logo
18 NİSAN 2024

İstiklal ruhu yok edilmiş müslümanlık

15.07.2012 00:00:00
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1932 yılında yayınladığı Yaban adlı romanında Millî Mücadele (1919-1923) sırasındaki Anadolu Türk köylüsünün durumunu, Millî Mücadeleye kayıtsızlığını, cahilliğini, işgalci emperyalist batılı düşmanların ve onların içerdeki yerli sözcülerinin yalan ve kara propagandalarına nasıl kandıklarını anlatır.
Yazar, Millî Mücadele sırasında bir gazeteci olarak Tedkik-i Mezalim Heyeti (Yunanlıların Türk köylerinde uyguladığı katliamları araştırma komisyonu) üyesi olarak Anadolu köylerini bizzat gezmiş, notlar almış yani Millî Mücadeleyi yerinde gözlemlemiştir. Bu gözlemlerinden hareketle yazdığı Yaban romanındaki bir bölüm, günümüzle çok benzeşen bir durumu ortaya koyuyor. Millî Mücadeledeki Türk köylüsü ile bugünkü toplumumuzun önemli bir kısmı arasında insanı rahatsız edecek bir benzerlik var. Önce romandan ilgili bölümü alalım, sonra günümüzle mukayese edelim:
İşgalci düşman uçakları köye propaganda yazıları atar. Köylüler bunlara inanır ve işgalcileri kurtarıcı olarak görür. Romanda ilgili kısım şöyle anlatılır:
“Bir gün tayyareler gene aşağıya kâğıt atmaya başladılar. Sanki havadan kudret helvası yağıyormuş gibi kapışan kapışana… Alan, bir müddet kâğıdı okumaya çalışıyor, sonra beceremeyip katlıyor, katlıyor ve bir muska gibi kuşağının içine yerleştiriyor.
Bazısı gidip imamı buluyor.
-Okuyuversene, bakalım ne diyor.
İmam hecelemeye başlıyor.
“Muhterem Anadolu ahalisi. Kemal (Atatürk) çeteleri mahvolmuştur. Adım adım bütün şehirleri, kasabaları zaptettik. Şimdi, Ankara üzerine yürüyoruz. Sakın, bize karşı düşmanca harekete kalkışmayınız. Biz, sizi Halife tarafından kurtarmaya geliyoruz.“
-Ne diyor? Ne diyor?
İmam tekrar ediyor:
“Biz sizi Halife tarafından kurtarmaya geliyoruz.”
Ne halifeyi, ne peygamberi bildikleri var. Fakat “kurtarmaya geliyoruz” sözü, bilmeksizin pek hoşlarına gidiyor. Kurtarmak! Sizi kim kurtarabilir? Sizi gökten Allah inse kurtaramaz. Çünkü sizi evvelâ sizden, kendinizden kurtarmak lazımdır. İçimden böyle homurdanarak kâğıdı imamın elinden çekiyorum. Yere atıp çizmemin ökçesiyle çiğniyorum.” (s.133, 134)
Şimdi bu olayı günümüze uyarlayalım:
O zaman işgalci emperyalist Batılılar, halkımızı kandırmak, aldatmak, kendisine bağlamak, köleleştirmek için uçakla propaganda yazıları ve fetvalar atıyorlardı. Şimdi ise aynı batılılar, ülkemizde satın aldıkları, kiraladıkları, yemledikleri, yönlendirdikleri bir sürü gazete ve televizyonla aynı işi yapıyorlar. Avrupa Birliğinin, Amerika’nın faziletini, iyiliğini, bize efendi olurlarsa bizim kurtulacağımızı anlatan yazıları, konuşmaları her gün her akşam gazete sütunlarından, televizyon köşelerinden bomba gibi yağdırıyorlar.
Mankurtlaştırılmış, Avrupa Birliği’nin ve Amerika’nın gücüne iman ettirilmiş ahalimiz de bu kara propagandaları gökten yağan kudret helvası gibi kapışıyor, muska gibi kalbine nakşediyor. Müslüman Türk ahali böylece Avrupa Birliği ve Amerika mümini olup çıkıyor.
Millî Mücadele sırasında işgalci emperyalist Batılılar ve içerdeki beslemeleri, Türk milletini kurtarmak için kelle koltukta cihad eden Atatürk ve arkadaşları olan Kuva-yı Milliye mücahitlerine “Kemal çeteleri” diye saldırıyorlardı. Kuvvacıların mahvolduğunu, ülkeyi ele geçirdiklerini, Ankara’ya yürüdüklerini, kendilerine karşı gelmemeleri yani teslim olmaları gerektiğini, kendilerinin düşman değil; Halife tarafından desteklenen, gönderilen kurtarıcılar olduklarını söylüyorlar ve köylüyü böyle kandırmaya çalışıyorlardı.
Şimdi ise aynı emperyalist Batının, “Türkiyeli!” gazete ve televizyonlara, siyasi partilere ve değişik kurumlara yerleştirdiği her türlü çevreden Türk düşmanı kişiler, Türklere şunları söylüyorlar:
“Siz Türk değilsiniz. “Anadolu ahalisisiniz.” Yani “Türkiyelisiniz.” Mustafa Kemal çeteleri olan milliyetçiler, Türk subayları, Türk milletinin bağımsızlığını, vatanını, bayrağını, dilini, dinini, kültürünü, devletini savunan yerli, millî, İslâmî aydınlar susturulmuştur, mahvedilmiştir, etkisiz hâle getirilmiştir. Ellerinden bütün imkânlar alınmıştır. Ne gazeteleri var, ne televizyonları, ne partileri, ne de başka imkânları. Bütün basın yayın organları, para kaynakları, kurumlar; her şey bizim tarafımızdan ele geçirilmiştir. Ülkenin bütün kaleleri, kurumları, değerleri zapt edilmiştir.
