İsm-i Celâl

Cenâb-ı Hakk'ın doksan dokuz güzel ismi vardır. Bütün bu isimlerin mecmuunun mânâsını "Allah" ismi cem eder.

Cenâb-ı Hakk'ın "Hu" isminin bir başka mânâsı, Hakk isminin bir başka mânâsı, Vehhab, Fettah, Vahid, Ehad, Evvel, Âhir isimlerinin başka başka mânâları vardır. Bütün bu isimler bir isimde cem olunur. O, İsm-i Celal'dir. O,"Allah" ismidir.

Allah ism-i şerifi hiçbir yaratılmışa verilemez. Sadece Yüce Allah'a mahsustur.

Cenâb-ı Hakk, Meryem Sûresi'nde; "(O) göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabb'idir. Şu hâlde, O'na kulluk et; O'na kulluk etmek için sabırlı ve metânetli ol. O'nun bir adaşı olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur)"   buyurdu.  

Ve Cenâb-ı Hakk pek çok âyette Kendine has olan ismini zikretmeyi emretti: "... Sen 'Allah' de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!" 

"Öyleyse Ulu Rabb'inin adını tenzih ile an." 

"Yüce Rabb'inin adını tesbih (ve takdis) et." 

"Rabb'inin adını an. Bütün varlığınla O'na yönel." 

Yaratanın kendine has İsm-i Azam'ını, "Allah" ism-i Celâl'ini zikretmeyi Cenâb-ı Hakk emrediyorken, O'na vâsıl olmak, kurtuluşa ermek, bu dünyada huzura kavuşmak, Cennet'te, Cemâlullaha erişmek isteyen kuluna düşen vazife, emre itaat etmektir.

Bu emre itaat etmek O'na , olmak isteyen her gün yüz kere, okuyabiliyorsa üç yüz kere bu güzel ismi zikretmelidir.

"Günyetü't-Tâlibîn"adlı eserde Abdülkadir Geylani Hazretlerinin, Allah adını anmanın fazileti ve O'nun adının yüceliği ile ilgili tespitleri şunlardır:

"Allah adı, zikredenlere bir azık, güçlülere izzet, zayıflara sığınak, sevenlere nur, müştaklara sürûrdur.

Allah adı ile ruhlar rahata kavuşur.

Allah adı ile bedenler necata kavuşur.

Allah adı ile gönüllere nur dolar.

Allah adı ile tüm işler düzene girer.

Allah adı, Allah'a güvenenlerin başında bir taçtır.

Allah adı, Allah'a ulaşanların kandilidir.

Allah adı, aşıkların varlığıdır (yahut şarkısıdır).

Allah adı öyle bir Zât'ın adıdır ki, dilediği kulu aziz eder, dilediği kulu da zelîl eder.

Öyle bir Zât'ın adıdır ki, Cehennem'i, düşmanları için bekleyen bir ateş eylemiştir. Yüce Zât'ını görmeyi dahi sevdikleri için hazırlamıştır.

Allah adı bir Zât'ın adıdır. Ama sayı hesabına göre bir değil.

Allah adı öyle bir Zât'ın adıdır ki, Bâki'dir ama bir son düşünülmeden...

Allah adı öyle bir Zât'ın adıdır ki, Kâim'dir ama bir dayanağı olmadan...

Allah adı, her sûrenin O'nunla başladığı Zât'ın adıdır.

Allah adı öyle bir Zât'ın adıdır ki, yanlızlıklar O'nunla güzel olur, namazlar O'nunla tamam olur.

Öyle yüce Zât'ın ismidir ki, zanlar O'nun için iyi olur.

Öyle yüce Zât'ın ismidir ki, gözler O'nun için uykusuz kalır.

Öyle yüce Zât'ın ismidir ki, O bir şeye ol dediği zaman, o şey olur.

Bu isim, kendisine dokunulmaktan münezzeh olan Zât'ın ismidir.

Bu isim, insanlara ihtiyacı olmayan Zât'ın ismidir.

Bu isim, herhangi birşeyle kıyas edilemeyecek kadar yüce Zât'ın ismidir.

Allah adını harf harf oku bin ecir al. Sel gibi günahlar üzerinden akar gider.

Allah adı, öyle bir kelimedir ki, dillere onun tadı gelir.

Allah adı, öyle bir kelimedir ki, O'nun olduğu yerde gam kalmaz.

Allah adı, öyle bir kelimedir ki, O'nunla nimetler tamam olur.

Allah adı, öyle bir kelimedir ki, O'nunla sıkıntılar açılır.

Allah adı, öyle bir kelimedir ki, yalnız bu ümmete mahsustur.

Allah adı, öyle bir kelimedir ki, O'nda Celâl ve Cemâl bir olmuştur.

Allah adı öyle bir kelimedir ki, kudretle rahmeti bir araya getirmiştir. Kudret taat edenlerin taatını toplar, rahmet ise, günahkârların günahlarını siler." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)