Kapitalizm, vahşi anlayışı sayesinde insanlığa mutluluk getirmediği gibi bundan sonrada hiçbir problemine çözüm bulamayacaktır?Kapitalizmi icat eden zihniyet insanı tanıyamamış, insanın hasletlerini dahi yeterli bir şekilde tarif edememiştir. Kapitalist anlayışlar "İnsanın ihtiyaçları sınırsız kaynaklar sınırlı" yanlış tespitini yapmış, sınırlı zannedilen kaynakların tükenmesinden korktukları için de acımasız bir yarış başlatmıştır. Halbuki insanların ihtiyaçları sınırlıdır. Barınmanın, giyinmenin, yemenin, içmenin, mutlaka bir sınırı vardı. Kimseyi ihtiyacından fazlasını kullanmaya zaten zorlayamazsınız. Aslında insanda sınırsız olan bir şey vardır ama o varlık ihtiyaç değil, ihtirastır! Zaten Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) insanın bu yönünü şu Hadisi Şerifle belirtmiştir; "İnsanın bir vadi dolusu altını olsa ikincisini, iki vadi dolusu altını olsa üçüncüsünü ister, onun gözünü ancak toprak doyurur" İnsandaki ihtiyaç ve ihtiras meselesini ayıt edemeyen haçlı batı zihniyeti, maalesef dünyadaki adil paylaşım işine de sekte vurmuş, böylece sömürgecilik mantığının temelini atmıştır. Dünyadaki kan, gözyaşı, acımasız mücadele ve savaşların temelinde bu anlayışın rolü vardır. Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu 7.Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresinde sunduğu tebliğde şu çarpıcı ifadelere yer veriyor;"Dünyadaki gelir dağılımındaki adaletsizlik, dünyaya kin ve gözyaşı getirmiş, terörü hakim kılmıştır. Kaynakların adil dağılımı ise asla gerçekleşmemiştir. B.M. raporlarına göre ortalama kişi başına düşen milli gelir 1000. dolardır. Aslında dünya geneline bakınca bu rapor bile gerçekleri yansıtmamaktadır. Çünkü dünyada öyle bölgeler var ki kişi başına 100 dolar ancak düşmektedir. Halbuki insanlık onuruna yaraşır bir yaşam için en az kişi başına düşen milli gelir 10. 000 dolar olmalıdır. Bu manzara; insanı tanımaktan aciz bir kapitalist anlayışın ürünüdür. İnsanı tanımayan hiçbir sistem insanın problemlerine çözüm bulamaz. İşte Prof. Dr. Haydar Baş, "Milli Ekonomi Modeli" ile insanı, kaynakları ve yaşadığı dünyayı tanımış, ona gerçek tanımı ve çözümü getirmiştir. İnsandaki sınırsız olan yönünün ihtiyaçlar değil ihtiraslar olduğunu tespit etmiş, çözümü de bu gerçek tespit etrafında gerçekleştirmiştir. "Dünyadaki kaynaklar sınırsız, insanın ihtiyaçları sınırlıdır" Gerçekten de bu ifade bile insanı teskin etmeye ve kavgaların yersiz olduğunu belirtmeye, dolayısıyla barışa en büyük katkıyı sağlamaya yeter?Görene!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kürt kardeşlerim oyuna gelmeyin! / 18.05.2025
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Yalancının şerrinden korunmalıyız / 13.05.2025
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Yalancının şerrinden korunmalıyız / 13.05.2025
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025