logo
04 MAYIS 2024

İmam Hüseyin (a.s.) Medine’yi terk etme kararı alıyor

Şehri terk etmeden Resulüllah (s.a.v.)’in hanımı Ümmü Seleme’ye bıraktığı şahsî eşyaları ile ilgili bir vasiyette bulunmuştur
16.05.2022 23:46:00
İmam Hüseyin (a.s.) Medine’yi terk etme kararı alıyor
İmam Hüseyin (a.s.) Medine’yi terk etme kararı alıyor
Şehri terk etmeden Resulüllah (s.a.v.)'in hanımı Ümmü Seleme'ye bıraktığı şahsî eşyaları ile ilgili bir vasiyette bulunmuştur.

İmam Bâkır (a.s.) şöyle rivayet etmiştir:

"İmam Hüseyin (a.s.) Irak'a gitmek üzere yola çıkınca, vasiyetnamesini, kitaplarını ve başka şeylerini dedesi Hz. Peygamberin (s.a.v.) eşi Ümmü Seleme'ye verdi ve ona dedi ki: "Çocuklarımın en büyüğü senin yanına geldiği zaman, sana verdiğim şeyleri ona verirsin."

Hüseyin (a.s.) şehit edilince, Ali bin Hüseyin (a.s.) Ümmü Seleme'ye geldi. Ümmü Seleme Hüseyin (a.s.)'ın kendisine verdiği her şeyi ona verdi."

Hz. Hüseyin (a.s.) Yezid gibi sünneti tamamen terk etmiş bir kişiye biat etmeyi reddetmişti. Ancak Velid'in, Mervan'ın ve Yezid'in kendisinden biat almadıkça peşini bırakmayacaklarını da biliyordu.

İmam (a.s.), Ebu Hirre el-Ezdi'ye şehirden ayrılması ile ilgili olarak şunları söylemişti:

"Ümeyyeoğulları malımı yağmaladı, buna karşı sabrettim; şahsiyetime dokundu yine sabrettim; fakat kanımı dökmek istediklerinde, kendi şehrimi terk etmek zorunda kaldım."

Velid'in aynı gece biate davet ettiği İbn-i Zübeyr o gece Medine'yi terk etti. Can emniyeti için Mekke'yi tercih etmişti. Velid, onun şehirden ayrıldığını öğrenince peşine adamlarını yolladıysa da İbn-i Zübeyr'i yakalayamadı.

"Ümeyyeoğulları'nın azadlılarından otuz kişiyi Habib bin Kürre'nin kumandası peşlerinden koşturdu ise de, onlara yetişmek mümkün olmadı."

Ertesi gün de İmam Hüseyin (a.s.) şehirden ayrıldı. İbn Zübeyr gece karanlığında ve gizlice şehri terk ettiği hâlde İmam Hüseyin (a.s.) herkesin bildiği yolları kullanarak şehirden ayrılmıştır.

Tarih-i Taberî'nin Faruk Gürtunca tercümeli, Sağlam Yayınları'na ait basımında 4. cilt. sayfa 96'da yer alan bir yanlışı düzeltmek isteriz. İmam Hüseyin'in (a.s.) Velid ile olan konuşmasından sonra Abdullah bin Zübeyr'le birlikte o gece Mekke'ye gittiği yazmaktadır.

Ancak diğer tarih kitaplarında yer aldığı gibi İmam Hüseyin (a.s.) ertesi gün Mekke'ye doğru hareket etmiştir.


Üstelik İbn-i Zübeyr gece karanlığında ve gizlice kaçtığı hâlde, İmam Hüseyin yakınlarının itirazlarına rağmen, açıktan ve bilinen yolları kullanarak hareket etmiştir.

İmam Hüseyin (r.a.), bildiği bir kadere teslim olmuş, öleceğini bildiği hâlde yola çıkmıştır. Ölümü göze alarak öleceği istikamete doğru yol alan bir kişi neden gizlice kaçsın ki? 

İmam'ın yakınları onun şehirden ayrılmasına engel olmak istiyorlar

Hz. Hüseyin (a.s.)'ın şehirden ayrılacağını duyan sevenleri onun bu şehrin dışında can emniyeti olmayacağını söyleyerek, İmam'ı yolculuk kararından döndürmeye çalışmışlardır.

