Vatandaşın hali zaten belli; perişan? Siyasi iktidar ve muhalefet ise hayatlarının en sıkıntılı dönemlerini yaşamaktadırlar. Tabiri caizse; Türkiye'de meclis içi siyaset tıkanmış bir vaziyet arz etmektedir. Yaşadıkları bu sorunun kaynağı şudur; herkesçe malum olduğu gibi, bizdeki siyasiler bu güne kadar plan ve projelerini batı eksenli düzenlediler; batılı dostlarının aklıyla hareket ettiler. Şimdilerde de batılı dostlarının dertleri başlarından aşmış bir vaziyete, kendi krizleri ve dertleri ile boğuşmaktadırlar. Bizdeki icra makamı iktidar ve muhalefet, danıştıkları (batılı) akıl iflas edince; "acaba ne etsek, ne söylesek" şaşkınlığını yaşamaktadırlar. Bekleyişleri boşunadır; "kelin dermanı olsa başına çalar" demişler. Batılısıyla, Doğulusuyla; Amerikalısıyla, Rusuyla herkes kendi dertlerine derman aramakla, ya da kendilerine ait olmayan modellerden fikirler aşır-makla meşguller. Batılı dostlarını santim santim takip eden bizimkiler de onların aşırdıkları fikirlerden bir şeyler aşırmaya çalışıyorlar ama maalesef onu da beceremiyorlar.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Opr. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi"nin "Baykal'dan inciler" isimli makalesinde, bu durum açıklıkla dile getirilmektedir. Sayın Kepekçi, makalesinde: "Sayın Baykal, yine Sayın Baş'tan alıntılar yaparak tüketim kesiminin alım gücünü artırmak için sabit gelirlinin maaşına zam yapılmasını, bazı vergi kalemlerinin kaldırılmasını ve esnafa sıfır faizli kredi verilmesinin gerektiğini söylüyor" ifadelerine yer vermiştir.
Halbuki bir sistem; bütün maddeleriyle, en ince ayrıntısı gözden kaçırılmaksızın uygulanmadan zaten sistem olamaz. Sistemden de parça parça alıntılar, asla fayda sağlamaz. "Yarım doktor candan eder, yarım hoca dinden eder" sözü, bu gerçeği dile getirmek için söylenmiştir. İşin aslı, sistemin tamamı; Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tadır?Siyasiler ve ilgililer, bu gerçeği görmezlikten gelmekle; hem kendilerine, hem vatandaşlarına, hem de insanlığa zarar vermektedirler?
Meclis içi siyaset, iş dünyası ve vatandaşlar çaresizlik içinde kıvranırken, Prof. Dr. Haydar Baş, vatandaşların anlayacağı dilden, sosyal bütün problemlere çare sunacak olan "Milli Ekonomi Modelini" anlatmaya gayret etmektedir? Bu gerçeğe kulak tıkayıp, eskisiyle yenisiyle, takip etmeye çalıştığınız bu siyasilere hesap sormak, gereken derslerini sandıkta vermek dururken, bu güne kadar yaptığınız gibi takım tutma mantığıyla parti tutmaya devam ederseniz, hala bunlara rağbet ederseniz ve hala bunlara oylarınızı verebilecekseniz; kusura bakmayın ama sorun biraz da vatandaşın kendisinde diye düşünüyorum. Haksız mıyım yani??"Çuvaldızı başkasına batırırken, bari iğneyi de kendinize batırın" da belki böylece gerçek muhasebe ortamını yakalayıp gerekeni yapabilirsiniz?.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024