İslam'da örneği bulunmayan bir uygulama olan dinler arası diyalog faaliyetlerine, şüphe ile bakıyoruz. Şüphe ile bakmamızın İslam itikadına bağlı olduğunu iddia eden hiç kimseyi rahatsız etmemesi lazımdır.
Akıl sahipleri, olası bu tehlikenin varlığına inanmak ve gerekli olan araştırmaları yapmak zorundadırlar. Haber verdiğimiz bu tehlikeler, bir milletin belkide yok edilme çabalarını deşifre etmek gibi "Dini ve Milli" bir görevdir. Çünkü kastedilen aziz vatan toprakları ve milletimizin imanıdır. Bizi üzen; milletimizin fertlerinden bir kişinin bile bu amansız tuzağa düşmesine engel olmaya çalışırken, bazılarının hala gerçekleri görmekten sakınmalarıdır.
Yüreğimizin yangısı bundandır. Bu kadar söz söylendi, yazılar yazıldı, hala bazılarının aklını dahi çalıştırmak lüzumu görmediğine rastlıyoruz. Biz bir tehlikeden haber veriyoruz.
Bu işin geri dönüşü yoktur. "Şimdilik bu hizmete destek verelim, yanlış olduğunu anlayınca döneriz deme şansımız yoktur." Neden bunu anlamak istemiyorsunuz? Bu faaliyetin altında Deccal fitnesinin olabileceği neden düşünülmez acaba?
Hâlbuki Deccal fitnesi denen musibetten; enbiyanın, sahabenin, evliyanın, sürekli korkarak sakındıkları, korunmak için sürekli dua ve niyazda bulundukları haber verilmektedir.
Bu önemli tehlikenin yine Müslümanların arasından zuhur edeceği ve en önemi vasfının "sureti haktan" görünmesi olacağının haber verilmesine rağmen, hala şüphe bile duymadan batıl bir faaliyete destek verilmesi akıl kârı değildir. Milli ve Dini bütünlüğümüz açısından gayet sakıncalı gördüğümüz; Vatikan kaynaklı Dinler arası diyalog faaliyetlerine bu mantıkla bakmak kadar makul ve mantıklı bir iş yoktur.
Ehli iman ve ehli vicdan sahiplerince malumdur. İslam itikadına sokulmak istenen bu fitnenin tehlikesi Peygamberin kutlu yolundan sapmakla başlayacağı haber verilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) Ebû Hureyre'den rivayet edilen bir hadisi şeriflerinde " Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, kurtuluşa eren fırka (Fırka-ı Naciye) dışında kalan yetmiş iki fırka Cehenneme gidecektir", buyurarak haber vermiştir.
Fırka-ı Naciye'den sormaları üzerine Hz. Peygamber, Fırka-ı Naciye'yi: "Benim yürüdüğüm yola ve bu yolda beni takip eden ashabımın yoluna uyanlardır" diye tarif etmiştir.
Günümüze gelinceye kadar yaşanan İslam anlayışına ters düşen; Allah'a imanda, Peygambere imanda, Ahirete imanda, vel hasıl Amentüde hiçbir benzerliğimiz olmazken, "Ehli kitapla Amentüde ittifakımız var" saçmalıklarını kabul edip onlarla diyalogu savunmak kadar saçma ve batıl bir görüş olmadığına inanmaktayız.
Gerçek İslam âlimlerinin hemen tamamının ittifak edip bu güne gelinceye kadar yaşanmış İslam anlayışında asla yeri olmayan bir inanışı temsil eden; kaynağı ve projesi Vatikan'a ait olan bir Projeye şüphe ile bakmak mı? Yoksa bu görüşe taraf olmak mı? İslam'a ve vicdana uygundur. Bunu muhasebe etmenizi tavsiye ve rica ediyorum.
Akıl sahipleri, olası bu tehlikenin varlığına inanmak ve gerekli olan araştırmaları yapmak zorundadırlar. Haber verdiğimiz bu tehlikeler, bir milletin belkide yok edilme çabalarını deşifre etmek gibi "Dini ve Milli" bir görevdir. Çünkü kastedilen aziz vatan toprakları ve milletimizin imanıdır. Bizi üzen; milletimizin fertlerinden bir kişinin bile bu amansız tuzağa düşmesine engel olmaya çalışırken, bazılarının hala gerçekleri görmekten sakınmalarıdır.
Yüreğimizin yangısı bundandır. Bu kadar söz söylendi, yazılar yazıldı, hala bazılarının aklını dahi çalıştırmak lüzumu görmediğine rastlıyoruz. Biz bir tehlikeden haber veriyoruz.
Bu işin geri dönüşü yoktur. "Şimdilik bu hizmete destek verelim, yanlış olduğunu anlayınca döneriz deme şansımız yoktur." Neden bunu anlamak istemiyorsunuz? Bu faaliyetin altında Deccal fitnesinin olabileceği neden düşünülmez acaba?
Hâlbuki Deccal fitnesi denen musibetten; enbiyanın, sahabenin, evliyanın, sürekli korkarak sakındıkları, korunmak için sürekli dua ve niyazda bulundukları haber verilmektedir.
Bu önemli tehlikenin yine Müslümanların arasından zuhur edeceği ve en önemi vasfının "sureti haktan" görünmesi olacağının haber verilmesine rağmen, hala şüphe bile duymadan batıl bir faaliyete destek verilmesi akıl kârı değildir. Milli ve Dini bütünlüğümüz açısından gayet sakıncalı gördüğümüz; Vatikan kaynaklı Dinler arası diyalog faaliyetlerine bu mantıkla bakmak kadar makul ve mantıklı bir iş yoktur.
Ehli iman ve ehli vicdan sahiplerince malumdur. İslam itikadına sokulmak istenen bu fitnenin tehlikesi Peygamberin kutlu yolundan sapmakla başlayacağı haber verilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) Ebû Hureyre'den rivayet edilen bir hadisi şeriflerinde " Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, kurtuluşa eren fırka (Fırka-ı Naciye) dışında kalan yetmiş iki fırka Cehenneme gidecektir", buyurarak haber vermiştir.
Fırka-ı Naciye'den sormaları üzerine Hz. Peygamber, Fırka-ı Naciye'yi: "Benim yürüdüğüm yola ve bu yolda beni takip eden ashabımın yoluna uyanlardır" diye tarif etmiştir.
Günümüze gelinceye kadar yaşanan İslam anlayışına ters düşen; Allah'a imanda, Peygambere imanda, Ahirete imanda, vel hasıl Amentüde hiçbir benzerliğimiz olmazken, "Ehli kitapla Amentüde ittifakımız var" saçmalıklarını kabul edip onlarla diyalogu savunmak kadar saçma ve batıl bir görüş olmadığına inanmaktayız.
Gerçek İslam âlimlerinin hemen tamamının ittifak edip bu güne gelinceye kadar yaşanmış İslam anlayışında asla yeri olmayan bir inanışı temsil eden; kaynağı ve projesi Vatikan'a ait olan bir Projeye şüphe ile bakmak mı? Yoksa bu görüşe taraf olmak mı? İslam'a ve vicdana uygundur. Bunu muhasebe etmenizi tavsiye ve rica ediyorum.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024