İşte size bir pesport masalı!

Vize almak bir dert, pasaport işlemleri iki ve yukarısı dert.

Çorbada tuzum,

Oynar iki gözüm,

Bu bizdeki çözüm,

Anlayana sözüm...

Önce Maliye Bakanlığı veznesine gidip kaç yıllık pesport alacaksanız o miktarda har(a)ç yatırmanız lazım.

Bir yıllık alacaksanız, bir yıllık har(a)ç parası veriyorsunuz. İki yıllık için üç yıllık parası almıyorlar, buna da şükür.

Miktarlarını ben söyleyeyim, müracaat yaparken şaşmayın,

Oynaşmayın ve oynatmayın.

Bir yıllık için, 103 milyon. Küsuru da var, yanınızda mutlaka bozuk para bulundurun.

İki yıllık için 175 milyon. Bunun da küsuru var.

Üç yıllık için 250 milyon.

Beş yıllık için ise tamı tamına, taş attım camına; 354 milyon.

Söylemesi kolay,

Gel çekelim halay.

Tenekeye kalay, tutmaz.

Vatandaşını bu kadar düşünen kaç devlet var.

Normalde ve de anormalde, bu har(a)çlar Ruanda'da hesaplansaydı, kat be kat olurdu.

103, 206, 309 ve devamı, unutma havamı.

Beş yıllık pesport için vatandaşından 350 milyon alan anlayış iflas eder mi?

Etmez. Bu şarkı burada bitmez.

Bestesi be güftesi devam eder.

Eğer bir adam, ya da madam beş yıllık süre istiyorsa, bu adam ya manyaktır ya da iş adamıdır.

İş adamıysa varsın versin 350 kaymeyi,

Nasıl olsa yiyor kaymağı.

İş adamı değilse niye alsın beş yıllık süre.

Alsın bir yıllık, varsın "Diyar-ı Haç'a", kafayı takmasın kaça, atsın topu taca.

Kısaca iltica etsin gittiği ülkeye, soyu sopu, ipi ve sapı malumsa, beş sene sonra gazeteler manşette verecek kendilerini; "Zartzurtistan'a kaçak gitti, şimdi oranın tekstil imparatoru" ya da imparatoriçe, ne farkı var.

Yapacağınız ödeme bu kadarla değil sınırlı.

Olmayasın sinirli.

Eğer yeni pesport alacaksanız, 60 milyon da on beş sayfalık, küçük boy pesport kitapçığı için vereceksiniz.

Eğer eskisi varsa 60 milyon kardasınız, sanki Hünkardasınız.

Ne etseniz, ne etmeseniz, dosya için bir milyon vereceksiniz.

Bence maliyeti ile mütenasip, ne haber oğlum Hasip? En uygun olan işte o dosya.

Bütün sülaleni toplasan, içindeki dokümanın yarısını yapamayacağına göre, bayramın ve cenazenin dışında bütün sülaleni toplayamayacağına göre lütfen benimle inatlaşma.

Diyelim ki, bütün gerekli evrakı topladınız, sıra geliyor kuyruğa...

Tam kuyruğuna geliyorsunuz, bankonun önünde dört başı mamur bir memur.

Resmi üniformalı.

Aman Allah'ım o nasıl bir insan.

Hem çalışıyor. Hem para tahsil ediyor. Gelene-gidene cevap veriyor.

Gelmeyip de orada oturana laf yetiştiriyor.

Karakoldan; ay aman nereden çıktı bu karakol, amirlikte eskiden çalışmış ve re'sen emekli olmuşların işini kuyruğun sokumuna, çaktırmadan -çaksa ne yazar- monte ediyor.

Gülüyor.

Şakalaşıyor.

Bütün bunlara, grip olduğu için iki de bir sel-pak, sen-bak çıkartıp burnunu dezenfekte ediyor.

Buraya alamadığım başka şeyler daha yapıyor.

Ve hala bu devlet kalkınamıyor.

Kader utansın.

İşte size bir pesport masalı.