İsraf, kelime olarak; Gereksiz yere para, zaman, emek, v.s. harcama, savurganlık etme manasına gelir. Yüce Allah yarattığı her şeyi bir ölçüye göre yaratmış ve biz kullarından da her şeyi belli bir ölçü çerçevesinde yapmamızı istemiştir.
“Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer suresi / Ayet 49)
Onun yarattığı her şeyde bir ölçü olduğuna göre; ölçülü davranıldığı takdirde denge devam edecek insanlık huzur bulacak, ölçünün bozulmaya çalışıldığı oranda da, mahlûkatın ve dünyanın dengesi şaşacak, huzurdan yoksun kalacak, insanlık zarar görecektir.
Ölçü dışı davranışları da israf kapsamında değerlendirebiliriz. Çünkü yerinde ve zamanında yapılması gereken ancak yapılmayan işlerde zaman ve emek israfı vardır.
Yüce Allah’ın yapmamızı istediği ibadetleri yapmadığımız zaman, yasakladığı şeyleri de yaptığımız zaman, ömrü verimli kullanmamak, bir yerde de tayin edilen ömür sermayesinin israfı söz konusudur.
İsrafın zararlarını, dünya kaynaklarının verimli ve adil olarak kullanılmasına en büyük engel olarak da görebiliriz.
Bundan dolayı israf, Yüce Allah tarafından yasaklanmış ve israf edenler, Allah’ın sevmediği kullar arasında sayılmıştır:
“Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.” (Araf suresi / Ayet 31)
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) efendimizin israf hakkındaki şu hadisi şerifi bize ibret alınacak bir ölçü hükmündedir.
“Sa’d abdest alırken Hz Peygamber (sav) çıkageldi Onun çok su kullanarak abdest aldığını görünce: ‘Bu israf da ne?’ diye müdahale etti. Sa’d’ın: ‘Abdestte israf olur mu?’ diye sorması üzerine Resulullah (sav) şu açıklamayı yaptı: “Evet, akmakta olan bir nehir kenarında olsanız da” (Ahmed b Hanbel, Müsned, II)
Bu hadisi şerifte şu ölçüyü de rahatlıkla görebilmekteyiz: Bir şeyin çoğuna sahip olmak bile o şeyi çok kullanma hakkını size vermiyor. Nehrin kenarında bile olsanız suyun çokluğu, size suyu çok kullanma hakkını vermiyor. Ve israf kapsamına giriyor…
Değerli dostlar, Allah’ın sevmediği bir fiil olan israf önlendiği takdirde; gerek insanlık, gerek çevremiz ve bütün mahlûkatın fayda elde edeceği muhakkaktır. Yeter ki herkes kendi üzerine düşen görevi yerine getirsin…
“Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer suresi / Ayet 49)
Onun yarattığı her şeyde bir ölçü olduğuna göre; ölçülü davranıldığı takdirde denge devam edecek insanlık huzur bulacak, ölçünün bozulmaya çalışıldığı oranda da, mahlûkatın ve dünyanın dengesi şaşacak, huzurdan yoksun kalacak, insanlık zarar görecektir.
Ölçü dışı davranışları da israf kapsamında değerlendirebiliriz. Çünkü yerinde ve zamanında yapılması gereken ancak yapılmayan işlerde zaman ve emek israfı vardır.
Yüce Allah’ın yapmamızı istediği ibadetleri yapmadığımız zaman, yasakladığı şeyleri de yaptığımız zaman, ömrü verimli kullanmamak, bir yerde de tayin edilen ömür sermayesinin israfı söz konusudur.
İsrafın zararlarını, dünya kaynaklarının verimli ve adil olarak kullanılmasına en büyük engel olarak da görebiliriz.
Bundan dolayı israf, Yüce Allah tarafından yasaklanmış ve israf edenler, Allah’ın sevmediği kullar arasında sayılmıştır:
“Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.” (Araf suresi / Ayet 31)
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) efendimizin israf hakkındaki şu hadisi şerifi bize ibret alınacak bir ölçü hükmündedir.
“Sa’d abdest alırken Hz Peygamber (sav) çıkageldi Onun çok su kullanarak abdest aldığını görünce: ‘Bu israf da ne?’ diye müdahale etti. Sa’d’ın: ‘Abdestte israf olur mu?’ diye sorması üzerine Resulullah (sav) şu açıklamayı yaptı: “Evet, akmakta olan bir nehir kenarında olsanız da” (Ahmed b Hanbel, Müsned, II)
Bu hadisi şerifte şu ölçüyü de rahatlıkla görebilmekteyiz: Bir şeyin çoğuna sahip olmak bile o şeyi çok kullanma hakkını size vermiyor. Nehrin kenarında bile olsanız suyun çokluğu, size suyu çok kullanma hakkını vermiyor. Ve israf kapsamına giriyor…
Değerli dostlar, Allah’ın sevmediği bir fiil olan israf önlendiği takdirde; gerek insanlık, gerek çevremiz ve bütün mahlûkatın fayda elde edeceği muhakkaktır. Yeter ki herkes kendi üzerine düşen görevi yerine getirsin…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -3- / 28.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 27.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 26.05.2025
- ‘Ev Hanımlarına Maaş’ fikri Haydar Baş’a aittir / 25.05.2025
- Kur’an Furkan’dır anlayana! / 24.05.2025
- Gazze’de çocuklar açken tok yatan insanlık / 23.05.2025
- Şüphelilerden kaçınan dinini ve kendini korur / 22.05.2025
- Atatürk’ü anmak ve anlamak hepimizin vazifesi olmalıdır / 21.05.2025
- Yalan yere "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin / 20.05.2025
- Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ruha o kadar muhtacız ki… / 19.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 27.05.2025
- Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 26.05.2025
- ‘Ev Hanımlarına Maaş’ fikri Haydar Baş’a aittir / 25.05.2025
- Kur’an Furkan’dır anlayana! / 24.05.2025
- Gazze’de çocuklar açken tok yatan insanlık / 23.05.2025
- Şüphelilerden kaçınan dinini ve kendini korur / 22.05.2025
- Atatürk’ü anmak ve anlamak hepimizin vazifesi olmalıdır / 21.05.2025
- Yalan yere "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin / 20.05.2025
- Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ruha o kadar muhtacız ki… / 19.05.2025