İşin özü

Herkes şunu iyi bilsin ki, bir kanser hastasının düzelme şansı yok değildir. Fakat bu şans çok da yüksek değildir. Kanser, grip gibi genellikle vurup geçen bir hastalık da değildir. Her türlü teknolojik değişime uğrayan bir ortamda, çeşitli kanserojen etkilerin oluşmaması bir mucizedir. Yani bu hastalıktan uzak kalabilmek son derece zordur. Radyoaktif kirlilikler, gürültü kirlilikleri, GDO'lu yiyecekler, hormon bozucu gıdalar, enva-i türden elektromanyetik çılgınlıklar, fare deliklerine kadar etkileyen baz istasyonları, kundaktaki çocukların ellerinde cep telefonları, kundaktan çıkar çıkmaz çocukların ellerline aldıkları her türlü elektronik oyuncaklar, bilgisayarlar, saydıkça artan etkenler, insanlığı kanser etmek için fazlası ile yeterlidir. İlave olarak her türlü teknolojik çalışmalar, yer küreyi geri dönülmesi olmayan değişimlere zorlamaktadır. İklim değişimlerinin sebepleri düşünüldüğünde, arkasında gene bizlerin hataları ve doyumsuzluğumuz yatmaktadır. Bile bile felaketi insanlık nimet olarak algılamakta, bilerek veya bilmeyerek sadece nefislerini tatmin için çevresine de zarar vermekte, yarışmaktadır. Tek sorumlu, tedbirini almadan, kazanç uğruna insanları bu uçuruma sürükleyen küresel ekonomidir. Demek ki, temel kanserojen unsur KÜRESEL EKONOMİ, kanser de KÜRESELLEŞMEDİR.
Bir kere düştün mü globalizmin tuzağına,
Bırakmaz seni uzağına.
Eline verir kredi kartı,
Dengen kalmaz düşersin kucağına.
Çıkarsın sen sen olmaktan.
Gurur kalır mı borç almaktan,
Ne de vaktin kalır,
Gece gündüz çare aramaktan.
Ne derse yaparsın.
Kesinlikle kansere (küreselleşmeye) saparsın.
İlacı, MİLLİ EKONOMİ MODELİ ile desteklenmiş SOSYAL DEVLET'dir.
Bil ki, eline geçen bu çare,
Kurtuluşun için tek ve son nimettir.