Irak için huzur çok ırak

Suriye'de ki bir pavyonda çalışmaya zorlanan kızın annesinin sözleri her şeyi özetliyor: "Savaşta her şeyimizi kaybettik. Namusumuzu da?". Her şey ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle başladı. Eşleri, babaları savaşta ölen kadınlar çareyi Suriye'ye kaçmakta aradı. New York Times'a göre savaş sonrasında 19 milyon nüfuslu Suriye'ye 1,2 milyon Iraklı akın etti.Şimdi başkent Şam'da fuhuş sektöründe çalışan kadınların yüzde 70-80'i Iraklı. (Basından)Iraklı, Saddam'a kızdı, ABD'ye kendini sattıBu satırları okurken ve bu yazıyı kaleme alırken yüreğim parça parça sızlıyor ama, bazı gerçekleri bazı aymazlara defalarca hatırlatmak zorunda olduğumuz için bu vesileyle bir kaç hatırlatma yapalım dedik. Babasına kızan evlat, babasını mahallenin kabadayısına havale ederse, babanın, evlat uğruna mahallenin kabadayısından dayak yemesi ne kadar abes bir iştir. İşte Iraklı bunu yaptı. Saddam'a kızdı, asrın işgalcisine kendini sattı. Bazıları da daha özgür ve daha huzurlu bir hayat için ABD ve destekçilerine destek çıktı. İşgale gelen işgal kuvvetlerine direnmek şöyle dursun, düğün bayram havasında teslim oldular.Neticede her şeylerini kaybettiler..!ABD ve işbirlikçileri Saddam döneminde Iraklılara bir kurtarıcı olarak tanıtıldı. Iraklının milli ve dini bütünlüğü tahrip edildi. Böylece işgal kolayca gerçekleşti. İşgal edilecek bütün milletlerin önce milli ve dini bütünlükleri tahrip edilir, direnci yok olan milletler de kolayca işgal edilir. Kendi milli kimliklerinden vazgeçen milletlerinde eninde sonunda etkilendikleri kültürlerin, güçlerin esiri olacakları muhakkaktır. Her fırsatta dile getirmeye çalıştığımız, küreselleşmek adına, milletlerin işgale çalışıldığını, bu konuda bizim önümüze konan projenin AB ve BOP projeleri olduğudur. Ama maalesef en sağından en soluna, AB savunuculuğuna soyunulmuş, senelerdir uygulanan plan ve projelerle milli kültür ve milli benlikten uzaklaşılarak, işgalin eşiğine gelmiş bulunmaktayız. Satılan madenler, topraklar, kamu kurum ve kuruluşları buna en büyük delillerdir.  ABD bizim de vatanımıza, namusumuza göz dikmiştirIrak tarihini ya da işgal edilmiş milletlerin ve devletlerin tarihini incelediğimiz zaman, görülecek en önemli şeyin, milli ve dini bütünlüğü yok edilerek milletin direncinin kırılma hadisesi olduğunu görürsünüz.Iraklı annenin; "Savaşta her şeyimizi kaybettik. Namusumuzu da" ifadesi aslında anlamak isteyenlere çok şey anlatmaktadır. Iraklı anne buna savaş diyor ama ABD; "Biz Irak'a demokrasi getirdik" diyebiliyor.  Adı ne olursa olsun Iraklı her şeyinin yanında namusunu da kaybetmişse neyi kalmıştır. Bir insanın hayatta koruması gereken en önemli varlığı namusudur. Vatanını kaybeden milletlerin her şeyinin yanında namuslarını da kaybedecekleri bir gerçektir. Bugün Iraklının namusuna göz dikenler bizim de vatanımıza, namusumuza göz dikmiştir. Yaşanan son olaylar hedefte bizim olduğumuzu işaret etmektedir. ABD asla bize samimi bir müttefik gibi davranmamıştır. Sürekli bizi bölmek parçalamak istemiştir. PKK ve kuzey Irak'taki güçlere verilen destek, sınır ihlalleri, İncirlik'in kullanılış şekli, v.s. en yakın örneklerdir.   Son söz olarak, bu gidişe son verilmediği takdirde; Irak için huzur artık "Irak" ama, işgal ve huzursuzluk bizim için çok "Irak" değildir.