Bu kişilerden biri kardeşi Ömer-i Atraf'dır:

"Kardeş! Kardeşim Hasan-ü Mücteba (a.s.), babam Emirü'l-Mü'minin'den naklettiğine göre seni katledeceklerdir. Sanıyorum ki, Yezid ibn-i Muaviye'ye karşı muhalefet etmen ölümüne sebep olacak ve böylece o haber gerçekleşecektir. Ama Yezid'e biat edecek olursan bu tehlike kalkar ve siz de öldürülmekten kurtulmuş olursunuz."

İmam Hüseyin (ra), buna cevaben şöyle buyurdu: "Babam Ali (a.s.), Resulüllah (s.a.v.)'den kendisinin ve benim öldürüleceğimizi ve kabrimin de O'nun kabrinin yanındaki bir yerde olacağını bana haber vermiştir.

Benim bilmediğim bir şeyi bildiğini mi sanıyorsun? Vallahi ben hiçbir zaman zillete boyun eğmeyeceğim.

Kıyamet günü annem Fatımatü'z-Zehra evlatlarının kendi babasının ümmetinden gördükleri eziyet ve üzüntüleri babasına şikayet edecektir. Fatımatü'z-Zehra'nın evlatları hususunda onun üzüntüsüne ve eziyetine sebep olan kimseler asla cennete girmeyeceklerdir."

Kardeşi Muhammed b. Hanefiyye de, Hz. Hüseyin (a.s.)'a gideceği yerle ilgili tavsiyelerde bulunmuştur:

"Ey kardeşim! Sen, insanlar içinde en çok sevdiğim ve en aziz bildiğim kişisin. Sana edeceğim nasihati insanlardan hiçbir kimseye etmem. Fakat sen buna herkesten daha layıksın.

Elinden geldiğince Yezid b. Muaviye'ye biat etmekten ve şehirlerden uzak dur. Sonra elçilerini insanlara gönder, onları sana biat etmeye çağır.

Eğer sana ve senin adına biat ederlerse, bunun için Allah'a hamd edersin. Eğer senden başka birinin etrafında toplanırlarsa bununla, Allah senin dininde ve aklında bir eksiklik meydana getirmez ve bununla senin kişiliğin ve erdemin zâil olmaz.

Ancak korkarım ki, herhangi bir şehre girersin de, insanlar arasında ihtilaf baş gösterir, bazısı seninle beraber, bazısı da sana karşı olur. Derken çatışma çıkar, o zaman sen ilk mızrağın hedefi olursun. O zaman şahsiyeti, babası ve anası bakımından bu ümmetin en hayırlısının kanı heder olur ve ailesi de zelil kılınır."

Hz. Hüseyin (a.s.) ona şöyle buyurdu: "O hâlde nereye gideyim, ey kardeşim?"

Dedi ki: "Mekke'ye git. Eğer orada kalabiliyorsan, çıkar yol budur. Şayet orada da seni rahat bırakmazlarsa, o zaman kumlara ve dağ zirvelerine çekilirsin, şehir şehir dolaşırsın, insanların tavrı ne şekilde belirginleşecek bakarsın. Çünkü sen bir mesele ile karşılaştığında, en isabetli kararı verecek bir kimsesin."

İmam şöyle dedi: "Ey kardeşim! Gerçekten nasihat ettin ve bana karşı şefkatini gösterdin. Senin görüşünün doğru ve başarılı olmasını dilerim."

Ümmü'l Mü'minin Ümmü Seleme de bir tavsiyede bulunmuştur. İmam Hüseyin (a.s.)'ın Medine'den ayrılacağını duyunca kendisi yanına gelerek şöyle demiştir:

"Irak'a doğru hareket etmekle beni üzme. Çünkü ben ceddin Resulüllah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu duydum: Yavrum Hüseyin Irak toprağında, Kerbela adında bir yerde öldürülecektir."

İmam Hüseyin (a.s.) Ümmü Seleme'ye cevaben şöyle buyurdu:

"Anneciğim! Sanma ki bu olaydan yalnız senin haberin var. Kendim senden daha iyi biliyorum, ben zulümle öldürüleceğim, haksızca başımı bedenimden ayıracaklar.

Allah-u Teala haremimin ve ailemin avare olmalarını, çocuklarımın şehit ve esir düşüp esaret zincirine vurulmalarını ve onların yardım diledikleri hâlde kendilerine yardımcı bulamayacaklarını bizzat görmek istiyor…"

Bihar'ul Envar'de yer alan bir rivayete göre ise, Ümmü Seleme Resulüllah (s.a.v.)'in kendisine emanet ettiği Kerbela toprağını da Hz. Hüseyin (a.s.) ile görüşmeye giderken yanında getirmişti: 

"Yanımda Dedenin bir cam kutu içinde bana verdiği toprak vardır."

