Hz. Fatıma örnek bir eş idi
Hz. Fâtıma (a.s.)’ın örnek eş olması; aile hayatında eşine destek olmasının yanında, yeri geldiğinde eşinin koruyucusu veya bir öğretmeni gibi hareket ederek ona yardım etmesindendir
11.06.2023 18:44:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Fâtıma (a.s.)'ın örnek eş olması; aile hayatında eşine destek olmasının yanında, yeri geldiğinde eşinin koruyucusu veya bir öğretmeni gibi hareket ederek ona yardım etmesindendir.
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "Yorgun bir koşuşturmanın ardından, eve gelip Fâtıma'ya baktığımda bütün gam ve üzüntülerim gidiyordu."
Hz. Fâtıma (a.s.) kesinlikle Hz. Ali'nin (a.s.) müsaadesi olmadan dışarı çıkmaz ve hiçbir zaman O'nu öfkelendirmezdi.
Çünkü O babasının, "Allah-u Teala, kocasını öfkelendiren kadının oruç ve namazını, kocasını kendisinden razı etmedikçe kabul etmez" buyurduğunu biliyordu.
Hz. Ali (a.s.), Hz. Fâtıma (a.s.) hakkında şunları söylemiştir: "And olsun Allah'a ki Ben, kesinlikle Fâtıma'yı öfkelendirecek bir iş yapmadım, Fâtıma da hiçbir zaman Beni öfkelendirmedi."
Hz. Fâtıma (a.s.) ölüm döşeğindeyken, nasıl bir eş olduğu hakkında, Hz. Ali'ye şunları söylemişti:
"Ey amcamın oğlu! Seninle beraber olduğum günden beri, bir ihanetimi gördün mü? Benimle beraber olduğun günden beri bir kere olsun Sana karşı çıktığıma şahit oldun mu?"
Ali (a.s.) şu karşılığı verir: "Allah'a sığınırım. Sen, Allah'ı en iyi bilenlerden birisin. En çok iyilik eden, en fazla O'ndan korkan ve en çok O'ndan sakınansın.
Allah'a yemin ederim ki, Resûlullah (s.a.v.)'in vefatıyla başıma gelen musibeti yeniden yaşattın Bana. Senin vefatın, Benim Seni yitirmem, büyük bir musibettir Benim için. Biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."
Ümmü Süleyman şöyle rivayet etmektedir: "Bir gün ben Hz. Aişe'nin evine gitmiştim. Kendisinden kurban etlerinin yenmesi caiz mi değil mi diye sordum.
Hz. Aişe şöyle cevap verdi: 'Hz. Peygamber (s.a.v.) bir zamanlar kurban etlerinin yenmesini yasak ettiği halde, daha sonra yemeğe müsaade etmiştir. Bak ey Ümmü Süleyman, sana Ben bunu bir olayla ispat edeyim:
Hz. Ali (a.s.) bir defa bir seferden dönmüştü. Mübarek eşi Fâtıma-i Zehra (a.s.) sofrayı hazırlamış, kestiği kurban etinden yaptığı yemeklerden Hz. Ali'ye (a.s.) takdim etmişti.
Hz. Ali (a.s.) dedi ki: 'Ey Hz. Peygamberin (s.a.v.) kızı! Babanız Hz. Peygamber (s.a.v.) kurban etlerini bize yasak etmedi mi?'
Hz. Fâtıma (a.s.), 'Evet, fakat sonra yemeğe müsaade buyurdular' diye cevap verdi.
Hz. Aişe buyuruyor ki: "Hz. Ali (a.s.) hemen kalkıp Hz. Peygamberin (s.a.v.) huzuruna vardı ve Hz. Fâtıma (a.s.)'ın dediğini arz etti."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: Ya Ali! Kurban etini bu yılın Kurban ayı olan Zilhicce'den ta gelecek yılın Zilhicce'sine kadar yiyebilirsiniz."
Hz. Fatıma her türlü pislikten korunmuştur
İmam Muhammed Bâkır (a.s.) babalarından şöyle nakletmiştir:
"Resûlullah (s.a.v.)'in kızı Fâtıma'nın (a.s.) 'tahire' lakabıyla adlandırılması, her denes ve refesden (kir, leke ve çirkin şeylerden) tertemiz olduğu içindir."
İmam Sâdık (a.s.) da şöyle buyurmuştur: "Fâtıma (a.s.) hayatta olduğu sürece Allah-u Teala diğer kadınları Hz. Ali (a.s.)'a haram kılmıştı, çünkü Hz. Fâtıma (a.s.) kadınların gördüğü âdetten pak idi."
Zehâirü'l-Ukba kitabının 44. sayfasında şunlar yazmaktadır:
"İmam Hasan'ın (a.s.) doğumu hususunda, Hz. Fâtıma'ya (a.s.) hizmet eden Esma şunları demiştir:
'Ben Resûlullah (s.a.v.)'e (bu doğumda) Fâtıma'dan (a.s.) nifas ve hayız kanı geldiğini görmedim' dedim. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sen bilmiyor musun, Benim kızım Fâtıma tertemizdir. O asla hayız ve doğum kanı görmez."
