Milyonlarca insanımızın Prof. Dr. Haydar Baş'ı çözümün adresi ve ulusal duruşun buluşma noktası olarak görmesi Doğan Medya grubunu rahatsız etti. Prof. Dr. Haydar Baş'ın seslendiği Bağımsız Türkiye mitinglerinde Trabzon'dan İzmir'e, Antep'ten Bursa'ya, Ankara'dan İstabul'a milyonların koşmasından rahatsız olanlar bu akşam Ankara Selim Sırrı Tarcan Salonu'nda yapılacak BTP gecesi öncesinde Prof. Dr. Haydar Baş'a çamur atmaya kalktılar. Asılsız iddilarına YÖK ve İçişleri müfettişlerini alet ederek Prof. Dr. Haydar Baş'ın "profesörlük" unvanına dil uzattılar. Oysa, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi'nin verdiği Prof. unvanına YÖK'ün itirazı mahkeme kararı ile reddedilmiş bulunuyor. İçişleri müfettişlerinin görev sahasına girmediği için "anlayamadık" dedikleri, YÖK'ün görevi olmadığı halde yasal yetkisini aşarak Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Prof" unvanını kullanamayacağı iddiası üzerine Bakırköy 3. Asliye Mahkemesine suç duyurusunda bulunduğu konuda mahkeme Prof. Dr. Haydar Baş'ı haklı bularak, YÖK'ün görev sınırlarını aştığına karar verdi.
Milliyet Gazetesi dünkü haberinde Prof. Dr. Baş'ın taşıdığı "Prof. Dr. " unvanının sahte olduğunu iddia etti. Milliyet muhabirinin böyle bir haberi kaleme alırken açık bir biçimde, hiç bir belgeye dayanmadan 'sahte' gibi hukuki bir içeriği olan bir kavramı fütursuzca kullanması, olayın arkasında başka niyetlerin de olduğunu açığa vuruyor.
Kim 'sahte' diyor?Dünyadaki tüm ceza hukuklarına göre, bir belgenin sahte olabilmesi için böyle bir belgenin 'düzenleyen makamın' dışında hazırlanması gerekir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'profesörlük unvanı'nı aldığı Bakü Devlet Üniversitesi, Azerbaycan'da yaklaşık 80 yıllık bir geçmişi olan, dünya çapında pekçok bilim adamı yetirmiş, Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in mezun olduğu, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in fahri profesörlük unvanını aldığı, son olarak Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin geçtiğimiz günlerde 'fahri doktora' unvanı ile taltif edildiği, son derece saygın bir üniversitedir. Prof. Dr. Baş da, 'profesörlük unvanı'nın Bakü Devlet Üniversitesi'nin prensipleri çerçevesinde doktora, doçentlik gibi akademik aşamaları geçerek almıştır. Sözkonusu akademik unvanların nasıl alındığının kayıtları Bakü Devlet Universitesi'nde mevcuttur.
Çamur at, izi kalsınMilliyet gazetesinin Prof. Dr. Haydar Baş'ın görev yaptığı Bakü Devlet Üniversitesi'nde hiç bir araştırma yapmadan, sadece YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün beyanlarını esas alarak, böyle bir haberi kaleme alması 'düpedüz' bir iftira kampanyasını çağrıştırmaktadır.
Gürüz'ün girişimi Adalet'ten geri döndüYÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün Prof. Dr. Haydar Baş'a yönelik 'manidar girişimleri' yeni değil. Daha önce YÖK Başkanı Gürüz 1999 tarihinde Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'akademik unvanının' iptali için Savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Açılan kamu davası sonucunda, Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi Haydar Baş Beyin 'akademik unvanını' yazılarında, TV programlarında ve benzeri ortamlarda kullanmasında hiç bir sakınca olmadığını net bir biçimde ortaya koyuyordu.
İşte Mahkeme kararıBakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22 Aralık 1999 tarihli kararı aynen şöyle: "Sanığın üzerine atılan eylem yapılan televizyon programında Türkiye'de geçerli sayılabilmesi için üniversiteler arası kurulda denklik kararının alınması halinde bu ünvanın kullanılabileceği, böyle bir denklik olmadan profesör ünvanının kullanılması üzerine dava gündeme gelmiştir."
Profesörlük belgeleri orijinal"Türkiye'de geçerli sayılması 2547 sayılı YÖK kanuna göre yapılan düzenleme ile mümkün olduğu tartışmasızdır. Ancak dosyadaki belgelerin Bakü Devlet Üniversitesi tarafından profesör ünvanı verildiği, Azerbaycan Cumhuriyetinin Yüksek Onay Komisyonu tarafından onaylandığı görülmektedir."
Gürüz'ün gerekçelerine uyulsa, hiç bir yabancı Türkiye'de profesörlük unvanını kullanamaz"Öte yandan iddia-savunma her ikisi de Mesaj TV'de yapılan programda sanığın bu ünvanı kullanmasından başka bir eylem tarif edilemez, hiç bir yasal düzenleme bu ünvanın tarif edilen biçimde kullanılmasını engelleyemez. Aksi düşünüldüğünde ülkemizde gerçekleştirilen bilimsel toplantı ve benzeri çalışmalarda yurtdışından gelen yabancı ülke bilim adamlarının bu unvanı kullanılmasına ancak müşteki kurum Türkiye'de geçerli sayılması halinde mümkün olmayan bir sonuç çıkartılması gerekmektedir. Oysa günümüzde böyle bir idda düşünlemeyeceği gibi zaten 2547 sayılı yasada da böyle bir düzenleme yoktur."
Yasalara uygun"Öte yandan TCK'nin 252. maddesi mülki ve askeri memuriyetlerden birinin ifaya teşebbüsünü düzenlemektedir. Bilimsel bir ünvan olan profösörlüğün mülki ve askeri devlet mümuriyeti olarak düşünülmesi de mümkün olmadığından sanığın üzerine atılan suçun yasal ünsurlarının oluşmaması nedeni ile bereatine,
Yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına,
Dair temyizi kabil olmak üzere sanığın yokluğunda, sanık vekilini yüzünde isteme uygun verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22.12.1999"
* Recep Bahar