Bunun üzerine İmam Hüseyin şöyle dedi: "Allah'a yemin ederim ki, ben bu şekilde öldürüleceğim. Irak'a gitmesem de beni öldürecekler."

Sonra biraz toprak alıp cam bir kutuya koydu ve Ümmü Seleme'ye verdi. Dedi ki: "Bunu da Dedemin, sana verdiği cam kutunun yanına koy. Topraktan kan coşmaya başladığı zaman bil ki beni öldürmüşlerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
Kazanın üzerinden 81 gün geçti
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
40 dakikalık uçuş sonrası geri döndü
AJet uçağında bomba paniği
Görüşmenin ardından açıklama gelmedi
1.5 saatlik görüşmeye 2.5 saatlik izah
Tahmin yürütmek de zor
Elektriğe ve doğal gaza katmerli zam yolda
Çin arabaları Togg'un da baş belası
Togg'dan Tesla'ya 18 kat fark
Zanaatkârlık altın devrini yaşıyor
Kaynakçının maaşı mühendisi ikiye katlıyor
Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar
CHP neyin peşinde?
Beşiktaş uzatmalarda kazandı
Galibiyet golünü 90+7'de Worral attı
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
Kazanın üzerinden 81 gün geçti
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
40 dakikalık uçuş sonrası geri döndü
AJet uçağında bomba paniği
Görüşmenin ardından açıklama gelmedi
1.5 saatlik görüşmeye 2.5 saatlik izah
Tahmin yürütmek de zor
Elektriğe ve doğal gaza katmerli zam yolda
Çin arabaları Togg'un da baş belası
Togg'dan Tesla'ya 18 kat fark
Zanaatkârlık altın devrini yaşıyor
Kaynakçının maaşı mühendisi ikiye katlıyor
Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar
CHP neyin peşinde?
Beşiktaş uzatmalarda kazandı
Galibiyet golünü 90+7'de Worral attı
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'

Ankara-Erzincan seferi yapan uçak bomba ihbarı nedeniyle geri döndü

AJet'in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü.
04.05.2024 07:20:00 / Güncelleme: 04.05.2024 07:36:22
İhlas Haber Ajansı
Ankara-Erzincan seferi yapan uçak bomba ihbarı nedeniyle geri döndü
Ankara-Erzincan seferi yapan uçak bomba ihbarı nedeniyle geri döndü
Edinilen bilgilere göre AJet'in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55'te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü.



Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi.

Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, 'AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55'te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış' şeklinde anlattı.



Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise 'Saat 12'ye beş kala bindik. Uçak Ankara'ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz' dedi.

Son bir yılda elektriğe sadece yüzde 2.4 zam yapılmış

Ekonomist Mustafa Sönmez, "TÜFE Nisanda yıllık yüzde 70 artarken, elektrikte artış yüzde 2.4'te tutulmuş. Seçim jesti yapılan doğal gazın yıllık azalışı yüzde 11'in üstünde. Benzin ve motorinde artış ise sırasıyla yüzde 98 ve yüzde 102! Elektrik ve doğal gazda biriken zam stresi korkunç" dedi.
04.05.2024 00:40:00
HASAN PARLAK
 Son bir yılda elektriğe sadece yüzde 2.4 zam yapılmış
 Son bir yılda elektriğe sadece yüzde 2.4 zam yapılmış

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Nisanda aylık bazda yüzde 3.18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 3.60 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 69.80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55.66 olarak gerçekleşti. Nisan 2024'te Nisan 2023'e göre en az artış gösteren ana grup yüzde 51.20 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 103.86 ile eğitim oldu. Lokanta ve oteller, yüzde 95.2 ile eğitimi izledi. Her iki grup da hizmet sektöründe yer alıyor ve ithal girdi oranı da düşük! Ulaştırma ise yüzde 80.39 artışla 3. sırada yer aldı.

