Dünya ahiretin tarlası olduğuna göre ve bu tarlada ektiklerimiz öte dünyada karşımıza çıkacağına göre, buradaki gayretimiz de ihmalimiz de ahiret hayatımızı direkt etkileyecektir..
Diyelim ki bu tarlayı ekmedik, ektik amma sulamadık, gerekli bakımını yapmadık ve zarar ettik, beklenen hasılatı elde edemedik, ihmal ve tembellikten dolayı uğradığımız zarar ebedi hayatımıza da taşmış olacak.
Diyelim ki şahsımızı, aile efradımızı, milletimizi ve devletimizi ilgilendiren hayati meselelere kayıtsız kaldık, umursamaz davrandık ve öylesine vurdumduymaz bir hayat yaşadık ve ömür sermayesini bitirdik, ama iş orada bitmiyor, hesabı ebedi hayata uzanıyor.
"And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, 'İnandık' deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır." (Ankebut: 2-3).
"Kim bu dünyada gerçekleri görmede kör ise, âhirette de kördür, hatta yol bulmadaki şaşkınlığı daha da beterdir." (İsra: 72).
"Ama kim Benim zikrimden yüz çevirirse kitabımı dinlemez ve Beni anmaktan gaflet ederse, ona sıkıntılı bir hayat vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak diriltir, duruşmaya getiririz.
'Ya Rabbî' der, 'Ben gözleri gören biri olduğum halde neden beni kör olarak haşrettin?'
Buyurur ki: 'Bu böyledir. Nasıl âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttuysan, bugün de sen öyle unutulur, bir kenara atılırsın.'
İşte inkârda ve günahta hadlerini aşanları ve Rab'lerinin âyetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Âhiret azabı ise elbette daha şiddetli ve daha devamlı olacaktır." (Taha: 124-127).
"Allah kimi doğru yola iletirse işte doğru yolda olan odur. Kimi şaşırtırsa, artık Allah'tan başka ona hâmi ve yardımcı bulamazsın. Kıyamet günü onları kör, sağır ve dilsiz olarak yüzü koyun haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir. Onun ateşi zayıfladıkça alevlerini artırırız. " (İsra: 97).
Durum bu ve vaziyet böyle iken, Yüce Rabbimiz de mü'minleri bir birinin dostu, velisi ve yardımcısı olarak ilan etmişken, hiç bir Müslüman; "bana ne, diğer kardeşler ne halleri varsa görsünler" diyemez, onların yanlışlarına kayıtsız kalamaz.
Biri diğerini yıkayan iki el gibi kardeşler bir birlerinin hatalarını en aza indirmede, ahiretin tarlası olan bu hayatı en verimli bir biçimde değerlendirmesine yardımcı olmak borcundadırlar.
Çünkü burada edilen zarar bura ile sınırlı kalmıyor, öte dünyada cennetlere talip olanlar yaşadıkları ortamı da cennete çevirmede yardımlaşmak zorundadırlar.
Diyelim ki bu tarlayı ekmedik, ektik amma sulamadık, gerekli bakımını yapmadık ve zarar ettik, beklenen hasılatı elde edemedik, ihmal ve tembellikten dolayı uğradığımız zarar ebedi hayatımıza da taşmış olacak.
Diyelim ki şahsımızı, aile efradımızı, milletimizi ve devletimizi ilgilendiren hayati meselelere kayıtsız kaldık, umursamaz davrandık ve öylesine vurdumduymaz bir hayat yaşadık ve ömür sermayesini bitirdik, ama iş orada bitmiyor, hesabı ebedi hayata uzanıyor.
"And olsun, biz kendilerinden öncekileri de denemişken, insanlar, 'İnandık' deyince, denenmeden bırakılacaklarını mı sanırlar? Allah elbette doğruları ortaya koyacak ve elbette yalancıları da ortaya çıkaracaktır." (Ankebut: 2-3).
"Kim bu dünyada gerçekleri görmede kör ise, âhirette de kördür, hatta yol bulmadaki şaşkınlığı daha da beterdir." (İsra: 72).
"Ama kim Benim zikrimden yüz çevirirse kitabımı dinlemez ve Beni anmaktan gaflet ederse, ona sıkıntılı bir hayat vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak diriltir, duruşmaya getiririz.
'Ya Rabbî' der, 'Ben gözleri gören biri olduğum halde neden beni kör olarak haşrettin?'
Buyurur ki: 'Bu böyledir. Nasıl âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttuysan, bugün de sen öyle unutulur, bir kenara atılırsın.'
İşte inkârda ve günahta hadlerini aşanları ve Rab'lerinin âyetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Âhiret azabı ise elbette daha şiddetli ve daha devamlı olacaktır." (Taha: 124-127).
"Allah kimi doğru yola iletirse işte doğru yolda olan odur. Kimi şaşırtırsa, artık Allah'tan başka ona hâmi ve yardımcı bulamazsın. Kıyamet günü onları kör, sağır ve dilsiz olarak yüzü koyun haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir. Onun ateşi zayıfladıkça alevlerini artırırız. " (İsra: 97).
Durum bu ve vaziyet böyle iken, Yüce Rabbimiz de mü'minleri bir birinin dostu, velisi ve yardımcısı olarak ilan etmişken, hiç bir Müslüman; "bana ne, diğer kardeşler ne halleri varsa görsünler" diyemez, onların yanlışlarına kayıtsız kalamaz.
Biri diğerini yıkayan iki el gibi kardeşler bir birlerinin hatalarını en aza indirmede, ahiretin tarlası olan bu hayatı en verimli bir biçimde değerlendirmesine yardımcı olmak borcundadırlar.
Çünkü burada edilen zarar bura ile sınırlı kalmıyor, öte dünyada cennetlere talip olanlar yaşadıkları ortamı da cennete çevirmede yardımlaşmak zorundadırlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025