Her yılın sonunda, Aralık ayında iki önemli tarihi şahsiyeti çeşitli etkinliklerle anarız.17 Aralık Hz Mevlana'nın, 27 Aralık ise milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıldönümü tarihleridir.Her ikisini ve tüm ecdadımızı rahmetle yad ediyoruz.Merhum şairimizin vefat tarihi 1936 olduğuna göre, aramızdan ayrılalı 75 yıl olmuş ama onun gür ve uyarıcı sesi hala biz torunlarının kulaklarında çınlamaktadır."Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak" şeklindeki umut telkini, duyan her yüreği kanatlandıran tenbihi, elbetteki her birimizin kulağında küpedir.Lise yıllarımızda, gerek şairimizin ölüm yıl dönümlerinde gerekse İstiklal Marşımızın TBMM'de kabul eilişinin yıl dönümlerinde icra edilen programları hatırlıyoruz ama bende iz bırakan programlar, seksenli yıllarda sayın Haydar Baş'ın öncülüğünde icra edilen "Mehmet Akif'i anma" programlarıdır.Yaşı müsait olan arkadaşlar hatırlayacaklardır, 1983 yılının Eylül ayından itibaren yayın hayatına başlayan İCMAL dergisinde Mehmet Akif özel sayıları yayınlandığı gibi hem İstanbul'da , hem Bursa'da hem de Ankara'da kapalı spor salonlarında şairimiz adına dev programlar icra edilmiştir.Başucu kitaplarımızdan biri olan SAFAHAT'ın önemli şiirlerinden "Bülbül"ün usta okuyucular tarafından okunmasını, yine önemli bölümlerinden olan "Mahalle Kahvesi" nin Müslim Karabacak ve Hasan Çakır öncülüğünde sahneye konulmasını hep o programlardan hatırlıyoruz.2011 yılının sonu itibariyle ülkemizin ve milletimizin geldiği-getirildiği uçurumun başından geriye doğru bakınca o günlerde icra edilen "Akif'i anma" programlarının ne kadar isabetli olduğunu daha iyi anlıyoruz ve keşke diyoruz her ilde bir "Akif'i anma" programı yapılsaymış, şairimizin çığlığı, feryadı ve ikazları yeni nesillere daha yoğun programlarla duyurulsaymış.Yazımızın başlığı, anlaşıldığı üzere şairimizin bir şiirinden...12 Aralık 1912 tarihli Sebilürreşad dergisinde yayınlanmış olan"YARASI OLMAYAN GOCUNMASIN" adlı şiirinden mısralarla sizi baş başa bırakıyorum:"Evet, sen böyle bir ferda-yı mahşer-hizi ummazdın.Haberdar eyleyenler oldu; güldün. Pek de kurnazdın!Kudurmuştan beter bir hale geldin, durmadın azdın!Düşen ma'suma çıkmak gayr-i kabil bin çukur kazdın:Gömüp ahlakı, artık fuhş için bah-nameler yazdın!
Utanmak bilmiyorsun, anladık, lakin ne isterdin:Şu milletten ki levsiyyati bir "meslek" deyip verdin?İbadullahı saptırdın, lakin bir yol mu gösterdin?Görürsen nerde bir namus, fuhş-abada gönderdinSezersen kimde na-merdane bir fıtrat, kanat gerdin!"Merhum şairimiz sanki günümüzde birilerini tarif ediyor, demek ki her devirde namertler var ve onlara kol-kanat gerenler var...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025