Birçok ekonomist, Nisan ayı enflasyon verileri sonucunda gelecek aylarda farklı kalemlere gelebilecek muhtemel zamlarla ilgili endişelerini dile getirdi. Ekonomist Mustafa Sönmez, X hesabında, "TÜFE yıllık yüzde 70 artarken, elektrikte artış yüzde 2.4'te tutulmuş. Seçim jesti yapılan doğal gazın yıllık azalışı yüzde 11'in üstünde. Benzin ve motorinde artış ise sırasıyla yüzde 98 ve yüzde 102! Elektrik ve doğal gazda biriken zam stresi korkunç" diye yazdı. Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara ise elektriğe ciddi zammın kapıda olduğunu, muhtemelen Temmuz-Ağustos aylarında yapılabileceğini söyledi. Kara, "Kemer sıkma dönemi asıl şimdi başlıyor" diye yazdı.

Ustaların maaşı mühendislerden yüksek

 
Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Yardımcısı, Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçılar Birliği(GYHİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Hüroğlu, "Şu anda gemi ve yat endüstrisinde başlangıç pozisyonu için bir mühendisin aldığı maaş 50 bin TL’den başlıyor. Usta maaşları 60-70 bin TL’den başlarken, iyi bir kaynakçının maaşı ise 100 bin TL’yi geçiyor" dedi.
04.05.2024 00:04:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Ustaların maaşı mühendislerden yüksek
 Ustaların maaşı mühendislerden yüksek

MAST - İzmir Boat Show Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı, 1 Mayıs'ta ikinci kez kapılarını açtı. Fuar 5 Mayıs Pazar günü akşam saatlerine kadar ziyaret edilebilecek. ED Fuarcılık ile İZFAŞ tarafından ikinci kez düzenlenen fuarda bilinen tekne markaları, sektörün en büyük yerli üretici tekne, ekipman ve aksesuar firmaları bir araya geldi. Geçen yıl Almanya'dan Körfez ülkelerine, İtalya'dan Macaristan'a kadar birçok ülkeden ve Türkiye'nin dört bir yanından yerli-yabancı olmak üzere toplam 20 bin 540 kişinin ziyaret ettiği fuarı, bu yıl 30 binden fazla kişinin gezmesi beklenirken, fuar alanı da geçen yıla göre metrekare bazında yüzde 50 büyüdü. 50 bin metrekarelik alanda düzenlenen fuarda farklı büyüklüklerde 300'e yakın tekne sergileniyor.

Ucuzu da var, pahalısı da

Fuarın destekçileri arasında Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR), Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) ile İzmir Tekne İmalatçıları ve Tedarikçileri Dayanışma Derneği (TEKİMDER) de yer alıyor. ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Dilek Soydan, fuarda boyları 3 metreden 16 metreye kadar değişen motoryat, yelkenli, trawler, sürat tekneleri, son teknoloji botlar, ekipman ve aksesuarların sergilendiğini belirterek, İzmir'de ikinci kez düzenlenen fuarın Türkiye'de karada düzenlenen en büyük ikinci fuar olduğunu ve İstanbul'dan sonra fuara ev sahipliği yapabilecek en büyük limanın da İzmir olabileceğini dile getirdi. İzmir'in lokasyonunun stratejik olarak tekne ve yat sektörü için çok kıymetli olduğunu kaydeden Dilek Soydan, geçen yıl düzenlenen fuarda toplam değeri 500 milyon TL'yi bulan 250 teknenin görücüye çıktığını hatırlattı. İzmir'in tekne ve yat üretiminde de güçlü şehirler arasında yer aldığını kaydeden ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Emel Yılmaz da, "Geçen yıl fuara katılan firmalarda yerli ve yabancı oranları yarı yarıyaydı. Bu yıl da oranın benzer seviyelerde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak önceki yıla göre yerli üreticilerin sayısının arttığını gözlemliyoruz. Bu durum üretim tarafında başarılı olduğumuzun da bir göstergesi." dedi.  Türkiye'nin şu anda üretimde dünyada ilk 3 ülke arasında yer aldığının altını çizen Emel Yılmaz, "Üretim tarafında çok ciddi bir iş gücüne sahibiz. Kaliteli üretim yapan üreticilerimiz, dünyanın birçok noktasından talep görüyor. Fuarlarda da bu talebi net bir şekilde görüyoruz. Düzenlediğimiz fuarlar sayesinde çok ciddi ticaret hacmi yaratılıyor" ifadelerini kullandı. Teknelerden ve yatlardan KDV ve harç masrafları dışında ekstra bir vergi alınmıyor. Bu durum tekne sahipliğini kolaylaştırıyor ancak marina ve bakım masrafları en büyük sorun!

