logo
20 NİSAN 2024

Hükümet ortaklarını seçim korkusu mu sardı?

31.03.2002 00:00:00
Şu günlerde Türkiye'yi krizlerden krizlere sürükleyen hükümet mensuplarının açıklamaları 'hayret' uyandırıyor. Öyle ya Nisan ayına giriyoruz. 18 Nisan'da üçlü koalisyon hükümeti, iktidarının üçüncü yılını idrak edip, dördüncü yılından gün alacak! Bunun iktidar mensupları açısından 'sarsıcı' bir anlamı var: Şayet 'birbirine Japon yapıştırıcısıyla tutturulan' koalisyon ortakları, 'göz alıcı birlikteliklerini' (Allah kem gözlerden muhafaza etsin!) devam ettirebilirlerse, en fazla iki yıl daha işbaşında kalabilecekler. Demek ki, 'muktedirlik süresinin' çoğu gitti, azı kaldı. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1946'dan bu yana, ezici çoğunlukla işbaşına gelen Menderes hükümetleri dahil, hiç bir hükümet 4 yıldan fazla Türkiye'yi idare etme fırsatı bulamadı. "Bülent Ecevit başbakanlığında, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz başbakan yardımcılığındaki 57. Hükümet, IMF'nin 'payandaları' sayesinde 'iktidarda kalma rekorunu' kırabilir mi, kıramaz mı?" bunu zaman gösterecek. Ancak yalın bir gerçek, seçim gerçeği yavaş yavaş kendini hissettiriyor.

Başbakan Bülent Ecevit, hafta içinde İstanbul'da düzenlenen bir toplantıda, ekonomik kriz ile ilgili "karanın göründüğünü" söylemişti. Evet kara göründü ama görünen kara 'ekonomik krizin' bittiğine işaret eden 'kara' değildi. Bu sözler, 3 yıldan beri 'rüya adasında' tatil yapan hükümetin, tekrar adadaki tatlımsı tatilini sürdürebilmesi için halktan onay alınması ve 'gerçek karaya' doğru yola çıkılması gerektiği anlamını taşıyordu!

Seçimler yaklaşıyor. Seçim tarihi konusunda ortaya atılan tahminler de birbirini izliyor. Tahmin yelpazesi Ekim 2002'den Kasım 2003'e kadar uzanıyor. Koalisyon lastiğinin hangi yolda ve ne tür etki altında patlayacağı konusunda da çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Kamuoyu yoklamalarının iktidar mensupları açısından ürkütücülüğü de ayan beyan kendini hissettiriyor. 1999'daki seçimlerde sandıktan birinci çıkan DSP'nin oylarının yüzde 5 mertebesine indiği belirtiliyor. ANAP ve MHP'nin durumları da bundan farklı değil.

O halde 'vaziyeti bir nebze de olsa kurtarmak' için ne yapmalı? Tabii ki, iktidar koltuğunda muhalefet etmeli. Tıpkı bir muhalefet partisi gibi. Örneğin DSP Genel Başkanı, Başbakan Ecevit, önceki gün Sabah gazetesine yaptığı açıklamayla, iktidarda iken nasıl muhalefet yapılacağının güzel bir örneğini sundu bizlere. Yaklaşık 45 yıldır politika sahnesinde olan sayın Ecevit, IMF'nin 18. Stand-by Anlaşması'nın bir gereği olarak Türkiye'ye dayattığı kurullara verdi veriştirdi. IMF ile bu anlaşmayı hükümet adına imzalayan Kemal Derviş idi. Teamüllere aykırı olarak ciro etmek zorunda kalan da Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz idiler. O halde Merkez Bankası'nın para basma hakkını elinden alan "Para Kurulu", iletişim sektörünü yönlendiren "Telekomünikasyon Üst Kurulu" gibi Ankara'yı dört koldan kuşatan kurulların kurulmasını isteyenler koalisyon ortakları idi. Sayın Ecevit, diyordu ki: "Kurullar başı buyruk çalışıyorlar. Eğer ülkeyi onlar yönetecekse, seçimlere ne gerek var." Bu sözler iyi irdelenirse, iki anlamlı olduğu ortaya çıkar:

1) Ekonomi yönetimi artık bizlerin elinde değil, IMF'nin teşkil ettiği kurulların elinde. Ey Türk halkı, bize yüklediğiniz 'hükümet etme' görevini, kendi ellerimizle IMF'ye devrettik. Bu Dış-Politika ve Savunma Yazarımız Hüseyin Mümtaz'ın deyimiyle 'mandacılık' tan başka bir şey değildir.

2) Seçim yaklaşıyor. Hükümet mensuplarından feryat sesleri de seçim tarihi yaklaştıkça yükseliyor. Demek ki, seçime bir ay kala, avazı çıktığı kadar bağıracaklar! Vatandaşlar, hükümeti temsilen halkın arasına çıkan milletvekillerine sorulabilecek en acı soruyu, "Buraya hangi yüzle geldiniz" sorusunu her defasında yöneltiyor. Koalisyon ortakları, biraz olsun perişan ettikleri kitlelerin teveccühünü kazanabilmek için 'bonkör' davranma ihtiyacı hissediyorlar ancak kendi imzalarıyla tesis ettikleri 'KURULLAR' yani IMF buna imkan tanımıyor. Artık, 'Popülist politikalara geçit yok' diyorlar...

