İtalyan gazeteci Alberto Negri, Irak'a karşı planlanan savaşın asıl sebebinin ne 11 Eylül saldırıları ne de petrolün hakimiyeti olduğunu öne sürerek, "Eğer Amerikalılar, Kabil'de yaptıklarının aynısını, yani düşman bir rejimi bir yenisi ile değiştirmeyi başarırlarsa, Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinde bugüne dek kimsenin sahip olmadığı kadar geniş bir jeo-stratejik alanı doğrudan kontrolleri altına alacaklar" diyor. Negri, Irak petrolünün şimdilik, Amerika için, müttefiklerinin desteğini ayakta tutmaya, muhtemel bir harekatı veto edebilecek Rusya, Fransa ve Çin gibi ülkeleri de iknaya yarayan en büyük havuç' olduğunu bildiriyor.
Alberto Negri, 'Il Sole 24 Ore' gazetesinde yayımlanan analizinde, Irak petrolünün batılı pek çok şirketin ilgisini çektiğini vurgulayarak, ülkenin batısındaki henüz keşfedilmemiş çöl düzlükleri de devreye girdiğinde, Bağdat'ın elindeki kullanılabilir rezervlerin bir anda iki katına çıkmasının işten bile olmadığını kaydediyor. Negri, bilinen rezervlerin 112 milyar varil civarında olduğunu, henüz keşfedilmemiş olanlarla bu rakamın 220 milyar varile ulaşabileceğinin tahmin edildiğini belirtiyor. Negri, bu rakamın, 264.2 milyar varillik rezerve sahip Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın en zengin rezervleri anlamına geldiğini söylüyor.
Petrolün amaç değil sadece bir araç olduğunu ileri süren İtalyan gazeteci Alberto Negri, Irak'a karşı planlanan savaşın asıl sebebinin ne 11 Eylül saldırıları ne de petrolün hakimiyeti olduğunu ifade ediyor. Avrasya hava sahasının kontrolünün bile tek başına, yeni petrol boru hatlarının döşenmesinden veya terörizmi önlemeden daha önemli olabileceğini vurgulayan Negri, "Eğer Amerikalılar, Kabil'de yaptıklarının aynısını, yani düşman bir rejimi bir yenisi ile değiştirmeyi başarırlarsa, Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinde bugüne dek kimsenin sahip olmadığı kadar geniş bir jeo-stratejik alanı doğrudan kontrolleri altına alacaklar" diyor.
Bölgenin "siyah altın"ının, aynı şekilde Türkiye'yi de harekata ikna etmede bir araç olabileceğini savunan Negri, "Her yıl illegal yöntemlerle (mazot kamyonları ve otobüslerin büyütülmüş benzin depolarında) Türkiye'den 5 milyar dolar değerinde yaklaşık 4 milyon ton Irak petrolü geçiyor. Bu trafiğin geliri, Türkiye, Irak Kürtleri ve Saddam'ın aile fertleri arasında bölüşülmekte. Örneğin Amerika, harekat sonrasında Türkiye'ye bölgede bu trafiğe gerek bıraktırmayacak, bir anlamıyla legalleştirecek bir yapıyı sağlayabilir" ifadesini kullanıyor.
Alberto Negri, 'Il Sole 24 Ore' gazetesinde yayımlanan analizinde, Irak petrolünün batılı pek çok şirketin ilgisini çektiğini vurgulayarak, ülkenin batısındaki henüz keşfedilmemiş çöl düzlükleri de devreye girdiğinde, Bağdat'ın elindeki kullanılabilir rezervlerin bir anda iki katına çıkmasının işten bile olmadığını kaydediyor. Negri, bilinen rezervlerin 112 milyar varil civarında olduğunu, henüz keşfedilmemiş olanlarla bu rakamın 220 milyar varile ulaşabileceğinin tahmin edildiğini belirtiyor. Negri, bu rakamın, 264.2 milyar varillik rezerve sahip Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın en zengin rezervleri anlamına geldiğini söylüyor.
Petrolün amaç değil sadece bir araç olduğunu ileri süren İtalyan gazeteci Alberto Negri, Irak'a karşı planlanan savaşın asıl sebebinin ne 11 Eylül saldırıları ne de petrolün hakimiyeti olduğunu ifade ediyor. Avrasya hava sahasının kontrolünün bile tek başına, yeni petrol boru hatlarının döşenmesinden veya terörizmi önlemeden daha önemli olabileceğini vurgulayan Negri, "Eğer Amerikalılar, Kabil'de yaptıklarının aynısını, yani düşman bir rejimi bir yenisi ile değiştirmeyi başarırlarsa, Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinde bugüne dek kimsenin sahip olmadığı kadar geniş bir jeo-stratejik alanı doğrudan kontrolleri altına alacaklar" diyor.
Bölgenin "siyah altın"ının, aynı şekilde Türkiye'yi de harekata ikna etmede bir araç olabileceğini savunan Negri, "Her yıl illegal yöntemlerle (mazot kamyonları ve otobüslerin büyütülmüş benzin depolarında) Türkiye'den 5 milyar dolar değerinde yaklaşık 4 milyon ton Irak petrolü geçiyor. Bu trafiğin geliri, Türkiye, Irak Kürtleri ve Saddam'ın aile fertleri arasında bölüşülmekte. Örneğin Amerika, harekat sonrasında Türkiye'ye bölgede bu trafiğe gerek bıraktırmayacak, bir anlamıyla legalleştirecek bir yapıyı sağlayabilir" ifadesini kullanıyor.