Cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde seçileceğinden emin bir şekilde beyanlarda bulunan Sayın Erdoğan, 'Ben alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağım' derdi.Hakikaten de öyle oldu. Kendileri, halen siyasi bir partinin başı gibi açıklamalarda bulunuyor, haleflerini ayda bir ekranlarda ya görür ya görmezdik, Sayın Erdoğan her an ve hatta icraatın başı Davutoğlu ile yarışırcasına ekranlarda; açılışlarda boy gösteriyor ve toplantılarda eski günlerdeki gibi konuşuyor.Yine muhalefeti eleştiriyor; başbakan olduğu günlerdeki gibi birilerine yükleniyor?Peki, cumhurbaşkanı olabilmek için ettiği yemin değişmediğine göre, yeni cumhurbaşkanımız ne yapmak istiyor? Zira ettiği yemin, anayasanın 103. maddesinde yer alır ve şöyle biter "?üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim."Sayın Cumhurbaşkanı acaba tarafsızlığını koruyabilmekte midir?Yine kendileri başbakanlıkları döneminden itibaren üniter yapıyı değiştirecek ve federatif düzenin önünü açacak bir projeyi dillendirmiştir. Başkanlık sistemine geçişe millet hazırlanmıştır.Hatta cumhurbaşkanı olduktan sonra cumhurbaşkanına bağlı başkanların sayısını 13'e yükseltmesi de başkanlık sistemine fiili bir geçiş olarak yorumlanmıştır.Başkanlık sistemine geçişin bir ayak sesi de 2015 senesinden itibaren Bakanlar Kurulu'na cumhurbaşkanının başkanlık etmesi konusu.Biz bu icraatların anayasaya uygunluğu bahsini Anayasa Mahkemesi'ne bırakarak halkımızın da anlayabileceği sadelikteki anayasa maddelerini bir verelim:Acaba Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak yaptıkları aşağıdaki maddelere uygun mu?Madde 101/son: Cumhurbaşkanının tarafsızlığını işler:"Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer" diyor.Anayasa, Madde 104'te, 'Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu'nu başkanlığı altında toplantıya çağırmak'tan bahsetse de bunun sınırını 105. maddede çizmiştir:Madde 105: "Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur."Sayın Erdoğan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık etse de, 105. maddeye göre başbakanın veya ilgili bakanın imzası olmadan karar veremez. Sorumluluk başbakan veya Bakanlar Kurulu'na aittir. Yani anayasanın mevcut haliyle icraatın başı olarak hareketi imkânsızdır.Kısaca yürürlükteki anayasaya göre ne kadar istense de ne federatif yapıya geçiş, ne başkanlık sistemi benzeri bir icraat söz konusu olamaz.Yapılanların anayasaya uygunluğu da şarttır.Faraza bu maddelere aykırılık konusu Anayasa Mahkemesi'nin önüne gelirse, hukuka uygunluğu mahkemece değerlendirilecektir.O zaman 'biz bu mahkemeyi tanımayız' demek hükümsüzdür.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Çanakkale Zaferi'nde Atatürk / 19.03.2024
- Çanakkale’yi geçilmez kılan güç / 18.03.2024
- İnsanın arayışı -2- / 17.03.2024
- İnsanın arayışı -1- / 16.03.2024
- Biz aşktan doğduk / 15.03.2024
- Zekat, fitre, sadaka / 14.03.2024
- Orucun kazandırdıkları / 13.03.2024
- Ramazan ayı hayırlara vesile olsun / 12.03.2024
- Tertemiz olma zamanı: Ramazan / 11.03.2024
- Allah’ı hatırlatan dost / 10.03.2024
- Çanakkale’yi geçilmez kılan güç / 18.03.2024
- İnsanın arayışı -2- / 17.03.2024
- İnsanın arayışı -1- / 16.03.2024
- Biz aşktan doğduk / 15.03.2024
- Zekat, fitre, sadaka / 14.03.2024
- Orucun kazandırdıkları / 13.03.2024
- Ramazan ayı hayırlara vesile olsun / 12.03.2024
- Tertemiz olma zamanı: Ramazan / 11.03.2024
- Allah’ı hatırlatan dost / 10.03.2024