Kalifiye eleman maaşları uçtu

YATED Başkan Yardımcısı, Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçılar Birliği(GYHİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Hüroğlu da ikincisi düzenlenen fuarın sektöre ve şehre çok büyük katkı sunduğuna dikkat çekti. Son yıllarda tekne ve ekipmanlarına talebin arttığını vurgulayan Cem Hüroğlu, "Bu ilgi sektör adına çok büyük bir itici güç oldu. Her ne kadar 2024 biraz ekonomik anlamda zor başlasa da hala tekneye ve ekipmana ilgi büyük. Her bütçeye uygun tekne bulmak da mümkün. Tekne fiyatları, boyları ve özelliklerine göre değişiklik gösteriyor. Ancak hala tekne bağlama yerleri (marina) konusunda problemler var. Marina fiyatları yükselmeye devam ediyor. Bu sorun ancak yeni yapılacak marina yatırımları ile çözülebilir. Diğer taraftan gemi, yat ve tekne üretimi tarafında kalifiye eleman bulma problemi de yaşanıyor. YATED ve ihracatçı birliği olarak kalifiye eleman sorununun çözümü için girişimlerimiz sürüyor. Lise ve üniversitelerde sektörümüz adına özel bölümler açılmalı ve müfredat ona göre oluşturulmalı. Şu anda başlangıç pozisyonu için bir mühendisin aldığı maaş 50 bin TL'den başlıyor. Usta maaşları 60-70 bin TL'den başlarken, iyi bir kaynakçının maaşı ise 100 bin TL'yi geçiyor. Sektör olarak ciddi bir istihdam oluşturuyoruz. Sadece Yalova ve Tuzla'da bu sektörde çalışan 70 bin kişi var. Tüm Türkiye'de istihdam edilen kişi sayısının 100 bini bulduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

Tekneler karaya park ediliyor!

TEKİMDER Başkanı Hüseyin Akduman da sektörde maliyetlerin aşırı yükseldiğine işaret ederek, "Maliyetlerimizin arttığı kadar fiyatlarımızı yükseltemedik. Çünkü, fiyatı artırırsak yurt dışındaki rakiplerimizle mücadele edemeyiz. Yani sektörümüzde bazı sektörlerde iddia edilen gibi bir rant ortamı yok" dedi. Türkiye'de tekne ve yat üretiminin her geçen gün daha da iyi noktalara ulaştığını belirten Akduman, "1984'te İzmir fuarında açık alanda tekne fuarı yapardık. O zaman Türkiye'de 10-15 tane tekne üreticisi vardı. O günden bu yana sadece İzmir'de tekne üreticisi sayısı 50'ye ulaştı. Artan üretici sayısı ile tekneler daha ulaşılabilir fiyatlara çekildi. Şu anda 4.55 metre boyundaki bir tekneyi, 35 bin TL'ye alabiliyorsunuz. Her talebe göre üretim yapılabiliyor. Bu da üreticimizin gücünü gösteriyor. 12-15 metre arasındaki teknelerin fiyatları ise 350 bin Euro ile 600 bin Euro arasında değişiyor. Ancak tüketiciler şu anda arabalarının arkasına bağlayıp çekebilecekleri tekneleri çok daha fazla tercih edebiliyor. Çünkü denizde bağlayacak yer bulamıyorlar. Bulsalar da fiyatlar çok yüksek oluyor. O yüzden teknelerini karaya park ediyorlar" dedi.

Amerika'da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar

"Burada bir eziyet, bir işkence var. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor"
03.05.2024 17:11:00
İhlas Haber Ajansı
Amerika'da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar
Amerika'da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) hayatını kaybeden ve sevgilisi tarafından öldürüldüğü iddia edilen sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş'ın ailesinin avukatı Fethi Öksüz, "Yağmur'un kaşlarının ve saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence var. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor" dedi.

Bir televizyon yarışmasıyla ünlenen Adanalı sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş (28), 3 Nisan'da ABD'de fenalaşması sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Taktaş'ın cansız bedeni, 20 Nisan'da hava yoluyla getirildiği Adana'daki Kabasakal Mezarlığı'nda toprağa verildi. Taktaş'ın ailesi, daha önce darbedilen ve dalağını kaybeden kızlarının ölümüne sebep olduğunu iddia ederek avukatları aracılığıyla Türk asıllı ABD vatandaşı ressam sevgilisi A.C.F.'den şikayetçi oldu.

Mezarı açılacak yeniden otopsi yapılacak

Ailenin şikayeti üzerine yeniden otopsi yapılması için gerekli işlemler de başlatıldı. Taktaş'ın mezarının Pazartesi günü açılıp yeniden otopsi yapılacağı öğrenildi.

