İsrail, Filistinlilere hayatı zehir ediyor
İsrail, Kudüs'te Filistinlilere yaptırım uygulayarak, hayatlarını zorlaştırıyor. İsrail işgal altındaki Doğu Kudüs'te 2004'ten bugüne Filistinlilere ait 3 bin 780 bina 'ruhsatsız' olduğu gerekçesiyle yıkıldı. Filistinliler, İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesine vergi ödemelerine rağmen eksik hizmet almaktan şikayet ediyor.
13.12.2021 12:49:00





Tarihi binlerce yıl öncesine uzanan mukaddes şehir Kudüs, 1967 yılından itibaren İsrail'in şehrin doğusunu işgal altında tutması nedeniyle siyasi, idari ve fiziki olarak karmaşık bir hayat yaşıyor. İsrail, 1948 yılında kurulmasının ardından Kudüs'ün batısını ele geçirdi. Taraflar arasında varılan ateşkes sonucunda, Ürdün, şehrin doğusunda tek taraflı egemenlik kurdu. Doğu ve batı çizgisinde bölünen şehrin ortasında 'Yeşil Hat' isminde bir tarafsız bölge ortaya çıktı. Ancak, İsrail ve Arap ülkeleri arasında 1967 yılındaki 6 Gün Savaşı'nın ardından İsrail, kentin tamamını ele geçirdi. İsrail, bu sayede Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam'ın kutsallarını barındıran Doğu Kudüs'teki Eski Şehir bölgesini de işgal etti. Kudüs'te yaşamış onlarca medeniyetin izlerini taşıyan Eski Şehir'in surları, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa, Hıristiyanlar için Hz. İsa'nın defnedildiğine inandıkları Kıyamet Kilisesi ve Yahudi inancına göre kutsal mabetten kalıntı olduklarına inandıkları Ağlama Duvarı veya diğer adıyla Burak Duvarı'nı sarıyor. İsrail'in kutsal kentte kurduğu hakimiyet, İsrail-Filistin müzakerelerindeki en çetrefilli konu kabul ediliyor. Aynı şekilde, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Eski Şehir'e yönelik uygulamaları, Filistinli nüfusun tepkisine yol açıyor.
Yahudi nüfusa alan açıldı
İsrail, Doğu Kudüs'ü işgal ettikten sonra hemen kendisine bağlı Kudüs Belediyesinin sınırlarını genişletti. Şehirdeki Filistinli nüfusunu dengelemek ve hakimiyetini perçinlemek isteyen İsrail, bunun için Doğu Kudüs'ü saran tepelere Pisgat Zeev, Fransız Tepesi, Doğu Talpiot gibi yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri inşa etmeye ve demografik teraziyi lehine çevirmek için çalışmalarına başladı. Bu süreçte 'gaiplik yasası' gibi düzenlemelerle birçok gayrimenkulü kamulaştırdı.
İsrail, 1980 yılında Kudüs'ü doğusu ve batısıyla tek taraflı olarak başkent ilan etti. Ancak, İsrail'in bu kararı uluslararası toplum tarafından tanınmadı ve halihazırda Kudüs'ün doğusundaki İsrail varlığı dünyadaki birçok ülke tarafından yasa dışı kabul ediliyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bugün 18 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerleşim birimlerinde 220 binden fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
Makdisiler: Doğu Kudüs'te yaşayan Filistinliler
İsrail'in 1967 yılında Doğu Kudüs'ü işgal etmesiyle İsrail'in tanımladığı belediye sınırı içinde kalan Filistinlilere kalıcı oturum verildi. Bugün işgal altındaki Doğu Kudüs'te yaşayan yaklaşık 350 bin Filistinli kendi aralarında "Makdisi" diye isimlendiriliyor; kalıcı oturum statüsünde İsrail hukukuna tabiler, vergilendiriliyorlar ancak İsrail'de seçme ve seçilme hakkından yoksunlar. İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesinin açıkladığı son verilere göre, şehrin nüfusu 952 bin civarında. İsrailli sivil toplum kuruluşu Kudüs Politika Araştırmaları Enstitüsünün açıkladığı verilere göre de Filistinliler kentin yaklaşık yüzde 38'ini, Yahudiler yüzde 62'sini oluşturuyor.
Kudüs'ün batısındaki nüfusun yüzde 99'u Yahudilerden oluşurken, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinliler yüzde 61, Yahudilerin oranıysa yüzde 39 olarak tahmin ediliyor. İşgal altında yaşayan Filistinliler, kalıcı oturum statülerini kaybetmemek için İsrail bürokrasisi ve hukuk sistemiyle de mücadele ediyor. "Makdisi" bir Filistinli, yurt dışında oturum alması halinde Doğu Kudüs'teki ikametini kaybediyor. Evlenerek Kudüs'ten çıkan Filistinlinin, kalıcı oturum statüsü iptal ediliyor ve yeniden evine dönmek istese hukuki ve bürokratik engellerle karşılaşıyor. AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.