logo
05 MAYIS 2024

İzmir'de yangına dirençli yeşil örtü için 'orman seferberliği' başlatılıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehrin yeşil örtüsünü "yangına dirençli" kılma yolunda geniş çaplı bir eylem planı hazırladı. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi ağaçlandırma sahaları olmak üzere, kentteki tüm uygun alanlarda orman restorasyonu yapılacak. İzmir, Akdeniz iklimine uygun, sulama istemeyen ve olası afet sonrası 'kendiliğinden yeşeren' ağaç ve çalı türleriyle donatılacak. 'Orman seferberliği ilan ediyoruz' diyen Başkan Tunç Soyer, 2019'da temeli atılan projenin, gelinen noktada bir yandan yeşil alanları büyütürken, diğer yandan İzmir'in orman ekosistemini koruduğunu ifade etti.
12.08.2021 10:27:00
İzmir'de yangına dirençli yeşil örtü için 'orman seferberliği' başlatılıyor
İzmir'de yangına dirençli yeşil örtü için 'orman seferberliği' başlatılıyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehrin yeşil örtüsünü "yangına dirençli" kılma yolunda geniş çaplı bir eylem planı hazırladı. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi ağaçlandırma sahaları olmak üzere, kentteki tüm uygun alanlarda orman restorasyonu yapılacak. İzmir, Akdeniz iklimine uygun, sulama istemeyen ve olası afet sonrası 'kendiliğinden yeşeren' ağaç ve çalı türleriyle donatılacak. 'Orman seferberliği ilan ediyoruz' diyen Başkan Tunç Soyer, 2019'da temeli atılan projenin, gelinen noktada bir yandan yeşil alanları büyütürken, diğer yandan İzmir'in orman ekosistemini koruduğunu ifade etti.

Türkiye'nin ciğerini yakan orman yangınları sonrasında, yangına dirençli ağaç ve bitki örtüsü oluşturmanın önemi bir kere daha ortaya çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2019'da belirlediği bu vizyon doğrultusunda gelecek altı aylık süreçte hayata geçirmek üzere bir dizi ilave eylem belirledi ve uygulamaya koydu. Kentin çevresinde orman restorasyonu çalışmaları yürüten büyükşehir, birden çok çeşit içeren ağaçlandırma alanları oluşturuyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konu hakkında, "Dirençli bir İzmir oluşturma stratejimizin çok önemli bir ayağı orman restorasyonu çalışmalarımız. Şehrimizin yeşil örtüsünü de 'yangına dirençli' hale getireceğiz ki kolayca alevlere teslim olmasın' diye konuştu.

"Halkımızın gönülden desteği gerekiyor"

İklim krizinin meydana getirdiği olumsuz etkilerin artık çok daha sık görülmeye başlandığına dikkat çeken Başkan Tunç Soyer, 'Ne yazık ki bundan sonraki süreçte selleri, yangınları ve diğer olağanüstü doğa olaylarını çok daha yoğun yaşayacağız. Dolayısıyla her anlamda dirençli bir kent oluşturmak, asli hedefimiz olmak zorunda' dedi.

Bu yolda İzmirlilerin vereceği desteğin çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, şöyle devam etti: 'Dirençli kent olmanın iki sırrı var. Birincisi birliktelik ve dayanışma. İkincisi ise yaşam hakkının en önemli öncelik olarak değerlendirilmesi. Sadece insanın değil, doğadaki tüm bitkilerin ve hayvanların da yaşam hakkından bahsediyorum. Zira her yönüyle dirençli kent oluşturmanın özünde, doğaya saygı ve onunla uyum var. Bu bilinci, her İzmirlinin hissettiğini biliyorum. Bu öyle ciddiyetle ele alınması gereken bir görev ki, Büyükşehir'in ya da başka bir kişinin, kurumun tek başına başarabileceği şey değil. Mutlaka halkımızın gönülden desteği gerekiyor. Topyekûn bir seferberlik gerekiyor. Dolayısıyla son iki yılda yaşadığımız pandemi, yangın, hortum ve deprem felaketlerinde sergilediğimiz örnek İzmir dayanışmasını, kentimizin yeşil örtüsünü orman yangınlarına dirençli hale getirebilmek için de hayata geçiriyoruz. Bu yolda, kıymetli hemşehrilerimden en güçlü şekilde, seferberliğimize destek vermelerini bekliyorum.'

