BOP çerçevesinde Esad'ı deviremeyen ABD, İŞID'ı devreye koydu. Hatırlarsanız! ABD, IŞİD ile mücadelenin yıllar alabileceğini açıklamıştı. Ama kimse "nasıl yani?" diye sormamıştı. İslam dünyasına ve Müslümanlara fiili olarak İŞID belasının musallat edilmesi üzerinden yaklaşık iki yıl geçti. Ne oldu? Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının bahçesindeki domatesleri gördüğünü iddia eden ABD, neden İŞID'ı göremiyor? Ya! İŞID'a unsur, Esad'a katil diyenler ne yaptı, yapıyor?Malumunuz ABD, Suriye'de kara harekâtına karşı çıktı. Havadan bombalayalım, dedi. Uçaklar havalandı. Aynen PKK'ya olduğu gibi ABD uçaklarının, İŞID'a havadan yardım ettiği görüntülendi. Tabi bunlara kılıflar giydirildi. Milletimiz ve diğer Müslümanlar yedi. O zaman hükümetin başı olan Erdoğan hava harekâtına karşıydı. ABD'ye gitti, geldi, "hava harekâtı yetmez, karadan da girelim, dedi. Ama kimse tek adım atmaya cesaret edemedi. Sonra ne oldu? En güvenli sınırımız olan Suriye sınırlarında tırlar dolusu silahlar resmen yakalandı. Yaralı teröristlerin hastanelerimizde tedavi edildiğini öğrendik. Reyhanlı, Cilvegözü ve birçok nokta da terör eylemleri gerçekleşti. Yüzden fazla vatandaşımızı en güvenli sınırımızda teröre kurban verdik. Tabi Musul konsolosluğumuza yapılan baskın, Bayrağımızın indirilmesi, vatandaşlarımızın esir edilmesi ve Niğde'de askerimize, IŞİD militanlarınca kurulan pusu ve verdiğimiz şehitler, Kobani'de Alevi Kürtlere karşı başlatılan planlı göç ve bu göçün ülkemize yönelik olması Erdoğan ve Davutoğlu'nun başını döndürdü. Stratejik çukura yuvarlandılar. Yalnız kendileri yuvarlansa iyi. Koskoca bir devlet ve milleti peşlerine taktılar. Bu öyle bir yuvarlanıştı ki, her gün yeni bir şeyler söylüyorlar ve yine her gün kendilerini yalanılıyorlardı. Kendilerini yalanlamadıkları yerde de müttefikleri yalanlıyordu. Bakın! Bugün yaşadığımız tabloyu Cumhuriyet Bayramında ülkemizden teröristlere geçiş izni verildiği günlerde de yaşamıştık. O zamanda kılıf Esad ve IŞİD'dı. O günlerde Başbakan Davutoğlu; "ABD'nin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı hedef alması halinde Suriye'ye kara birlikleri gönderebiliriz." Derken?Obama: "Esad'a karşı tavrımızda hiçbir değişiklik yok. Esad'ı görevden uzaklaştırmanın yollarını düşünmüyorum. IŞİD'e karşı daha geniş bir politika sürekli gözden geçiriyoruz." Diyordu.Cumhurbaşkanı Erdoğan: "ABD Başkanı Obama, PYD terör örgütüdür, dedi?" derken? ABD Dışişleri sözcüsü Psaki: "PKK terörist gruptur, PYD değil. Bu bizim devlet politikamızdır." Diyordu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün olduğu gibi PYD'nin terör örgütü, olduğu konusunda ısrar ederken aynı zamanda, "Peşmerge'ye koridor açılmasını ben istedim." Diyordu. Böyle lahana turşusu olmaz. Bu diyaloglar Eylül, Ekim aylarında yaşandı. Şimdi Alevi Kürtlerden arındırılan Kobani'ye, Yahudi Barzani'nin militanları yerleşti. Esad ayakta. Esad'a yani devletine, milletine karşı savaşan terörist örgütler ya kaybediyor, ya da teslim oluyor. ABD yavaş yavaş Türkiye'ye gaz veriyor. Kara harekâtı konusunda Türkiye haklıydı, diyor. Haçlı ABD ve AB için BOP başarıya ulaştırmak için üç şans var. Biri IŞİD diğeri PYD ve asıl hedef Türkiye. Son bir haftayı düşünün! ABD'den 300 asker geliyor. Niçin? PYD militanlarını, AKP hükümetinin aldığı kararla eğitmek için. IŞİD her gün yeni bir vahşet sergiliyor. Ve ansızın ülkemiz başarılı bir "türbe kaçırma" eylemi gerçekleştiriyor. Ertesi gün Malatya'da iki uçağımız düşüyor. Dört şehidimiz var. Teknoloji çağında artı Kürecik'teki Füze kalkanına rağmen neden düştükleri konusunda net bilgi verilmiyor. Başbakan yardımcısı Arınç, IŞİD'dın çılgınca eylemler yapabileceğini, açıklıyor. Diğer taraftan ise Irak, İngiltere'nin IŞİD'e ikmal yapan iki uçağını düşürdüğünü açıklıyor. Uçakların IŞİD'e silah yardımı yaparken çekilmiş görüntüler var, diyor. Şimdi! IŞİD'ın sahibi kim? Malatya Kürecik'te ne var? Unutmayın! Reyhanlı'da da CIA bürosu vardı. En önemlisi Türkiye'yi bu bataklığa kim soktu? Reklam arası çocuğu Siyonizm'in kurucusunun mezarı başında, eşiyle saygı duruşunda bulunan İsmet İnönü'müdür, T. Erdoğan mı?Yahudilerden "üstün hizmet madalyası" alan İnönü'müdür, Erdoğan mı?İsrail cumhurbaşkanını, Meclisimizde konuşturan, alkışlatan İnönü'müdür, Erdoğan mı?Ettiği laflardan beş dakika sonra İsrail halkından ve devletinden özür dileyen İnönü'müdür, Erdoğan mı?İsrail ile ekonomik, askeri, tarım ve gıda alanlarında Cumhuriyet tarihinin en büyük yakınlaşmasını gösteren İnönü'müdür, Erdoğan mı?İsrail limanlarına gemilerini demirleyen İnönü'nün oğlumudur, Erdoğan'ın oğlumu?Eeee! Ne diyor o zaman bu reklam arası çocuğu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025