailesi ile nasıl bir samimiyet içerisinde olduklarını anlatıyor. Ataklı, kitapta Erdoğan’la yedikleri bir yemeği şöyle anlatıyor;
“Tayyip Bey’le teke tek yemek yiyoruz. Ben Tayyip Bey’le içki de içerdim. Ama yemeği ben veriyorsam. Yemeği o veriyordu. İçki içmedim. Bana dedi ki, “Can Bey bir şey iç”, “Olmaz siz, davet ettiniz, sevmiyorsunuz, içmem. Ben davet versem belki içerim” dedim. Nitekim onunla aynı masada içki içtik… Vallahi billahi! Şimdi böyle de bir hukukumuz var’’ diyor.
Geçenlerde ise Hürriyet’ten Vahap Munyar Çırağan, Sarayında yapılan bir düğünü anlattı köşesinde. Düğün İpek Tekstil’in patronu İlhan Şahintürk’ün oğlu Deha Şahintürk’ün Ahmet Can’ın kızı Tuğba’yla hayatını birleştirdiği düğün.
Nikahı K. Çekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay kıyıyor. Davetliler arasında AKP’ye yakın diye tarif edilen birçok patron, AKP, Pensilvanya, Milli görüş arasında mekik dokuyan isimler var.
Vahap Munyar’ın yazısına dönersek; “… Kokteyl bölümünde alkollü içki servisi yok. Bunun nedeni Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın kıydığı nikâhtan hemen sonra anlaşıldı.
Nikâh işleminin tamamlanmasının hemen ardından yeni evli çiftin bulunduğu platformun iki yanına semazenler geçti. Kısa bir semah gösterisi gerçekleşti.
Daha sonra içerde imam nikâhını kıyan hoca platforma çıktı. O sırada hızla davetliler arasındaki hanımlara birer yazma dağıtıldı. Hoca, Kur’an-ı Kerim’den iki sure okuyup, Tuğba-Deha Şahintürk’ün mutluluğu ve konuklar için dua etti.
Masalara göz gezdirdim, nikâh öncesi kokteylde servis edilmeyen alkollü içki artık serbest hale gelmişti…
…Ebru Gündeş sahneye çıktı. Gündeş, 2-2,5 saat kadar sahnede kaldı. Bu sırada masalarda alkollü içki alanların sayısında da artış oldu.
Konuklardan biri İlhan Şahintürk’e dostluklarına, yakınlıklarına güvenerek sordu; “Nikâh öncesinde alkollü içki servisi yoktu. Nikâhın hemen ardından da sema gösterisi oldu, dualar okundu. İçeri geçilince ortam tümüyle değişti. Hem bir nikâh töreninde sema gösterisine de ilk kez rastlıyorum. Neden böyle bir yol izledin?”
Şahintürk, her kesimden, görüşten, inançtan konukları ve dostları olduğunu vurguladı; “Kendimizce bir denge kurmaya çalıştık.”
Bu dengeyi fark edemeyen milletimizin, nasıl dengeye getirilip, dünyalık menfaatleri olan anlayış ve kişilerin dingili olduğunu anlaması da zor haliyle...
Hemen İnönü dönemi filan demeyin. İnönü döneminde yapılan icraatlara ses çıkaran, ses çıkarabilecek güçte olan ne bir anlayış ne de kişiler vardı. Zaten bu sessizliğin patlamasıyla Demokrat parti iktidara gelip, İnönü’yü sildi.
Şimdilerde ise Erdoğan, “ben ne dersem o olur, ben ne yaparsam doğrudur” dayatmasında diyorsanız, ee bizde yıllardır onu diyoruz. Ha Erdoğan, ha İnönü. Sözde biri din karşıtı, diğeri dinci. Sonuç; Ben bilirim, ben yaparım, ben çizerim…
Hatırlarsınız üç, beş ay önce bir içki savaşları yaşamıştık. Bazı dernek ve vakıflar Eyüp’te içki festivali düzenlenmesine, içki içilmesine karşı gösteriler yapmışlardı. Erdoğan’da bu sürece içki karşıtı olarak müdahil olmuş ve demişti ki;
“… Buradaki restoranlar tütün, alkol kurulundan alkollü içki satışına yönelik izin almışlar. Yav Allah aşkına! Bir üniversitenin içinde, restoranlarında alkollü içki satılmasına müsaade edilebilir mi, böyle bir şey olabilir mi? Üniversitenin içinde böyle bir şey nasıl olur? Öğrenci oraya gelip de alkolü alıp kafayı mı bulacak yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?.. Ben de üniversite yönetimini aradım, ‘Yahu nedir bu hal’ dedim, ‘Biz buna üzülüyoruz’ dedim. Bu Anayasa ortada dururken ben anlamıyorum kalkıyor bu köşe yazarları nasıl oluyor da bu işi savunuyor. Yani bizim gençliğimizin bunlar tamamen alkolik olmasını istiyor.”