Kendiliğinden yeşeren ağaçlar

İzmir'in Akdeniz kuşağında bir kent ve yangın riski açısından çok hassas bir coğrafya olduğu ifade edilirken, farklı ağaç türlerinin yangına karşı dirençlerinin değişkenlik gösterdiği aktarıldı.

Kızılçam'ın Türkiye, Ege ve Akdeniz kuşağının doğal bir ağacı olduğu; ancak bu ağacın çok kolay yandığı, doğası gereği kozalaklarıyla yangının yayılmasını tetiklediği ve yanan çamların kendiliğinden tekrar yeşermediği belirtildi. Yeni bir çamın doğal olarak oluşması için tohumundan yeniden yeşermesi gerektiği aktarılırken, meşe gibi diğer ağaç ve maki türlerinin ise yangına daha çok uyum gösteren türler olduğu aktarıldı. Bu ağaçların çıralı olmadıkları için gövdelerinin daha geç yandığı, kendiliğinden yeşerdiği ifade edildi.

İzmir'in orman restorasyonu programında, tek tip çam ağaçlandırması yerine yangına daha dirençli meşe, menengiç, delice gibi ağaçların da yer aldığı çok çeşitli dikim politikası uygulanacak.

Büyükşehirin orta vadeli hedefi, kent çeperinde yangına dirençli orman alanları oluşturmak ve bu alanları birer 'yaşayan park' olarak İzmirliler için doğa keşif alanları haline getirmek.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin hazırladığı eylem planı kapsamında hayata geçirilecek çalışmalar ise şunlar olacak:

Doğal Yeşil Projesi ile dirençli fidanlar yetiştirildi

Türkiye'de orman faaliyetleri uzun yıllardır 'kereste elde etme' hedefine odaklandığı için Ege ve Akdeniz'deki orman alanlarının büyük bölümü, Kızılçam gibi ibreli ağaçlarından oluşuyor. Bu nedenle palamut meşesi, saçlı meşe gibi ağaç ve bitki türlerinin fidanları ne yazık ki fazla yetiştirilmiyor. İzmir'de 2019'dan beri bu farklı türlerin üretimiyle ilgili kapsamlı bir program yürütülüyor ve bu program bu yıl meyvelerini vermeye başladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, yaklaşık iki yıl önce, öncelikle uzmanlarla birlikte bu ağaçların envanterini hazırladı. Hangi ağaçların yaygınlaştırılacağı tespit edildi. Bu ağaçların fidanlarını üretebilmek için Küçük Menderes Havzası'ndaki kooperatiflerle iş birliğine gidildi. Fidanlar üretilmeye başlandı. Önümüzdeki sonbaharda hem Büyükşehir'e ait ağaçlandırma alanlarında hem de park ve bahçelerde bu fidanlar toprakla buluşturulmaya başlanacak.

Bu politika üç büyük fayda sağlayacak. Sulama ihtiyacı olmadığı için kuraklığa karşı İzmir'in dirençliliğini artıracak. Yangına karşı dirençli oldukları için orman yangını riskini azaltacak. Dikildikleri bölgelerde kentli nüfus için yaşayan parklar oluşacak, kırsal nüfus ise bu alanlardaki bal, orman meyveleri gibi odun dışı orman ürünlerinden ekonomik gelir sağlayacak.

