İmam Ali dinde müctehiddi

"Onlardan zengin olanlar da, yoksul olanlar da pay alamaz" görüşünde olanlar ise şöyle açıklamışlardır: Ayetteki ifadeden kasıt, onlara da pay verilebileceğini açıklamaktır; yoksa vermenin gerekliliğini açıklamak değildir. Bu konuda açıklık yoktu. Çünkü onların sadaka alması helal değildir. Dolayısıyla ganimetin beşte birinden onlara bir pay verilip verilemeyeceği net bir şekilde bilinmiyordu. Bu karışıklık, Resulûllah'ın (s.a.v.) ganimette payının bulunduğunu açıklamakla da ortadan kalkmamıştı. Çünkü O (s.a.v.), aldığı bu payı kendi ihtiyaçları için harcamazdı. Allah-u Teala, "ve li zîl kurbâ/ve akrabalarına..." (Haşr 59/7) buyurarak bu karışıklığı ortadan kaldırdı. Raşid halifeler, ganimetin beşte birlik diliminin üç paya bölüneceğinde görüş birliği ettikleri için, biz bunu böyle yorumladık. Bu ayetin onlara gizli kalmış olabileceği veya onların, Resulûllah'ın (s.a.v.) yakınlarının hakkına engel oldukları düşünülemez. Raşid halifelerin görüş birliğinden anlıyoruz ki; onların ne zenginlerinin, ne de fakirlerinin ganimette payı kalmamıştır.İmam Şafii (rh.a.) ise, "Bu konuda görüş birliği (icmâ) yoktur" diyor. Ve Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali'den (r.a.) naklettiği şu hadisi delil getiriyor:"Hz. Ali'nin (r.a.) ganimetin beşte biri konusundaki görüşü, Ehl-i Beyt'in görüşü idi. Ancak O, Ebu Bekir ve Ömer'in (r.a.) görüşünden ayrılmayı çirkin kabul etti."Yine o -İmam Şafi-, şöyle demiştir: Ehl-i Beyt olmaksızın icma oluşmaz. Kaldı ki, Hz. Ali'nin (r.a.) görüşü de Ehl-i Beyt'in görüşüyle birleşmektedir, aynıdır. Ancak O, "Ebubekir ve Ömer'in (r.a.) görüşünden ayrıldı" denilmesinden sakınmaktadır."Hanefiler der ki:Bu hadiste, Ehl-i Beyt'ten kimlerin bu görüşte olduğunun açıklaması yoktur. Halbuki, onlar arasında, sözü delil olarak kabul edilmeyen kimseler de vardı. Hz. Ali (r.a.), bu görüş ayrılığını hoş görmemiş ve delilin, onların görüşünü desteklediğini görmüştür. Çünkü o, birçok konuda, delil, kendi görüşünü desteklediği zaman, onların -Ebu Bekir ve Ömer'in- görüşünden ayrılmıştır. Çünkü O (Hz. Ali) müctehiddir. Bir müctehidin, doğru olduğuna inandığı kendi görüşünü bırakıp, saygı olsun diye başka bir müctehidin ictihadını benimsemesi helal değildir.