Yine Hz. Resulullah'ın engin siyaset ve uzak görüşlülüğünün bir neticesi olarak, Şam ticaret yolunu da bu fetihle (Halber fethi) açtığını müşahede etmekteyiz.
Zira Arapların ana ticaret merkezi Şam olup, yahudiler de, Şam yolu üzerinde bulunmaları ve burada güç toplamaları hasebiyle İslam'ın yayılıp güç bulmasında büyük tehlike oluşturacaklardı. Hayber'in fethiyle, Resulullah Efendimiz (sav), ileride zuhur edecek olan böyle bir tıkanıklığa da meydan vermemiş oldular.Resulü Ekrem (sav), orduya hareket emrini vererek Hayber önüne vardığında, yine yahudilere barış teklifinde bulunmuştu. Kabul ettirimeyince, nihayet cihada karar vermişti. Burada da barışa verilen önem vurgulanmaktadır.Hayber, 8 kaleli, iyice tahkim edilmiş, 20 bin asker ile korunan bir güç merkezi idi. En güçlü kalesi Kamus olup kumandanı, bin savaşçıya bedel sayılan Merhab idi. Hayber muhasarası çetih geçmişti. Son kale Kamus, 20 gün dayanmıştı. Burada İslam ordusunun kahramanlığı dillere destan olmuştur. Hususiyle son gün, Resulü Ekrem'in (sav) sancağı Hz. Ali'ye teslim etmesi, Hz. Ali'nin kale kumandanı Merhab'ı öldürmesi, yahudileri teslim olmaya mecbur etmiştir. Hz. Ali'nin, Merhab'ı önce İslam'a, sonra sulha davet etmesi, yine İslam'ın eşsizliğini göstermektedir. Kabul ettiremeyince de, imandan kaynaklanan kahramanlığın şahikasını müşahede ediyoruz. Şunu da hemen belirtelim ki, Halyber'in güçlü kalelere ve askerlik sanatını çok iyi bilen askerlere sahip olduğu herkesçe biliniyordu. Ayrıca harp silahları açısından da oldukça güçlü idiler. İşte bütün bunlara rağmen, mağlup olmaları civardaki birçok kabilenin Müslümanların gücünü görüp, ayıkmasına vesile olmuş, nitekim savaştan sonra birçok kabile Resulü Ekrem Efendimize (sav) gelerek, İslam hakimiyetini kendiliklerinden kabul etmişlerdir.
Zira Arapların ana ticaret merkezi Şam olup, yahudiler de, Şam yolu üzerinde bulunmaları ve burada güç toplamaları hasebiyle İslam'ın yayılıp güç bulmasında büyük tehlike oluşturacaklardı. Hayber'in fethiyle, Resulullah Efendimiz (sav), ileride zuhur edecek olan böyle bir tıkanıklığa da meydan vermemiş oldular.Resulü Ekrem (sav), orduya hareket emrini vererek Hayber önüne vardığında, yine yahudilere barış teklifinde bulunmuştu. Kabul ettirimeyince, nihayet cihada karar vermişti. Burada da barışa verilen önem vurgulanmaktadır.Hayber, 8 kaleli, iyice tahkim edilmiş, 20 bin asker ile korunan bir güç merkezi idi. En güçlü kalesi Kamus olup kumandanı, bin savaşçıya bedel sayılan Merhab idi. Hayber muhasarası çetih geçmişti. Son kale Kamus, 20 gün dayanmıştı. Burada İslam ordusunun kahramanlığı dillere destan olmuştur. Hususiyle son gün, Resulü Ekrem'in (sav) sancağı Hz. Ali'ye teslim etmesi, Hz. Ali'nin kale kumandanı Merhab'ı öldürmesi, yahudileri teslim olmaya mecbur etmiştir. Hz. Ali'nin, Merhab'ı önce İslam'a, sonra sulha davet etmesi, yine İslam'ın eşsizliğini göstermektedir. Kabul ettiremeyince de, imandan kaynaklanan kahramanlığın şahikasını müşahede ediyoruz. Şunu da hemen belirtelim ki, Halyber'in güçlü kalelere ve askerlik sanatını çok iyi bilen askerlere sahip olduğu herkesçe biliniyordu. Ayrıca harp silahları açısından da oldukça güçlü idiler. İşte bütün bunlara rağmen, mağlup olmaları civardaki birçok kabilenin Müslümanların gücünü görüp, ayıkmasına vesile olmuş, nitekim savaştan sonra birçok kabile Resulü Ekrem Efendimize (sav) gelerek, İslam hakimiyetini kendiliklerinden kabul etmişlerdir.