'Bir Fidan, Bir Yuva' Kampanyası

İzmir Dayanışması kentin yeşil örtüsünü yangına dirençli hale getirme çalışmaları için bir kez daha sergilenecek. Bu doğrultuda, 'Bir Fidan, Bir Yuva' adlı internet sitesi kuruldu. Yakında başlayacak fidan dikim kampanyası ile İzmirliler, bu site üzerinden fidan satın alarak İzmir'in yangına dirençli yeşil örtüye hızla kavuşmasına destek olabilecek. Bu sitede, satın alınabilecek dirençli fidanlar tek tek tanıtılıyor. Seferberliğe katılmak isteyenler, hangi tür ağaç fidanı aldığını bilecek. Sonbahar itibariyle ilk fidanlar toprakla buluşturulacak ve şehir merkeziyle ormanlık alanlar arasında 'yeşil koridorlar' ve yaşayan parklar oluşturulacak. Ocak 2020'de başlatılan 'Hoş geldin Bebek Kampanyası' dahilinde, her yeni doğan bebek için bir fidanı da yine bu alanlara dikecek.

Orman Köyleri ve Kırsal Alan Yangınları Şube Müdürlüğü ve Orman Gönüllüleri Ekibi kurulacak

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinden geçen karara göre, Orman Köyleri ve Kırsal Alan Yangınları Şube Müdürlüğü, Türkiye'de ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı bünyesinde kurulacak. Bu şube, ormanlarda itfaiyecilik hizmetleri ayrı bir uzmanlık istediğinden orman köylerine ve yangın riski bulunan kırsal alanlara odaklanacak.

İzmir'de olası bir orman yangınına çok daha eğitimli, bilinçli ve planlı müdahale edilebilmesini sağlamak adına ilk etapta 200 kişilik Orman Gönüllüleri Ekibi oluşturulacak. Gönüllüler, belirlenen alanlarda eğitim görmüş ya da çalışan kişiler olacak. Başvuru şartları kısa süre içinde duyurulacak. Gönüllülere teorik ve uygulamalı eğitimler verilecek. Ekip, olası orman yangınlarına müdahale için hazır olacak. Gönüllüler Büyükşehir'in, ormanların geliştirilmesine ve korunmasına yönelik çalışmalarına da destek verecek.

Orman Bilim Kurulu kurulacak, Orman mahallelerine yangın müdahale seti verilecek

11 büyükşehir belediye başkanının kararıyla kısa sürede 'Orman Bilim Kurulu' kurulacak. Orman ekolojisi konusunda uzmanlaşmış akademisyenlerden oluşacak bu heyet; ormanların korunması ve yaşatılmasına yönelik çalışmalarında yerel yönetimlere danışmanlık yapacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi orman mahallelerine, olası yangınlara ilk müdahale için bir set verecek. Sette su tankeri, içinde hortum, pompa ve diğer gerekli alet edevatın bulunduğu bir konteyner bulunacak. Alım ihalesi hazırlıklarına başlayan Büyükşehir Belediyesi, setleri Eylül ayında mahalle muhtarlıklarına teslim etmeyi planlıyor.

İzmir Yaşayan Parkları ve Yangına Dirençli Ağaçlar Fidanlığı oluşturuluyor

2019'daki büyük İzmir yangınından sonra İzmir'i yaşayan parklara kavuşturmak için çalışmalar başlatıldı ve Park Bahçeler Dairesi altında Yaşayan Parklar Şefliği kuruldu. Güzelbahçe'nin Yelki Mahallesi'nde Olivelo Yaşayan Parkı adıyla hayata geçirilecek.

Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi, kooperatiflerden alacağı fidanları dikim öncesi geliştirmek amacıyla Torbalı'da geniş bir fidanlık kuruyor. Burada sadece yangına dirençli ve sulama istemeyen peyzaj bitkilerinin fidanları yetiştirilecek. Projenin ihalesine önümüzdeki günlerde çıkılacak. Fidanlığın, Ocak 2022'de açılması planlanıyor

Kılavuz hazırlandı, "Uluslararası Akdeniz Ormanları Konferansı" düzenlenecek

Doğal Yeşil Projesi kapsamında, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişen ve sulamaya ihtiyaç olamadan, yağmurlarla ve kendiliğinden yetişen 117 bitki türünün bulunduğu bir kılavuz hazırlayan büyükşehir, kitabın bitki yetiştiren kooperatiflere, peyzaj sektörüne ve vatandaşlara dirençli yeşil örtü oluşturmak için kılavuzluk etmesini amaçlıyor.

