Foto Altı: Renay Onur (Soldan İkinci Sırada)
RUHİ SARI / İSTANBUL
Spor İstanbul Genel Müdürü i. Renay Onur, 28 Nisan'da gerçekleştirilecek 19. İstanbul Yarı Maratonu öncesinde "yenimesaj.com.tr"nin sorularını cevapladı. 10K ve 21K için 8'er bin kişilik kontenjan ayırdıklarını dile getiren Onur, "Biz toplamda 14 bin kişinin yarışı tamamlamasını bekliyoruz. Ki bu da geçen seneye göre rekor olacak. 2023'te 12 bin kişi yarışı bitirmişti. Gönlümüz kayıt yaptıran tüm insanların aynı zamanda fiilen de Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'na katılması ve hatta yüksek oranlarda da bitirmesi yönünde. Türkiye'de özellikle bitirme konusunda Batı'dan biraz gerideyiz ancak her geçen yıl bu konuda da ilerleme sağlıyoruz" dedi.
Geleceğin milli sporcuları buradan çıkacak
İstanbul Maratonu'na ve İstanbul Yarı Maratonu'na 18 yaş altındaki gençler alınmıyordu. Ancak bu yıl Spor İstanbul, Yarı Maraton'da kapılarını 16-18 yaş grubuna da açtı. Renay Onur, "Bu yıl 2 bine yakın 16-18 yaş arası sporcu kayıt yaptırdı. Birebir bir bilgimiz olmasa da bu katılımcıların arasında gelecek vaat eden atletler elbette olacaktır. Çünkü matematiksel bir hesaplama var. Bin, onbin, yüzbin, milyon kişiye doğru giderken, normal bir sporcudan olimpiyat sporcusuna kadar uzanan bir yetenek havuzu oluşuyor. 10 bin kişilik sporcu havuzundan uluslararası, 500 bindeyse olimpiyat seviyesinde bir sporcu çıkabiliyor. Bin kişiden de ulusal düzeyde başarıya ulaşabilecek bir sporcu çıkabiliyor. Bu çerçevede 2 bin genç koşucu arasından da en azından ulusal düzeyde başarıya ulaşma potansiyeli olan iki sporcu yakalayabiliriz" şeklinde konuştu.
Yavaş ve hızlı sporcular birbirinden ayrılıyor
Her sporcunun en iyi derecelerine göre pace (hız) kapılarının belirlendiğini dile getiren Renay Onur, şunları söyledi: "Bir sporcu iyi bir derece hedefliyorsa ön kapılardan etkinlik alanına gelebiliyor. Bizde Yarı Maraton'da yarışacak koşucu sayısı 6 bin seviyesinde olduğu için Avrupa'daki bazı yarışlarda olduğu gibi 'dalga' yapmıyoruz. Ancak etkinlik alanında 4 farklı kapıdan girişlerini sağlıyor ve yavaş/hızlı sporcuyu birbirinden ayırıyoruz. Öte yandan İstanbul Yarı Maratonu'nun tarihi parkuru rekor ve sporcuların en iyi derecelerini yapmaya çok uygun. Parkurun düz olması sebebiyle hem elit atletlerin hem de rekreasyonel (bireysel gelişim) koşucuların en iyi derecelerini yapmalarına olanak veriyor. Parkurun sportif yönü dışında tarihi yönünden de ayrıca söz etmeli. Adı üstünde yarış tarihi yarımadada yapılıyor. Üç büyük imparatorluğun ve Cumhuriyet'in bir çok eserini üzerinde taşıyan bir parkur. Yeni Camii, Mısır Çarşısı, Rum Ortodoks Patrikhanesi, Sveti Stefan Kilisesi, Haliç Sanat Merkezi'ne dönüştürülen Fener Evleri ve Feshane ilk ağızda sayacağımız çok sayıdaki tarihi yapı. Bir yanda binlerce yıllık tarih diğer yanda muhteşem İstanbul Boğaz ve Haliç… Özetle Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, bir yarı maratondan çok daha fazlası."