Normalde alkışlanacak sözler ve birçok insan alkışladı da. Ama gel gör ki, Erdoğan’ın haberim bile yok, dediği bu mekanları ve bu mekanların hangi amaçlarla kullanılacağını çok iyi biliyordu ve izni de bizzat kendisi vermişti.
Evet, bu içkili mekanların iznini bizzat Erdoğan özel olarak vermişti. Nereden biliyorum? Bizzat bu izni Erdoğan’dan alan hatta Erdoğan’a “Ben, dinle ilgisi olan bir insan değilim ama biz kültür sanat işleri yapacağız. Gerekirse çıplak kadın resimleri olan bir yeri de desteklemenizi istiyorum, biçiminde açıklıkla söyledim niyetimizi” diyen Bilgi Üniversitesinin kurucusu Oğuz Özerden’in, açıklamalarından. (Geniş bilgi için Radikal Gazetesinden Cem Erciyes’le yaptığı röportajı okuyabilirsiniz.)
Sonra şu günlerde “kazığa mı, kızağa mı çekildi” sorusunun muhatabı Can Ataklı, “Bab-ı Ali’nin Dikenleri” adlı kitapta Erdoğan ve ailesi ile nasıl bir samimiyet içerisinde olduklarını anlatıyor. Ataklı, kitapta Erdoğan’la yedikleri bir yemeği şöyle anlatıyor;
“Tayyip Bey’le teke tek yemek yiyoruz. Ben Tayyip Bey’le içki de içerdim. Ama yemeği ben veriyorsam. Yemeği o veriyordu. İçki içmedim. Bana dedi ki, “Can Bey bir şey iç”, “Olmaz siz, davet ettiniz, sevmiyorsunuz, içmem. Ben davet versem belki içerim” dedim. Nitekim onunla aynı masada içki içtik… Vallahi billahi! Şimdi böyle de bir hukukumuz var’’ diyor.
Geçenlerde ise Hürriyet’ten Vahap Munyar Çırağan, Sarayında yapılan bir düğünü anlattı köşesinde. Düğün İpek Tekstil’in patronu İlhan Şahintürk’ün oğlu Deha Şahintürk’ün Ahmet Can’ın kızı Tuğba’yla hayatını birleştirdiği düğün.
Nikahı K. Çekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay kıyıyor. Davetliler arasında AKP’ye yakın diye tarif edilen birçok patron, AKP, Pensilvanya, Milli görüş arasında mekik dokuyan isimler var.
Vahap Munyar’ın yazısına dönersek; “… Kokteyl bölümünde alkollü içki servisi yok. Bunun nedeni Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay’ın kıydığı nikâhtan hemen sonra anlaşıldı.
Nikâh işleminin tamamlanmasının hemen ardından yeni evli çiftin bulunduğu platformun iki yanına semazenler geçti. Kısa bir semah gösterisi gerçekleşti.
Daha sonra içerde imam nikâhını kıyan hoca platforma çıktı. O sırada hızla davetliler arasındaki hanımlara birer yazma dağıtıldı. Hoca, Kur’an-ı Kerim’den iki sure okuyup, Tuğba-Deha Şahintürk’ün mutluluğu ve konuklar için dua etti.
Masalara göz gezdirdim, nikâh öncesi kokteylde servis edilmeyen alkollü içki artık serbest hale gelmişti…
…Ebru Gündeş sahneye çıktı. Gündeş, 2-2,5 saat kadar sahnede kaldı. Bu sırada masalarda alkollü içki alanların sayısında da artış oldu.
Konuklardan biri İlhan Şahintürk’e dostluklarına, yakınlıklarına güvenerek sordu; “Nikâh öncesinde alkollü içki servisi yoktu. Nikâhın hemen ardından da sema gösterisi oldu, dualar okundu. İçeri geçilince ortam tümüyle değişti. Hem bir nikâh töreninde sema gösterisine de ilk kez rastlıyorum. Neden böyle bir yol izledin?”
Şahintürk, her kesimden, görüşten, inançtan konukları ve dostları olduğunu vurguladı; “Kendimizce bir denge kurmaya çalıştık.”
Bu dengeyi fark edemeyen milletimizin, nasıl dengeye getirilip, dünyalık menfaatleri olan anlayış ve kişilerin dingili olduğunu anlaması da zor haliyle...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025