Ayrıca, "Orman yangınlarından sonra ne yapılmalı'", 'Yanan alanlara fidan dikilmeli mi' Dikilmemeli mi'', 'Orman örtüsü hangi ağaç türlerinden oluşmalı'' gibi pek çok önemli soruya yanıt bulabilmek içinde bu konulardan çalışmalar yapan bilim insanları İzmir'e davet edilerek "Uluslararası Akdeniz Ormanları Konferansı" düzenlenecek. Konferansta; orman politikaları, yangın öncesi ve sonrası çalışmalar hakkında bilimsel bilgi sahibi olunacak. Türkiye'nin orman politikalarına da ışık tutabilecek konferansın, gelecek yılın ilk çeyreğinde düzenlenmesi planlanıyor.

Bal ve küçükbaş hayvan üreticilerine destek

Yanan yerlerdeki arı popülasyonu ve bal üreticileri büyük zarar görürken, İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu üreticilere destek olmak amacıyla ellerinde bulunan tüm balları satın almaya karar verdi. Bu ürünler, kentteki ihtiyaç sahiplerine düzenli olarak ulaştırılan gıda paketleri içinde yer alacak. Büyükşehir uzmanları ayrıca, bal üreticilerine, bundan sonraki süreçte nasıl bir üretim modeli oluşturabilecekleri konusunda teknik destek verecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi yangın bölgelerindeki küçükbaş hayvan üreticileri için de bir destek paketi hazırladı. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde oy birliğiyle kabul edilen karara göre Muğla ve ilçelerinde yangından etkilenen küçükbaş hayvancılık yapan üreticilere 7 bin çuval (350 ton) kuzu büyütme yemi desteği verilecek.İHA
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'İsrail'le normalleşmeden savunma anlaşması yok'
ABD'den Suudi Arabistan'a ayar
Tüm ülke yağışlı havanın etkisinde
81 il için yağış, 18 il için sarı kod uyarısı
Kabine revizyonu ve ittifak krizi iddiaları hakkında konuştu
'Bahçeli ile aramızda sorun yok'
Gözaltına alınanlardan 27'si adli kontrolle serbest
1 Mayıs'a 38 tutuklama
'Kıyafetler 60-90 derece aralığında yıkanmalı'
Enkaz kentte maske uyarısı
Korku dolu anlar kamerada
Son anda vatandaşlar kurtardı
Rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor
Kayısıyı 'sis' vurdu
Türkiye'nin doğa harikası
Mayıs ayında 5 metre kar var
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'

1 Mayıs eylemleri ile ilgili gözaltına alınanlardan 38 kişi tutuklandı

İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Saraçhane Meydanı'nda polislere taş ve sopayla saldırdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 65 şüpheliden 38'i tutuklanırken 27 şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
05.05.2024 11:13:00
Haber Merkezi
1 Mayıs eylemleri ile ilgili gözaltına alınanlardan 38 kişi tutuklandı
1 Mayıs eylemleri ile ilgili gözaltına alınanlardan 38 kişi tutuklandı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Saraçhane Meydanı'nda polislere saldırıda bulundukları için gözaltına alınan 65 şüphelinin nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki işlemleri tamamlandı.

Şüphelilerden 38'i "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefet", "terör örgütü propagandası yapmak" ve "kamu görevlisine direnmek" suçlarından tutuklandı.

27 şüpheli ise haklarında adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.

"Ülkemizin huzurunu, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik olaylar asla amacına ulaşamayacaktır"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde gösteriler sırasında polise saldıranlarla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 65 şüpheliden 38'inin tutuklandığını, 27'si hakkında ise adli kontrol kararı verildiğini bildirdi.


Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde önceden duyurulmasına rağmen, Taksim Meydanı'na yürümek isteyen gruplara müdahale sırasında polislere saldıranlar hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatıldığını hatırlattı.

Soruşturma kapsamında 65 şüphelinin gözaltına alındığı bilgisini paylaşan Tunç, "38 şüpheli 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na Muhalefet', 'Terör Örgütü Propagandası Yapmak' ve 'Kamu Görevlisine Direnmek' suçlarından tutuklanmıştır. 27 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verilmiştir." açıklamasını yaptı.

Tunç, "Ülkemizin huzurunu, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik olaylar asla amacına ulaşamayacaktır." ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde kentte yapılan gösterilerde Taksim Meydanı'na ilerlemeye çalışan ve polise saldırdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 217 şüpheliden 182'si serbest bırakılmıştı.

İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi ekiplerince daha sonra kamera kayıtları ve yüz tanıma sistemiyle saldırıya karıştıkları tespit edilen 30 şüpheli daha gözaltına alınmıştı.

Sağlık kontrolünün ardından 65 şüpheli, polis eşliğinde Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmişti.

Savcılık, şüphelilerden 52'sini tutuklama talebiyle, 13 şüpheliyi ise adli kontrol hükümleri uygulanması istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk etmişti.

Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında 16 ay sonra hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Zanlıların bir kısmı olayla ilgileri olmadığını söylerken, bazı zanlılar ise kişisel husumet gerekçesi ile Ateş'i yaralamak istedikleri yönündeki ifadeler iddianameye girdi. Sanıkların MHP ile ilgilerine yer verilmeyen iddianamede şüpheli Tolgahan Demirbaş, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin verdiği "Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." ifadesi yer aldı.
05.05.2024 00:32:00 / Güncelleme: 05.05.2024 00:42:02
Anadolu Ajansı
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.

Olay anında tetikçi Eray Özyağci'nin yanındaki şüpheliler Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettiren olduğu bildirildi.

Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın da iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri kaydedildi.

İddianamede, Çep ve Demirbaş'ın cinayete ilişkin detaylı plan yaptıkları, bu kapsamda Ateş'in kişisel, ailevi ve mesleki yaşantısı konusunda ayrıntılı bilgi topladıkları ifade edildi.

Demirbaş'ın olaydan önce şüpheli eski cinayet büro amiri Aykal'a, Ateş'in telefon ve adres bilgilerini sorgulattığı, Çep'in Özyağci'yi Ankara'ya göndermek için şüpheliler Uzunlar ve Bayraktar'ın sahibi olduğu işletmeden minibüs temin ettiği aktarılan iddianamede, şüpheliler Gelenbey ve Çolak'ın da bu araçla tetikçi Özyağci'yi Ankara'ya getirip, şüpheli Asarkaya'nın Demetevler Mahallesi'ndeki evine bıraktıkları belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Saraç, Köktürk, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Öktem, Karadeniz ve Atay'ın da bilgi belge ve lojistik destek sağlayarak cinayetin işlenmesine yardımcı oldukları anlatıldı.

Şüphelilerin ifadeleri

İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Eray Özyağci, Ateş'i 3-4 yıldır tanıdığını belirterek, "Kendisini tanıdığımda Ülkü Ocakları Başkanıydı. Gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu. Kendisini yaralamak amacıyla birtakım planlama ve ayarlama yaptım, hiç kimseden yardım talep etmedim, her şeyi kendi imkanlarımla yaptım." iddiasında bulundu.

