logo
20 NİSAN 2024

Hormonlu sebze ve meyvenin içyüzü

03.05.2002 00:00:00
Türkiye şu sıralar hormonlu gıdalara kilitlenmiş durumda. Öyle ya "Zehir mi yiyoruz?" sorusunu sormak hepimizin hakkı. Hormon sorunu çok boyutlu... Biz öncelikle idareden başlayalım yazımıza...

Aynı zamanda bir ziraat profesörü olan Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, geçtiğimiz günlerde meseleye ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sayın Bakan, hormon iddialarını "sebze ve meyve ithalatçılarının" yaydığını savundu. Aynı zamanda da "Türk çiftçisinin hormon kullanmadığını" iddia etti. Maalesef Yeni Mesaj'da da dikkat çekildiği üzere, Bakan Gökalp'ın sözkonusu açıklamayı yaptığı gün, Tarım Bakanlığı'nın Türk çiftçisini bilgilendirmek amacıyla "Hormon El Kitabı" hazırladığı duyuruldu. Bakanlık aynı zamanda 'hormon kullanımı' konusunda çiftçileri bilgilendirmek için 'afişler' de bastırmış.

Sayın Gökalp'ın her iki iddiası da gerçekleri yansıtmıyor: Bir kere Türkiye, sebze ithalatı yapmıyor. Yapılıyorsa da, çok cüz'i oranda. Bunlar da bizim alışveriş yaptığımız pazarlara intikal etmiyor. Keza meyve ithalatı da sınırlı. Örnek vermek gerekirse, Fransa'dan şu sıralarda 'granny smith türü' yeşil elma, Şili'den üzüm, İspanya ve İran'dan karpuz ve değişik ülkelerden kivi ile Türkiye'de yetişmeyen tropikal meyveler ithal ediliyor. Bunların ancak cüz'i bir bölümü pazarlara intikal ediyor ve sınırlı oranda satış imkanı bulabiliyor. Kısaca Türk halkı olarak bizler, kendi çiftçimizin ürettiği meyve ve sebzeyi yiyoruz. Zaten kriz ortamında ithal ürünlerin yanına yaklaşabilmek ne mümkün!

Türk çiftçisinin hormon kullanmadığı iddiasına gelince... Kimi çiftçilerimiz, halkın sağlığını gözardı edercesine, daha fazla ürün elde edebilmek için 'hormon'a adeta saldırıyor. Aslında bu kafadaki çiftçiler, kendilerine zarar veriyor: Bir kere sahip oldukları toprakları kirletiyorlar. İkinci olarak, şu anda olduğu gibi 'hormonlu ürünlerin fiyatları düştükçe' zarar ediyorlar.

'Hormon'dan kim kar ediyor?

Özellikle seralarda ürünlerin aşı tutmasında ve hızlı yetişmesinde kullanılan hormonlar, Türkiye'de üretilmiyor. Bunları yığınla döviz dökerek ithal ediyoruz. Mesela şu anda Bursa'da tesis kurma çalışmaları yapan Montana adlı 'genetik ürünler üzerinde çalışan' dev ABD firması gibi firmalara gidiyor bu paralar. Gelişmiş ülkelerde hızla ekolojik tarıma dönüldüğünden, sigara firmaları gibi 'hormon' ve zirai ilaçlar üreten firmalar Türkiye gibi gelişmekte veya gelişmemiş ülkelere kapağı atıyorlar.

Ne yapabiliriz?

Bir kere vatandaşımız mümkün mertebe hormonlu ürünlerden kaçınmalı. Hormonlu ürünlerin tespiti hiç de zor değil. Mesela çekirdeksiz, içi vıcık vıcık olan dometasler; içi süngerimsi olan çekirdeksiz patlıcanlar; keza çekirdeksiz kabaklar ve biberler, hıyarlar... Bu tür ürünler hormonların yoğun kullanıldığı sebzeler olarak öne çıkıyor. Bunlardan uzak durmak, sağlığını düşünen kişinin menfaatınadır. Kanser gibi 'korkunç bir hastalığa' davetiye çıkarmanın anlamı var mı?

Burada en büyük görev elbette devlete düşüyor. Devlet Tarım Bakanlığı'nın boşuna kurmamış. Bakanlık, Batı ülkelerindeki muadilleri gibi kendi halkının sağlığını düşünmeli ve bazı ülkelerde olduğu gibi topraklarımız kirlenmeden, 'hormon' ve 'diğer zararlı zirai ilaçların' kullanımını sınırlandırmalı, mümkünse hepten kaldırmalı.

Gelişmiş ülkelerde durum

Bundan bir süre önce, Almanya'nın Türkiye'den 'kurtlu elma' talep ettiğini duyunca, şaşırmıştım. Meğer kurtlu elma, sağlıklı elmaymış. İlaç bulaşmadığı için, vücutla uyumluymuş.

İşte gelişmiş ülke insanı, hızla sağlığa zararlı olan gidalardan kaçınıyor. Bundan 10 yıl önce genetik biliminin erdemlerinden bahseden gelişmiş ülkeler, hormon kullanımını terkediyorlar. Üstelik ithal ettikleri ürünlere de sıkı denetim getiriyorlar. Yani onlar, kendi insanlarının sağlığını korumak için azami özeni gösteriyorlar.

Çare ekolojik tarımda

Peki çare nerede? Çare, dedelerimizin yönteminde. Bunun adına 'ekolojik tarım' deniyor. Tabiatla uyumlu tarım. Ne demek ekolojik tarım? Ekolojik tarım, tabiatta hormon kullanımı gibi hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeriyor. Esas itibariyle sentetik kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe (sıra ile), toprağın muhafazası, bitkinin direncini arttırma, parazitlerden yararlanmayı tavsiye eden, üretimde miktar artışını değil ürünün kalitesinin yükseltilmesini amaçlayan bir üretim şekli.

Neden ekolojik tarım?

Ekolojik tarımın pek çok yararı var. Özetlersek:

* Gelecek nesilleri korumak,

* Kimyasalların insanlar, çevre ve hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak,

* Toprak verimliliğini ekolojik koşulları göz önüne alarak doğal yollarla uzun dönem için sağlamak,

* Toprak ve genetik kaynak erozyonunu önlemek,

* Su miktar ve kalitesini korumak,

* Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve enerji tasarrufu yapmak,

* Üretici ve tarımsal işletmelerde çalışan insanların sağlığını korumak,

* Küçük çiftçilerin güvenliğini üretim döngüsü veya gelir düzeylerini arttırarak sağlamak,

* Sağlıklı ve besin kalitesi yüksek ürün elde etmek.

Sağlıklısını yabancılar yiyor

Türkiye'de İzmir ile Aydın arasındaki yörede ekolojik tarım yapılıyor. Ancak bu bölgede ekolojik tarım yapan 45 bin çiftçimizin yılda ürettiği 200 bin ton sebze ve meyve, tümüyle Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Yani Avrupalı meyvenin de ve sebzenin de sağlıklısını, ağız tadına uygununu; biz ise hormonlusunu yiyoruz...
 
Recep Bahar / diğer yazıları
Son saniye penaltısıyla yıkıldı
İstanbulspor küme düştü
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
Son saniye penaltısıyla yıkıldı
İstanbulspor küme düştü
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.