Hayvancılıkta Küresel Üretim Yeni Bir Eşikten Geçiyor
Hayvancılık sektörü, iklim değişikliği ve kaynak kıtlığı karşısında sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekilleniyor
29.07.2025 17:51:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Hayvancılık sektörü, iklim değişikliği ve kaynak kıtlığı karşısında sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekilleniyor. 2025 itibarıyla dünya genelinde hayvansal üretim, hem çevresel hem de ekonomik baskılarla karşı karşıya. Küresel nüfusun 10 milyara yaklaşmasıyla birlikte, protein ihtiyacını karşılamak için hayvancılık sistemlerinin daha verimli, iklim dostu ve veri odaklı hale gelmesi kaçınılmaz hale geldi.
Son araştırmalar, hayvancılığın toplam sera gazı salınımındaki payının %8 civarında olduğunu ortaya koyuyor. Bu oran, sanayi ve enerji sektörlerine kıyasla düşük olsa da, hayvancılığın çevresel etkileri hâlâ tartışma konusu. Özellikle metan salınımı, iklim krizinin hızlanmasında önemli bir rol oynuyor. Ancak son 30 yılda kişi başına düşen hayvancılık kaynaklı emisyonların azalma eğiliminde olması, sektörün dönüşüm potansiyelini gösteriyor.
Yeni üretim modelleri, küçük ölçekli ama örgütlü çiftlikleri, yerel kaynakları etkin kullanan sistemleri ve teknolojik altyapıya entegre çözümleri öne çıkarıyor. Dikey çiftlikler, yapay zekâ destekli yem planlaması ve genetik optimizasyon gibi uygulamalar, hayvancılığı daha az kaynakla daha fazla üretim yapabilir hale getiriyor.
Bu dönüşüm, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyoekonomik bir yeniden yapılanmayı da beraberinde getiriyor. Özellikle kırsal bölgelerde hayvancılık, geçim kaynağı olmanın ötesinde, toplumsal dayanışmanın ve yerel ekonominin temel taşı haline geliyor.
Son araştırmalar, hayvancılığın toplam sera gazı salınımındaki payının %8 civarında olduğunu ortaya koyuyor. Bu oran, sanayi ve enerji sektörlerine kıyasla düşük olsa da, hayvancılığın çevresel etkileri hâlâ tartışma konusu. Özellikle metan salınımı, iklim krizinin hızlanmasında önemli bir rol oynuyor. Ancak son 30 yılda kişi başına düşen hayvancılık kaynaklı emisyonların azalma eğiliminde olması, sektörün dönüşüm potansiyelini gösteriyor.
Yeni üretim modelleri, küçük ölçekli ama örgütlü çiftlikleri, yerel kaynakları etkin kullanan sistemleri ve teknolojik altyapıya entegre çözümleri öne çıkarıyor. Dikey çiftlikler, yapay zekâ destekli yem planlaması ve genetik optimizasyon gibi uygulamalar, hayvancılığı daha az kaynakla daha fazla üretim yapabilir hale getiriyor.
Bu dönüşüm, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyoekonomik bir yeniden yapılanmayı da beraberinde getiriyor. Özellikle kırsal bölgelerde hayvancılık, geçim kaynağı olmanın ötesinde, toplumsal dayanışmanın ve yerel ekonominin temel taşı haline geliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.