Doğukan Çep'e olaydan kısa süre önce birisini vuracağını söylediğini ama kim olduğunu söylemediğini ve ondan yardım almadığını savunan Özyağci, Ankara'ya nasıl geleceğini, Ateş'i nerede bulacağını ve olay yerinden nasıl kaçacağını düşündüğü günlerde, Çep'in yanında oturan iki özel harekat polisinin kendi aralarında Ankara'ya gideceklerinden bahsettiklerini duyduğunu anlattı. Özyağci, şu beyanı verdi:

"Ben de bunu fırsata çevirdim, polislere Ankara'da hasta ziyaretine gitmem gerektiğini ancak ufak bir hapis cezasından dolayı aranmam olduğunu, cezaevine girmek istemediğimi, beni de Ankara'ya giderken yanlarına alıp alamayacaklarını sordum. Bunun üzerine polisler, beni Ankara'ya götürmeyi kabul ettiler."

Ankara'da iki gün keşif yaptığını belirten Özyağci, olay günü Çukurambar'da kahvaltı yaptığını, bir süre sonra Ateş ve beraberinde iki kişi gördüğünü ifade etti.

Özyağci, "Şahıslarla karşı karşıya geldiğimiz esnada üzerimde bulunan silahımı çektim, öncelikle Ateş'in bacaklarına 3-4 el ateş ettim. Selman isimli şahsın da silah çekmesi üzerine kendi can güvenliğimi düşünerek Sinan Ateş'i etkisiz hale getirmek maksadıyla hızlı bir şekilde ateş etmem neticesinde şahıs hareketsiz kaldı." dedi.

Daha sonra kendisini bekleyen Balkaya'nın kullandığı motosikletle olay yerinden kaçtığını, kararlaştırılan bir noktada indiğini aktaran Özyağci, sonraki saatlerde ise ismini söylemek istemediği bir kişinin araçla kendisini aldığını ve İstanbul'a doğru gittiklerini anlattı.

Özyağci, olayda kullandığı tabanca, şarjör ve kalan fişekleri yolda bir çalılık alana gizledikten sonra İstanbul yakınlarında daha önce ayarlanan bir ikamete gittiğini bildirdi.

Şüpheli Vedat Balkaya ise Ankara'ya gittiği motosikleti olaydan 10 gün kadar önce Çep'in verdiğini belirtti. Özyağci'nin de kendisine, "husumetli olduğu bir kişinin ikamet ettiği konuma doğru gideceklerini" söylediğini anlatan Balkaya, olay günü bir kafeye bıraktığı Özyağci'nin süre sonra koşarak geldiğini, motosikletle buradan uzaklaştıklarını, daha sonra onun bekleyen bir araca bindiğini, kendisinin de İstanbul'a döndüğünü aktardı.

Balkaya, "Doğukan Çep, bu yaralama olayını biliyordu ancak Eray Özyağci'yi azmettirip azmettirmediğini bilmiyorum." şeklinde ifade verdi.

"Sinan Ateş'in ofisini ve arabasını gözetledim"

Şüpheli Suat Kurt, 22 veya 23 Aralık 2022'de Doğukan Çep'in FaceTime uygulaması üzerinden kendisini arayarak, birini Ankara'da takip edip edemeyeceğini sorduğunu, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi.

Otobüsle Ankara'ya gittiğini anlatan Kurt, 26 Aralık'ta Çep'in kendisini FaceTime'dan bir kez daha arayarak, Ateş'in ofisinin yerini ve otomobilini tarif ettiğini ve "Kaçta gelip gidiyor, aracı tek mi kullanıyor, bunları bana haber ver" dediğini anlattı.

Çep'e bazı bilgileri verdiğini ve onun talebi üzerine Özyağci'yi bir eve yerleştirdiğini ifade eden Kurt, şunları söyledi:

"29 Aralık 2022'de ikametteyken Doğukan, Özyağci'yi görüntülü aradı. Sinan Ateş'i kastederek 'Bu şahıs dövülüp ayaklarından yaralanacak' dedi. Olay günü saat 10.00 civarı Çukurambar'a geçtim. Sinan Ateş'in aracı ofisinin önünde duruyordu. Doğukan görüntülü aradı, 'Arabası burada' dedim. Sinan Ateş, yanında 2 şahısla ofisinin bulunduğu binadan çıktılar. Doğukan'a 'Yine gidiyorlar, geldikleri yöne doğru' dedim. O da bana 'Tamam abi, sen taksiye bin' dedi. Silah seslerini duyduktan sonra telefonumu komple kapattım."