Dünyanın en iyileri gelecek
"Bu yıl Olimpiyatların olması üst düzey elit koşucuların İstanbul Maratonu'na ilgisini azalttı mı? Geçen yılın birincisi Kenyalı Daniel Ebenyo, Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 10 bin metrede ikinci oldu, bu yıl 14 Nisan'da Berlin Yarı Maratonu'nu kazandı. Bu da gösteriyor ki İstanbul Yarı Maratonu çok iyi sporcuların katıldığı bir etkinlik" şeklindeki sorumuza ise Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur şu şekilde cevap verdi: "Dediğiniz gibi yarı maratonlara artık çok iyi sporcular katılıyor. Elit dışında rekreasyonel katılımda da büyük ilgi var. Çünkü yarı maraton artık dünyada 'yeni maraton' olarak görülüyor. Hazırlığı daha kolay ve aynı şekilde bitirme şansı da büyük maratona (42.2 kilometrelik koşu) göre daha yüksek. Bu da yarı maratonların cazibesini her geçen gün artırıyor. Gerek Paris Yaz Olimpik ve Paralimpik Oyunları gerekse bizden çok daha önce yapılan maratonların takviminden ötürü Türkiye İş Bankası İstanbul 19. Yarı Maratonu etkilendi. Ancak yine de çok önemli isimler rekorlu tarihi parkurumuzda koşacak. Ve umarım yeni bir rekora daha tanıklık ederiz. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'na bu yıl, kişisel en iyi dereceleri 1:01:00'ın altında olan 17 erkekle, 1:08:00'ın altında olan 7 kadın atlet katılacak. İstanbul Maratonu'nun son şampiyonu Kenyalı Panuel Mkungo burada olacak. Eğer yarı maratonu da kazanırsa iki maratonumuzu da kazanan ilk erkek atlet olacak. Biliyorsunuz Kenyalı Ruth Chepngetich 2018'de İstanbul Maratonu'nu, 2021'de de parkur rekoruyla İstanbul Yarı Maratonu'nu kazanarak kadınlarda duble yapan ilk atlet olmuştu. Geçen yılın ikincisi (59:58) Faslı Hicham Amghar; 2019'daki 59:17'lik derecesiyle dikkatleri üzerine çeken Etiyopyalı Solomon Berihu; listemizdeki 59.25 ile en iyi ikinci dereceye sahip olan Kenyalı Edmond Kipngetich, Barcelona'da 59.30 ile kariyerinin en iyi derecesini koşan Etiyopyalı Dinkalem Ayele; sürpriz beklenen Kenyalı Solomon Kipchoge ve Afrikalılara rakip olması umulan Kanadalı Cameron Levins de İstanbul'da koşacak. Kadınlarda ise geçen yıl Barselona'daki 1:05:46'lık derecesiyle yıldızı parlayan Gladys Chepkurui, derecelerini sürekli geliştiren Etiyopyalı Ftaw Zeray; listede derecesi en iyi Avrupalı olan İtalyan Giovanna Epis de İstanbul'da bizimle olacak."
Spor İstanbul, koşucular için ne yapıyor?
Renay Onur'a "Avrupa yakasında koşu antrenmanı yapacak yer sıkıntısı yaşanıyor. İki açık atletizm pisti de Asya yakasında. Ataköy-Yenikapı arasındaki bisiklet yolu yoğunlukla kullanılıyor ancak zemini beton olduğu için koşucular sakatlık sorunu yaşıyor sık sık… Bu yolun asfalt zeminle kaplanıp koşuculara tahsis edilmesine önayak olma düşüncesine sıcak bakar mısınız?" sorusunu ise şu şekilde cevapladı: "Ben gerek siz değerli medya mensuplarıyla gerek çeşitli seminerlerde ve hatta ziyaretlerdeki sohbetlerde ortaya atılan her türlü eksikliği ve öneriyi not ediyorum. Bunu kendime bir 'ev ödemi' olarak alıyorum. Bu önerinizi de aynı şekilde kaydediyorum ve olanakları araştıracağım."
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Kara Yolları Trafik Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldığı iddialarını yalanlayarak, uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyet alamayacağı ve ehliyetini yenileyemeyeceği iddiasının manipülasyon içerdiğini bildirdi.
25.04.2024 13:48:00
İhlas Haber Ajansı
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'
Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.
'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'
Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.