Hz. Peygamber Ehl-i Beyt'ine karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda Müslümanları çok defa uyarmıştır. Bu uyarılara rağmen Resulullah'ın (s.a.v), Fatıma'sına (a.s), Ali'sine (a.s), Hasan'ına (a.s), Hüseyin'ine (a.s) ve evlad-ı iyallerine yapılanlara yürekler dayanmıyor. Asırlardır Ehl-i Beyt sevdalılarının bağrında bu acı azalmadan devam ediyor. Özellikle Muharrem ayının ilk on günü adeta her Ehl-i Beyt sevdalısının gözü yaşlı, gönlü yaslı ve matemlidir. Her an yâdında her gün dilinde Kerbela vardır, Hz. Hüseyin (a.s) vardır. Her an yâdında her gün dilinde Babasının, Hz. Ali'nin kızı olduğunu Şam sarayındaki Kerbela faciasını cihana haykıran, esareti esir alan Zeynep Anam vardır. Her an yâdında her gün dilinde Kerbela'nın sakisi olan Abbas Alemdar vardır. Her an yâdında her gün dilinde Ebu Talibin (as) Kerbela sahrasını zalimlere dar eden yiğit Arslan evlatları vardır.
Allah'ın Kitabını, Ehl-i Beyt gibi okuyup, anlayıp, yaşayanların hakkı batıldan ayıran Faruk yönleri vardır.
Cenab-ı Allah'ın, "Hep beraber Allah'ın ipine sarılın, dağılmayın..." (Âl-i İmran/103) buyururken, Allah'ın ipi olarak kastettiği onlar yani Ehl-i Beyt değil mi?
"Sadıklarla beraber olun" (Tevbe/119) diyen ayet onları yani Ehl-i Beyt'i kastetmiyor mu? "De ki: Ben bu (peygamberliğimi tebliğe) karşılık sizden yakınlarıma sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum." (Şura, 23)
Hz. Peygamberin (s.a.v) Veda Haccı'nda "Size iki emanet bırakıyorum. Biri Allah'ın kitabı Kur'an, diğeri itretim Ehl-i Beyt'imdir. Bunlara sarıldığınız sürece hidayettesiniz" buyurmuştur.
Ehl-i Beyt'e bağlılık ipi bırakıldığında iblisin oyuncağı olunuyor. Kerbela sürecini de böyle okumak gerekir kanaatineyim. Yoksa Allah ve Resulünün Ehl-i Beyt'in sevgisi ve kıymeti hakkında ki o kadar haber vermelerine ve uyarmalarına rağmen bu cinayetler nasıl işlen ilebilir? Kahredici olan soru bu.
Herhalde bunun cevabı, çok büyük bir nasipsizlikle, cehaletle beraber dünyanın cazip olan aldatıcı yönüne teslim olunmasıdır.
Doğru görüntü veren eğriler, dürüst olmayan, ikiyüzlü Tulekalar veya talik oğlu taliklerin kandırdıkları ile birlikte Allah'ın dini ve Resulünün hatırı çiğnenerek, çok az bir dünya menfaatine Allah'ın dini ve Resulünün hatırı satılıyor. Ehl-i Beyt'in fazileti yok sayılıyor, hakları gasp ediliyor. İnsanlar bir şekilde satın alınıyordu. Kimisi Masa (makam, mevki, rütbe, şöhret) için, kimisi Nisa (kadın) için, kimisi de Kasa (para, mal, mülk) için inandıkları değerleri terk ediyor, satıyorlardı. Allah'ın gönderdiği İslam dinini esasından, özünden uzaklaştırıp, Allah Resulü ve onun pak Ehl-i Beyt'ini yalnız bırakıp, yağlı sofralara, dinarlara, makamlara, rütbelere teslim oldular ve Allah Resulü ve Ehli Beyt'e ihanet ettiler.
Bu ihanet içinde olanlar İslam'ı asıl mecracından çıkartıyor, Resulullah'ın getirdiği İslam dini Yezit gibilerin eline bırakılıyordu. Hz. Hüseyin (a.s) İslam'ı Yezit gibilerin elinden kurtarmak istiyordu. İslam'ı asıl mecrasına koymak ve Müslümanları ayıktırmak, uyandırmak için Allah'ın bu tertemiz kulları, seçkin insanlar Allah'ın İnsanlığa bir rahmet olarak gönderdiği son ekmel din olan İslam dinini, İblis'in askerlerinden ve virüslü zihinlere sahip, kararmış, mühürlenmiş kalplerden kurtarmak için kanlarını Kerbela sahrasında akıtıyorlar, can feda edip şehit oluyorlardı. Hz. Hüseyin (a.s) bakın bu durumu nasıl açıklıyor;" Beni izzetli bir ölüm ve zillete boyun eğmek arasında bırakıyorlar. Zillet uzaktır. Eğer ceddim Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) dini benim kanım akmadıkça devam edemeyecekse. Ey kılıçlar, mızraklar ve oklar alın beni!" demiştir.
İmam Hüseyin (a.s) verdiği eşsiz mücadelenin ardından cuma günü öğleden sonra şehit edildi. Şehit edildiğinde 57 yaşındaydı. "Şehadet anında vücudunda 33 mızrak yarası ve 34 kılıç yarası vardı." (Taberi, c.6, s.260) O'nu, Muharremin 10'unda anarken, Hz. Hüseyin (a.s) ve onunla birlikte Kerbela sahrasını kanlarıyla boyayan şehitlerimize Allah'tan rahmet ve bizlere, ümmetine de şefaatini diliyoruz.
- Çanakkale ile İstiklal marşındaki ruh aynı ruh / 18.03.2024
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023