Şüpheli Doğukan Çep de Sinan Ateş'i tanımadığını, olayla alakası olmadığını savundu.

Kendisini arayıp alacak verecek meselesi için Ankara'ya gideceğini söyleyen Özyağci'nin araç kiralamasına yardımcı olduğunu söyleyen Çep, "Ankara'da herhangi birini vuracağını bilmiyordum. Böyle bir konuşmaya şahit olmadım. Eğer şahit olsaydım araç kiralama işine dahil olmazdım." ifadelerini kullandı.

Şüpheli Suat Kurt'un kendisi hakkındaki beyanlarını kabul etmeyen ve olayla hiçbir bağlantısı olmadığını savunan Çep, "Cezalarım ve aranmam olması sebebiyle olay üstüme yıkılmaya çalışılıyor. Sinan Ateş'i öldürmek gibi bir niyet ve kastım olmamıştır." ifadesini verdi.

"Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi"

Şüpheli Tolgahan Demirbaş da Ateş'i "camialarından" tanıdığını, Mersin'deki olay ve hakkındaki ithamlardan kaynaklı kendisine mesafeli olduğunu söyledi.

Demirbaş, şüphelilerden Aykal'a, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin, "Sinan Ateş'in ev adresi mesajla veya herhangi bir şekilde bana gönderilmedi. Sinan Ateş'i olay öncesi şahsen tanımazdım. Mersin'de vuku bulan saldırı olayında camiamızdan bir genç öldürülmüştür. Bu olaya tepki olarak Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." beyanını verdi.

İstenen cezalar

İddianamede, şüpheliler Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Şüpheliler, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın " tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Mahkeme inceliyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan iddianame, 26 Nisan'da Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Mahkemenin iddianameyi değerlendirmek için, bu süreden itibaren 15 gün süresi bulunuyor.

Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.

Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı

Küçükçekmece'de 5 yaşındaki Edanur Gezer'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada İBB çalışan 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
04.05.2024 16:41:00
İhlas Haber Ajansı
Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı
Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı
Küçükçekmece Menekşe sahilinde teyzeleri ile pikniğe giden 5 yaşındaki Edanur Gezer, İBB kazı çalışmasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybetmişti.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Edanur'un ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada İBB'de çalışan 2'si kepçe operatörü, 1'i işçi, 1'i mühendis toplam 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi

Gözaltı kararı verilen 4 kişiden Ağaç A.Ş. mühendisi Furkan K., kepçe operatörü Sezai A. ve tesisat ustası Fayık C.'nin yakalandı.

Polis ekiplerinin diğer şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışması sürüyor.

İçişleri Bakanlığı'ndan tasarruf açıklaması: Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı

İçişleri Bakanlığı, tasarruf tedbirleri kapsamında koruma aracı ve polis sayısının azaltıldığını bildirdi.
04.05.2024 13:02:00
Haber Merkezi
İçişleri Bakanlığı'ndan tasarruf açıklaması: Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığı'ndan tasarruf açıklaması: Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Tasarruf tedbirleri kapsamında İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya'nın talimatlarıyla, Sayın Bakanımızın araçları da dahil olmak üzere Bakan Yardımcılarımızın koruma araç ve koruma polis sayıları azaltılmıştır." ifadelerine yer verildi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomide yol haritasını fikir birliği içinde belirlediklerini ifade ederek kamuda tasarrufu artıracak tedbirler üzerinde çalıştıklarını ifade etmişti.

Tasarruf çalışmalarının nihai noktaya geldiğini belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de "Kamuda harcama kontrolü 2024'ün ikinci yarısında devreye girmiş olacak" ifadesini kullanmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.