Şimdi Ankara üzerine yani, Atatürk’ün Türk’e hediye ettiği millî Türk devletinin temeline, kalbine, özüne yürüyoruz. Anayasa değişikliği ile son öldürücü darbeyi vuracağız, Anayasadan Türklükle ilgili millî kavramların tamamını çıkaracağız. Sakın bize karşı düşmanca hareket etmeyiniz, bize engel olmayınız, bizi eleştirmeyiniz; ne diyorsak razı olunuz, teslim olunuz.
Biz sizin kurtarıcınız. O zaman “Halife” tarafından destekleniyorduk, şimdi ise çoğu İslamcı hareketler tarafından destekleniyoruz. Zira hemen hemen bütün İslamcı yayın organları Avrupa Birliğini ve Amerika’yı kurtarıcı olarak sunuyorlar.”
Bugün maalesef Müslüman Türk ahalinin büyük çoğunluğu, ne halifeyi, ne peygamberi yani İslam’ı doğru dürüst biliyor. Allah Kur’an’ında “Ey iman edenler Yahudilerle Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden her kim onlara yardaklık ederse muhakkak o da onlardandır. Allah ise zulmedenleri doğru yola çıkarmaz” (Maide suresi, 51) dediği hâlde İslamcı olduğunu iddia eden oluşumlar, Avrupa Birliği ve Amerika’ya âdeta iman eder vaziyetteler. Haçlı ruhunu taşıyan bu emperyalist Batılı odakları kurtarıcı olarak görüyorlar.
Yalnız burada Yakup Kadri’nin “Sizi kim kurtarabilir? Sizi gökten Allah inse kurtaramaz. Çünkü sizi evvelâ sizden, kendinizden kurtarmak lazımdır.” sözü, İslamcı geçinen bazı şarlatanlar tarafından istismar edilmeye kalkışılacak ve Yakup Kadri’nin dinsiz filan olduğu söylenmeye çalışılacaktır. Bu sözleri Allah’ın şu âyetine göre okurlarsa sanırım söyleyecek bir sözleri kalmaz: “Siz kendi içinizde olanı değiştirmedikçe Allah sizin hakkınızda olan hükmü değiştirmez.“ (Ra’d, 11- Enfal, 53). Yani önce biz kendimizi kurtarma iradesi ortaya koyarsak, o zaman Allah bize yardım edecektir. Yoksa yok.
Günümüzde Müslüman Türk ahalinin millî bağımsızlık ne demek, Avrupa Birlikçiliği, Amerikancılık, onların yerli izdüşümleri olan Türk millet birliğini reddeden kavmiyetçiler ne demek, istiklâlci müslüman olmak ne demek, bunları iyice düşünmesi lazım. Haçlı-Siyon ittifakı demek olan Batı emperyalizmine iman etmekle müslümanlık yan yana durmaz.
Yaban romanında Ahmet Celal, işgalci batılı uçakların attığı propaganda kâğıtları için ancak şunu yapabiliyordu: “İçimden böyle homurdanarak kâğıdı imamın elinden çekiyorum. Yere atıp çizmemin ökçesiyle çiğniyorum.”
Günümüzün Ahmet Celal’leri olan milliyetçi aydınlar da her gün gazete ve televizyonlardan atılan, boca edilen batıcı propagandalar karşısında aynı konumdadırlar.
Yaban romanında Ahmet Celal, köydeki inzivagâhında bu doğrudan emperyalist işgalin Türk’ün çelikten iradesi Mustafa Kemal tarafından kökten sökülüp atılacağını azimle bekledi ve zaferi gördü. Biz de umutsuz değiliz inşaallah.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
CHP parlamenter sistem hedefinden vaz mı geçti?
Yeni anayasada kritik düğüm
3 kişi gözaltına alındı
İşletme belgesi iptal edildi
'Sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar'
CHP'ye seçim mesajı
TFF Başkanlığı için ilk aday çıktı
"Söz veriyoruz sizi mahcup etmeyeceğiz"
Milletvekili Bursalı'ya 'ıstakoz' tepkisi sürerken
Türkiye'deki fiyatları araştırdık
Cari işlemler 3.2 milyar dolar açık verdi
Temel neden: Altın ve enerji ithalatı
İhracatta 'miktar' arttı, 'değer' düştü
Emeğimiz daha ucuza gidiyor!
Nimbus Projesi ile İsrail ne yapmak istiyor?
Google çalışanları protesto etti
Sivas-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri başlıyor
7 saat 18 dakika sürecek
Selvi'den dikkat çeken Kavala çıkışı
'Türkiye'ye ne yararı var?'
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
CHP parlamenter sistem hedefinden vaz mı geçti?
Yeni anayasada kritik düğüm
3 kişi gözaltına alındı
İşletme belgesi iptal edildi
'Sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar'
CHP'ye seçim mesajı
TFF Başkanlığı için ilk aday çıktı
"Söz veriyoruz sizi mahcup etmeyeceğiz"
Milletvekili Bursalı'ya 'ıstakoz' tepkisi sürerken
Türkiye'deki fiyatları araştırdık
Cari işlemler 3.2 milyar dolar açık verdi
Temel neden: Altın ve enerji ithalatı
İhracatta 'miktar' arttı, 'değer' düştü
Emeğimiz daha ucuza gidiyor!
Nimbus Projesi ile İsrail ne yapmak istiyor?
Google çalışanları protesto etti
Sivas-İstanbul yüksek hızlı tren seferleri başlıyor
7 saat 18 dakika sürecek
Selvi'den dikkat çeken Kavala çıkışı
'Türkiye'ye ne yararı var?'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.