İmam Muhammed Bâkır (a.s.)-II

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Muhammed Bâkır' adlı eserinden devam ediyoruz:

İmam Muhammed Bâkır (a.s) buyurdu: "Biz Ehl-i Beyt, Allah'ın emrinin yetkilileri, Allah'ın ilminin hazineleri, Allah'ın vahyinin vârisleri, Allah'ın Kitabının taşıyıcılarıyız. Bize itaat etmek farz, bizi sevmek iman, bize buğzetmek küfürdür. Bizi sevenler cennette, bize buğzedenler ise cehennemdedir."

İmam Muhammed Bâkır (a.s), her daim Allah'a itaat etmeyi, Ehl-i Beyt'i sevmeyi ve güzel ahlak sahibi olmamızı söylemiştir.

Güzel ahlakla ilgili ise şöyle buyurmuştur: "İman bakımından en olgun mümin, ahlak bakımından en güzel olan kimsedir."

İmam Bâkır (a.s)'ın ahlaki üstünlüklerine baktığımızda, o tertemiz insanların, sabrını görürüz, yumuşak huylu, hilm sahibi ve cömertliği görürüz. Ashabına, hanımlarına ve hizmetini görenlerine karşı davranışlarındaki yumuşak huyluluğu görürüz. Şükrü, mümin kardeşlerine karşı öfkelenmemeyi görürüz. Fakirlerin babası oluşunu, tebessümünü, arkadaşlığın, kardeşliğin nasıl olması gerektiğini görürüz.

Velhasıl tertemiz Ehl-i Beyt'in özelliklerini görürüz. Örnek almamız, onlar gibi olmaya çalışmamız gerek. Bu konuda İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizi gören gözümüzün ve sesinizi duyan kulağımızın olmadığını mı zannediyorsunuz? Ne de kötü düşünüyorsunuz! Allah'a and olsun ki, sizin bütün amellerinizden haberdarız. Öyleyse kendinizi iyi ameller yapmaya alıştırın ve hayır ehlinden olun. Şüphesiz ben bunu evlat ve sevenlerine emrediyorum."

İmam Muhammed Bâkır (a.s)'ın müslümanlara birçok nasihatleri olmuştur. Onları mutlaka bilmemiz ve uygulamamız gerekir.

İmam Bâkır'ın (a.s) nasihatlerine baktığımızda şöyle buyurduğunu görüyoruz:

"Sende hayır olup olmadığını bilmek istersen kalbine bak. Eğer kalbin Allah'a ibadet edenleri seviyor, günahkârlara da buğzediyorsa sende hayır vardır ve Allah da seni seviyordur. Eğer tam tersi ise sende hayır yoktur ve Allah da sana buğzediyordur. Kişi sevdiği ile beraberdir."

"Senden daha yukarı olan kimseye tamahkârlık gözlerini dikme. Allah'ın (c.c), Nebi'ye (s.a.a) söylediği şu sözler senin için yeterlidir. Onların malları ve evlatları Seni imrendirmesin. Eğer bu hususta içinde bir eğilim belirirse, derhal Resûlullah'ın (s.a.a) yaşayışını hatırla. Onun yiyeceği -şayet bulabilirse- arpa tatlısı, hurma ve yakacağı hurma dalı idi."

"Takva ehli olan insanlar Allah'ın emirlerini çokça dile getirirler ve çokça yerine de getirirler. Sevgilerini tamamen Allah sevgisi ile sınırlandırmışlardır. Sahiplerine, mâliklerine itaat etmek için dünyayı bir kenara bırakmışlardır. Allah'a ve Allah sevgisine kalpleri ile bakarlar."

"Her şeyin bir kilidi var; imanın kilidi de yumuşaklıktır."

"Sen ibadetin sadece namaz, zikir, dua olduğunu mu zannediyorsun? Geçimini helal yolla sağlamanın kendisi de bir çeşit ibadettir. Çünkü ben çalışmakla kendimi başkalarına muhtaç olmaktan koruyorum."

İmam Muhammed Bâkır'a, "Ehl-i Beyt'i gerçek anlamda sevenler kimlerdir?" diye soru sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "Allah'a yemin ederim ki, bizim sevenlerimiz Allah'tan korkan, O'na itaat eden kimselerdir. Onlar tevazu ile, huşû ile, emanete riayet etmeleri ile, Allah'ı çokça zikretmeleri ile, oruç tutmaları ile, namaz kılmaları ile, anne ve babaya iyilik etmeleri ile, yoksul komşularına, düşkünlere, borçlulara, yetimlere yardım etmeleri ile, doğru sözlü olmaları ile, Kur'an okumaları ile, insanlar hakkında hayırdan başka bir söz söylememeleri ile tanınırlar. Güvenilir kimselerdir onlar."

İmam Muhammed Bâkır (a.s), zamanın imamına tâbi olmayı, dinin zirvesi ve İslam'ın şartlarından saymaktadır.

Bu yazımı İmam Muhammed Bâkır'ın, İmam Mehdi (a.s) ile ilgili söylediği sözü ile bitirmek istiyorum. Şöyle buyurmuştur: "Zamanın durumu değiştikçe halk şöyle diyecektir: 'Hz. Mehdi ölmüş veya helak olmuştur veya hangi derecede kayıp oldu?' Onun yok olmasını isteyenler de diyecekler ki: 'Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Onun şimdi kemikleri bile çürümüştür.' Ama sizler O'nu bekleyin, O'nun zuhur ettiğini duyduğunuz zaman, karda diziniz üzerinde yürümek zorunda olsanız bile kendinizi O'na ulaştırın."

Rabbim şefaatlerini nasip etsin...