"Her 2 ülkede de soruşturma sürüyor"

Taktaş ailesinin avukatı Fethi Öksüz, konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Öksüz, "Yağmur'un hayatını kaybetmesinin ardından ailesi tarafından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusunun akabinde soruşturma açıldı ve soruşturma şu anda devam ediyor. Ayrıca Amerika'da da soruşturma devam etmekte. Her 2 ülkede de ayrı soruşturmalar sürse de Yağmur'un Türk vatandaşı olması nedeniyle buradaki soruşturma da ilerleyecek. Burada bir takım deliller toplanacak Pazartesi günü fethi kabir yapılacak, ardından da otopsi süreci ve işlemleri başlayacak" ifadelerini kullandı.

"Yağmur öldüğünde şüpheli şahıs yanında olabilir"

Yağmur Taktaş'ın ölümündeki sır perdesinin aralanması için gerekli çabayı gösterdiklerini aktaran Av. Öksüz, şunları söyledi:

"Oradaki otopsi raporunun tamamlanması 3-4 aylık bir süreç. Ayrıca kanında yabancı madde olup olmadığıyla alakalı, onun orada aç bırakılıp bırakılmadığı, eziyet edilip edilmediği gibi sonuçların raporda çıkmasını bekliyoruz. Otopsi sürecinin hızlı ilerlemesi gerekiyor. Türkiye'de yapılacak otopside de bu hususları elde etmeyi amaçlıyoruz. Somut delillere ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca duruşmayla ilgili ailenin iletmiş olduğu bilgi, belge ve yazışmalar var. Yağmur'un öldüğü zaman şüpheli şahsın yanında bulunduğuna ilişkin elimizde bir delil var. Bunu soruşturmaya bugün itibarıyla eklettik. Bununla alakalı adli makamlarımız da gerekli araştırmaları yapacaktır. Bununla beraber de otopsi raporunun çıkması akabinde soruşturma sürecinin hızlı bir şekilde ilerleyeceğine ilişkin bizim bir şüphemiz yok."

"Kamu davası açılıp yargılama sürmeli"

Yağmur Taktaş'ın ölümüne ilişkin azmettirme ihtimalleri olduğu iddiasıyla şüphelinin ailesinden de şikayetçi olduklarını kaydeden Öksüz, "Soruşturmaya onlar da en kısa sürede dahil edilecektir. Yeni bilgi, belge ve yazışmalarla beraber otopsi raporunun çıkmasının akabinde soruşturma süreci hızlı bir şekilde ilerleyecek. Şüphelerinin olmadığı ve savcılığın takdirine bağlı olmakla beraber kamu davası açılıp yargılama sürmeli" dedi.

"Yağmur Amerika'da vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş"

Yağmur Taktaş'a karşı şiddet, tehdit ve hakaret eylemleri gerçekleştirdiği iddiasıyla şüpheli hakkında soruşturmalar ve kovuşturmaların devam ettiğini bildiren Öksüz, "Yağmur'un zaten şikayeti akabinde gerekli adli prosedürler başlatılmış. Zaten baktığımız zaman Yağmur'un daha önceden bir organını kaybetmesine neden olacak kadar ciddi bir şiddet eylemi gerçekleştirilmiş. Yağmur'un bu şiddet eylemi neticesinde dalağını kaybetmiş ve boynundan aşağıya kadar uzun bir kesikle bir operasyon gerçekleştirilmiş. Bununla beraber sosyal medyadaki fotoğraflardan dosyaya sunulan bilgilerden, belgelerden göreceğiniz üzere Yağmur'un kaşlarının tıraşlanması, saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence durumu söz konusu. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Bununla beraber elimizdeki bilgi ve belgelerden zaten Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor. Yağmur'un mesajlaşmalarında, belgelerinde bunu da anlayabiliyoruz. Zaten bu zorla tutulma akabinde, 'hürriyeti tahdit' neticesinde Yağmur hanım maalesef şu anda aramızda değil, maalesef kaybettik. Bununla alakalı zaten bilgi ve belgeleri de savcılığımıza sunduk" diye konuştu.

Öte yandan Av. Fethi Öksüz, sosyal medyada gerçek dışı bilgilerin paylaşıldığını belirterek, bunların devam etmesi halinde hukuki süreci başlatacaklarını söyledi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.