Öznur: Asıl ışık, gerçek ışık.
Pakize: 1-Temiz, lekesiz. 2-Hâlis, saf.
Pelin: Çok acı ve keskin kokulu otsu bitki. Boş topraklarda, kumsallarda, kayalıklarda yetişir; ayrıca bahçelerde ve saksılarda yetiştirilr. Büyük pelin ve küçük pelin diye iki türü vardır.
Perihan: Perilerin başı, perilerin padişahı.
Pervin: Ülker yıldızı, Süreyya.
Peyamî: Haberle ilgili.
Peyker: 1-Yüz, çehre. 2-Bezek, görkem. 3-Güzel.
Pınar: 1-Yerden kaynayarak çıkan su, kaynarca. 2-Bir suyun çıktığı yer, su başı. Memba, göze, kaynak.
Pîr: Koca, yaşlı ihtiyar.
Polat, Pulat, Pulad: Çelik.
Rabbanî: Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilâhi, Allah'tan gelen, kalbini ve fikrini Allah'a bağlamış ve sadece onun ile meşgul olan.
Rabia, Rabiye: Saatteki salisenin 60'ta biri.
Raci: Geri dönen, ricat eden. 2-Dokunan, ilgilendiren, dayanan.
Radife: Kıyamette üfürelecek sûr'un ikincisi.
Ragıp, Ragıb; Ragıba: Rağbet gösteren, istekli, talep eden.
Rahim: Esirgeyen, acıyan, merhametli (Rahîm hem Cenab-ı Hak, hem de kulları için, Rahman ise yalnız Allah için kullanılır."
Rahmi, Rahmiye: Merhametle ilgili.
Rahşan: Parlak, pırıltı.
Râif, Râife: Merhametli.
Râkım: Yazan, çizen.
Râmi: Çok itaatlı ve boyun eğici.
Ramiz, Ramize: Remzeden, delalet eden.
Râna: Güzel, ince, latif, hoş görünen.
Râsim, Rasime: Resim yapan, çizgi çizen.
Rauf: 1-Çok merhametli, çok acıyan. 2-Allah'ın adlarındandır.
Recai: 1-Emel, ümit, umma ile. 2-Yalvarma, niyazla ilgili.
Recep, Recebiye: 1-Heybetli, gösterişli, azametli. 2-Arabî ayların yedincisi ve "üç aylar"ın birincisi.
Refet: Acıma, esirgeme, lütuf ve merhamet.
Refi, Refia: Yüksek, yüce.
Refik, Refika: Arkadaş, dost, yoldaş. 2-Ortak, şerik.
Reha: Kurtulma, kurtuluş.
Pakize: 1-Temiz, lekesiz. 2-Hâlis, saf.
Pelin: Çok acı ve keskin kokulu otsu bitki. Boş topraklarda, kumsallarda, kayalıklarda yetişir; ayrıca bahçelerde ve saksılarda yetiştirilr. Büyük pelin ve küçük pelin diye iki türü vardır.
Perihan: Perilerin başı, perilerin padişahı.
Pervin: Ülker yıldızı, Süreyya.
Peyamî: Haberle ilgili.
Peyker: 1-Yüz, çehre. 2-Bezek, görkem. 3-Güzel.
Pınar: 1-Yerden kaynayarak çıkan su, kaynarca. 2-Bir suyun çıktığı yer, su başı. Memba, göze, kaynak.
Pîr: Koca, yaşlı ihtiyar.
Polat, Pulat, Pulad: Çelik.
Rabbanî: Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilâhi, Allah'tan gelen, kalbini ve fikrini Allah'a bağlamış ve sadece onun ile meşgul olan.
Rabia, Rabiye: Saatteki salisenin 60'ta biri.
Raci: Geri dönen, ricat eden. 2-Dokunan, ilgilendiren, dayanan.
Radife: Kıyamette üfürelecek sûr'un ikincisi.
Ragıp, Ragıb; Ragıba: Rağbet gösteren, istekli, talep eden.
Rahim: Esirgeyen, acıyan, merhametli (Rahîm hem Cenab-ı Hak, hem de kulları için, Rahman ise yalnız Allah için kullanılır."
Rahmi, Rahmiye: Merhametle ilgili.
Rahşan: Parlak, pırıltı.
Râif, Râife: Merhametli.
Râkım: Yazan, çizen.
Râmi: Çok itaatlı ve boyun eğici.
Ramiz, Ramize: Remzeden, delalet eden.
Râna: Güzel, ince, latif, hoş görünen.
Râsim, Rasime: Resim yapan, çizgi çizen.
Rauf: 1-Çok merhametli, çok acıyan. 2-Allah'ın adlarındandır.
Recai: 1-Emel, ümit, umma ile. 2-Yalvarma, niyazla ilgili.
Recep, Recebiye: 1-Heybetli, gösterişli, azametli. 2-Arabî ayların yedincisi ve "üç aylar"ın birincisi.
Refet: Acıma, esirgeme, lütuf ve merhamet.
Refi, Refia: Yüksek, yüce.
Refik, Refika: Arkadaş, dost, yoldaş. 2-Ortak, şerik.
Reha: Kurtulma, kurtuluş.