Tarım Bakanı'nın feryadına bakın!

Tarım ve Köyişleri Bakanı MHP'li Hüsnü Yusuf Gökalp, ziraat profesörüdür. Ziraat işinden anlaması gerekir. Anladığından kuşkum da yok. Türkiye'nin izlemesi gereken ziraat politikaları konusunda bir iki-kez Kemal Derviş ile atıştı. Bahçeli'nin 'sus' işaretiyle karşılaşınca, 'ağzına bant yapıştırmak' zorunda kaldı. Aksi takdirde Enis Öksüz'ün akıbetiyle karşılaşmak mukadderdi. Bakın Sayın Gökalp, MHP'nin "Türkiye ve Siyaset Dergisi"nde Türk tarımının kendi hükümetlerinin de engin katkılarıyla ne kadar 'zelil' bir duruma geldiğini nasıl anlatıyor:

"ë 25 yıl öncesine kadar konuyla ilgili bütün çevrelerin ağzındaki "Tarımda kendine yeten yedi ülkeden biriyiz" övünmeleri, bugün yerini büyük bir hüsrana terk etmiş bulunmaktadır. Bu çeyrek yüzyıllık sürede tarımın sadece adı kalmıştır.

ëTürkiye, 20 yıllık periyotta geleneksel ihracatçısı olduğu ürünlerden; nohutta 855 bin ton üretim seviyesinden 585 bin tona, mercimekte 925 bin tondan 353 bin tona, pamukta 851 tondan 739 bin tona, incirde 355 bin tondan 290 bin tona geriledi. Et, süt, ayçiçeği ve mısır gibi ürünlerde yerinde sayarken arpa, mısır ve antepfıstığında beklenen üretim artışlarını sağlayamadı.

ëTürkiye, bunun sonucu olarak iç talebi karşılayabilmek için en son Kanada, ABD ve Avustralya'dan 140 bin ton kırmızı mercimek; Kanada'dan 50-55 bin ton yeşil mercimek; Arjantin, Çin, İran, Bulgaristan ve ABD'den 10 bin ton kuru fasulye; Kanada, ABD, Çin, İran ve Azerbaycan'dan 25 bin ton barbunya; Meksika'dan 30-40 bin ton nohut; ABD'den bakla; ABD, Ukrayna, Bulgaristan, Brezilya ve Arjantin'den 500-600 bin ton ayçiçeği; Hindistan'dan susam; İran'dan ceviz; ABD, Kanada, Brezilya ve Arjantin'den mısır; Tayland, Mısır, İtalya ve Avustralya'dan pirinç ile ek olarak pamuk ithal etmek zorunda kalmıştır.

ë Sadece 1989-2000 arası Türkiye'nin ihracatına konu canlı hayvan ve ette sağlanan ihracat geliri yaklaşık 281 milyon dolardan 4 milyon dolara; kuru baklagillerde 210 milyon dolardan 101 milyon dolara; taze meyvede 25 milyon dolardan 10 milyon dolara; zeytinyağında 51 milyon dolardan 29 milyon dolara, diğer bitkisel yağlarda 63 milyon dolardan 24 milyon dolara; domates konservesinde 146 milyon dolardan 100 milyon dolara gerilemiş bulunmaktadır.

ë Türkiye, 2000 yılında 3.7 milyon dolarlık tarım ürünleri ihracatı yaparken 4.1 miyar dolarlık da ithal etmek durumuyla karşı karşıya kalmıştır."

Bakan Gökalp, bu bilgiyi verdikten sonra, şu sarsıcı tespitte de bulunuyor: "1926 yılında Kayseri'de uçak fabrikası kurulduğu sırada, uçak maliyetinin üçte biri fiyata bize uçak teklif edenler; benzeri yaklaşımlarla bugün de üretime son vermemiz anlamına gelecek cazip fiyatlarla üretim fazlaları olan ve stoklarını dolduran tarımsal ürünleri, her türlü yolu deneyerek ülkemize pazarlamaya çalışmaktadır."

Keşke sayın Gökalp, 'tabana oynamayıp' da bu gerçekleri Bakanlar Kurulu'nda dile getirebilseydi? Ama getirmesi bir hayli zor. Getirse de, sonuç alabilmesi... Bir kere Ecevit'in 'kurullar' konusunda olduğu gibi Türkiye'nin eli kolu 'ekonomik açıdan' bağlandı. Türk milleti, basiretsizliğiniz sayesinde 'Deli gömleğini' giydi. Türkiye'yi, bu güzelim ülkeyi kendi ellerinizle 'çıkmaz sokaklara' soktunuz. Az buçuk milli hassasiyeti olan bir 'ekonomistin' IMF politikalarının ne kadar 'yıkıcı' olduğunu haykırdığı bir ortamda, 'şartsız şurtsuz' IMF'ye teslim oldunuz. Şimdi ne kadar 'hayıflanırsanız hayıflanın'. bu millete verdiğiniz zararı telafi edebilmeniz imkansız. Bu aziz millet size, iyi niyetli de olsanız, bir kez daha bu fırsatı vermeyecektir!
 
Recep Bahar / diğer yazıları
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.