İtikâf

Şimdilerde rastlanıyor mu, bilemiyorum. İbadetsizliğin salgın halini aldığı son dönemde 'itikaf kültürü'nden iz kalmadı gibi.

Çocukluk yıllarımdan hatırlarım. Ramazan ayının son 10 gününe girince Rahmetli dedemi, bir başka heyecan kaplardı. İtikafa gireceğiz, derdi, fakat bir şey anlamazdık. Neymiş bu itikaf?

Ramazan'ın son 10 günü yaklaşınca döşeğini yorganını bağlar, pırrr diye uçuverirdi dedem rahmetli. Yatağını yorganını annem götürürdü ardından. Nereye mi? Köyümüzün camiine tabiii.

Biz de çoluk çocuk seferber olur, camide itikafa giren dedemize iftarlık ve sahurluk taşırdık.

Kendisi camiden çıkmaz, ibadet eder, zikreder, hatim okurdu; bize dua ederdi. O duaların sevinci yeterdi bize.

Gece gündüz, hep camide kalırlar; abdest ve benzeri zaruri ihtiyaçlar haricinde dışarı çıkmazlarmış. Ben dedemin bana mini-minnacık yaşlarımda zevkini tattırdığı itikafa, yıllar sonra üniversitede hadis kitaplarını karıştırırken rastlıyorum. Düşününüz, din öğretimi veren okullarımız ne kadar ileri derecede bir bilgi sunuyormuş!

Meğer bu ibadet, Hz Peygamber'den miras kalmış.

Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ne rastlamak için gönüller arayışa çıkarmış itikafla...

İtikafa öyle bir rağbet artmış ki bir senesi... Hz. Aişe validemiz itikaf için Rasûlüllah'tan izin istemiş. Almış izni; kurmuş çadırını mescide. Ardından Hafsa Anamız. Ardından Zeynep Annemiz... Onları gören diğer sahabiye kadınları, hepsi mescide konuşlanmaya başlamışlar. Allah şefaatlerine eriştirsin.

Efendimiz Aleyhissalât ü vesselam, bakmış ki evler boşalıyor, bu rağbet sürerse itikafı, Yüce Allah'ın ümmetine farz kılması muhtemel. O senesi emir buyuruyor, gözüm görmesin, derhal kaldırın çadırları, herkes evine... O yıl kendileri bile itikafa Ramazan'da değil, sonraki ayda, Şevval'de giriyor.

İtikaf, gönüllerin masivadan uzaklaşp Kadir gecesini aramasıdır...

Kadir Gecesi'nin kıymeti, Kur'an-ı Kerim'in o gece indirimesinden kaynaklanır; Yüce Allah'ın beyanıyla 'bin aydan daha hayırlı bir gece', 'mübarek bir gece'...

İndiriliş gecesi bu kadar mübarek olan Kur'an-ı Kerim'in siz bizzat kendi kıymetini ve kendisine indirilen Muhammed Mustafa'nın kıymetini tahayyül edin. Hafsalalar almaz; gönüller yanıp kavrulur.

Nasip bu ya, gönlüm bu sevda ile yoğrulurken, Ramazan/ın son 10 günü umre müjdesi geldi. Daha telefon kapanmadan gönlüm uçmaya başlamıştı.

Mekke ve Medine, muhterem hocam Prof. Dr. Haydar Baş beyle bir başka güzel...

Önce Ravza'ya misafiriz...

Bir büyük itikaf mahallidir Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere...

Yüce Allah'ın emr ü fermanı net ve ebedi: Oraya müşrik giremez. Hristiyan giremez. Yahudi giremez. İnkarcı giremez. Ancak müslüman girebilir.

Cennet'ten bir parça sanki orası...

İslam itikadını az bir paha karşılığında papazlara peşkeş çeken diyalogçuların kafalarını 'ilahi duvar'a tosladıkları kutlu mahal orası. Diyalog peşkeşlerinin sınır noktası adeta.

Tecelli-i Rabbani mahalli orası.

Dua, niyaz ve naz mahalli orası...

Sizleri de orada unutmadık, inanın.

Şimdiden bayramınızı kutlar, iki cihan saadetler dilerim.