Tarih-i Bağdad'da Hatib, kendi senediyle İbn-i Abbas'dan Resû- lullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Kızım Fâtıma, Hz. Adem soyundan bir huridir; ne hayız olur ve ne de nifas... O'nun Fâtıma diye adlandırılması, Allah'ın O'nu ve sevenlerini ateşten kestiği, ayırdığı içindir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "Yorgun bir koşuşturmanın ardından, eve gelip Fâtıma'ya baktığımda bütün gam ve üzüntülerim gidiyordu."
Hz. Fâtıma (a.s.) kesinlikle Hz. Ali'nin (a.s.) müsaadesi olmadan dışarı çıkmaz ve hiçbir zaman O'nu öfkelendirmezdi.
Çünkü O babasının, "Allah-u Teala, kocasını öfkelendiren kadının oruç ve namazını, kocasını kendisinden razı etmedikçe kabul etmez" buyurduğunu biliyordu.
Hz. Ali (a.s.), Hz. Fâtıma (a.s.) hakkında şunları söylemiştir: "And olsun Allah'a ki Ben, kesinlikle Fâtıma'yı öfkelendirecek bir iş yapmadım, Fâtıma da hiçbir zaman Beni öfkelendirmedi."
Hz. Fâtıma (a.s.) ölüm döşeğindeyken, nasıl bir eş olduğu hakkında, Hz. Ali'ye şunları söylemişti:
"Ey amcamın oğlu! Seninle beraber olduğum günden beri, bir ihanetimi gördün mü? Benimle beraber olduğun günden beri bir kere olsun Sana karşı çıktığıma şahit oldun mu?"
Ali (a.s.) şu karşılığı verir: "Allah'a sığınırım. Sen, Allah'ı en iyi bilenlerden birisin. En çok iyilik eden, en fazla O'ndan korkan ve en çok O'ndan sakınansın.
Allah'a yemin ederim ki, Resûlullah (s.a.v.)'in vefatıyla başıma gelen musibeti yeniden yaşattın Bana. Senin vefatın, Benim Seni yitirmem, büyük bir musibettir Benim için. Biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."
Ümmü Süleyman şöyle rivayet etmektedir: "Bir gün ben Hz. Aişe'nin evine gitmiştim. Kendisinden kurban etlerinin yenmesi caiz mi değil mi diye sordum.
Hz. Aişe şöyle cevap verdi: 'Hz. Peygamber (s.a.v.) bir zamanlar kurban etlerinin yenmesini yasak ettiği halde, daha sonra yemeğe müsaade etmiştir. Bak ey Ümmü Süleyman, sana Ben bunu bir olayla ispat edeyim:
Hz. Ali (a.s.) bir defa bir seferden dönmüştü. Mübarek eşi Fâtıma-i Zehra (a.s.) sofrayı hazırlamış, kestiği kurban etinden yaptığı yemeklerden Hz. Ali'ye (a.s.) takdim etmişti.
Hz. Ali (a.s.) dedi ki: 'Ey Hz. Peygamberin (s.a.v.) kızı! Babanız Hz. Peygamber (s.a.v.) kurban etlerini bize yasak etmedi mi?'
Hz. Fâtıma (a.s.), 'Evet, fakat sonra yemeğe müsaade buyurdular' diye cevap verdi.
Hz. Aişe buyuruyor ki: "Hz. Ali (a.s.) hemen kalkıp Hz. Peygamberin (s.a.v.) huzuruna vardı ve Hz. Fâtıma (a.s.)'ın dediğini arz etti."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: Ya Ali! Kurban etini bu yılın Kurban ayı olan Zilhicce'den ta gelecek yılın Zilhicce'sine kadar yiyebilirsiniz."
Hz. Fatıma her türlü pislikten korunmuştur
İmam Muhammed Bâkır (a.s.) babalarından şöyle nakletmiştir:
"Resûlullah (s.a.v.)'in kızı Fâtıma'nın (a.s.) 'tahire' lakabıyla adlandırılması, her denes ve refesden (kir, leke ve çirkin şeylerden) tertemiz olduğu içindir."
İmam Sâdık (a.s.) da şöyle buyurmuştur: "Fâtıma (a.s.) hayatta olduğu sürece Allah-u Teala diğer kadınları Hz. Ali (a.s.)'a haram kılmıştı, çünkü Hz. Fâtıma (a.s.) kadınların gördüğü âdetten pak idi."
Zehâirü'l-Ukba kitabının 44. sayfasında şunlar yazmaktadır:
"İmam Hasan'ın (a.s.) doğumu hususunda, Hz. Fâtıma'ya (a.s.) hizmet eden Esma şunları demiştir:
'Ben Resûlullah (s.a.v.)'e (bu doğumda) Fâtıma'dan (a.s.) nifas ve hayız kanı geldiğini görmedim' dedim. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sen bilmiyor musun, Benim kızım Fâtıma tertemizdir. O asla hayız ve doğum kanı görmez."
Tarih-i Bağdad'da Hatib, kendi senediyle İbn-i Abbas'dan Resû- lullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Kızım Fâtıma, Hz. Adem soyundan bir huridir; ne hayız olur ve ne de nifas... O'nun Fâtıma diye adlandırılması, Allah'ın O'nu ve sevenlerini ateşten kestiği, ayırdığı içindir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.