John İngiltere'de doğdu, gençlik yaşlarında Amerika'ya yerleşti. En büyük hayali, dünyayı bir çiftlik haline getirmekti. Bunun için en uygun alan, Orta Doğu adını verdiği İslam dünyası idi. Projelerini hazırladı, ekibini kurdu. Siyasetçi, akademisyen, gazeteci, uzman, papaz, spekülatör, tüccar, sanatçı gibi çok değişik alanlardan ehliyetli adamları bir araya getirdi. "John Keşif Ekibi" adını verdiği bu kişilerden bir sürü kopya yaptı, hem Amerika'da, hem Avrupa'nın pek çok yerinde, hem de İslam ülkelerinde düşünce kuruluşu, üniversite, parti, dernek, vakıf, cemaat, tarikat gibi adlar altında "John Keşif Ekibi" büroları açtı. Bu ekipler, İslam dünyasına bazen danaların bostana daldığı gibi kendileri daldı. Bazen de İslam ülkelerinden kendilerine kahyalık yapabilecek kabiliyette sütü bozuk, şahsiyeti bozuk, kanı bozuk, aklı, fikri, beyni, ruhu, şuuru bozuk, ne kadar hain ruhlu adam varsa onları kendi bürolarına çağırıp, beyinlerini yıkayarak bir güzel eğitti. Sonra bunları anasını babasını, tarihini, dinini, dilini, kültürünü, milliyetini, vatanını, devletini, ordusunu yok edecek ağzı salyalı, eli bıçaklı, gözü dönmüş katil mankurtlar halinde milletlerinin içine salıverdi.Gerek Batılı gerek yerli "John Keşif Ekibi"nin adamları geldiler. Bilim adamı kılıklı eleman, Müslümanlara cenneti ahirette değil, dünyada gerçekleştirmenin yolunun modern müspet bilimler, fen bilimleri olduğu bilgisini pazarladı. Alıcısı çok çıktı.Papaz ya da yerli; koltuğu haçlı hacı diyalogcu, İslam'la Hristiyanlığın hatta Yahudiliğin kardeş dinler olduğunu, bunların semavî dinler olduğunu, bu üç din sahiplerinin bir araya gelip ortak projelerle muhakkak diyalog kurması, birbirlerine hoşgörüyle yaklaşmaları gerektiğini, Hıristiyanın da Yahudinin de Müslümanın da cennete gideceğini pazarladı. Alıcısı çok çıktı. John ekibinden hokkabaz politikacı, çağdaş dünyada millî devletlerin, millî vatanın, millî dilin, millî bayrağın, bağımsızlığın devrinin geçtiğini; şimdi globalizm çağı olduğunu, dünyanın küresel bir köye döndüğünü, dünya insanlığının sömüren sömürülen, zalim mazlum, katil maktul, emperyalist mazlum gibi fesat çıkarıcı ayırımlara gitmeden herkesin kardeş olduğunu, enternasyonalizmin dünya barışı demek olduğunu anlattı. Alıcısı çok çıktı. John ekibinin asıl elemanı Karun'un torunu üçkağıtçı tüccar geldi, çağın ekonomi, ticaret, verimlilik, kalkınma, ilerleme, yabancı sermaye, ekonomik bağımlılık, entegre ekonomi, küresel ortak pazar devri olduğunu anlattı. Sonra dolar adını verip matbaasında bastığı, hiçbir karşılığı olmayan elindeki bir çuval kâğıt parçasını verdi, karşılığında topraklarımızı, madenlerimizi, fabrikalarımızı, bankalarımızı, limanlarımızı, para toplayan ve dağıtan bütün kurumlarımızı aldı.John ekibinin psikolojik ve kültürel işgal görevlisi olan sanatçıları geldi. Amerikalıların ne kadar güçlü bir orduya sahip olduğunu, girdiği savaşlarda tek bir Amerikalı askerin koca orduyu nasıl darmadağın ettiğini anlatan filmler sattı, izleyicisi çok oldu. Batılı yaşama biçiminin, değerlerinin, felsefesinin, ideolojisinin, düşüncelerinin, inançlarının ne kadar ileri, çağdaş, değerli, sahici olduğunu anlatan romanları için tezgâh açtı, kapışan kapışana. Silah tüccarı geldi, "siz soğan patates yetiştirin, silahınızı ben veririm. Komşularınız sizin en büyük düşmanınız, bunu iyi belleyin. Sizi bu düşmanlarınıza karşı ben korurum" dedi. Biz de "adamlar doğru söylüyor, dört tarafımız düşmanla çevriliymiş de şimdiye kadar haberimiz olmamış" deyip bizi uyandırdığı, bilinçlendirdiği için John efendi ve adamlarına teşekkür edip tamam dedik. Silah milah yapmaktan vazgeçtik. Şimdi John'un bize parayla sattığı silahlarıyla silahlanıp NATO ordularının bir birliği olarak ve komutanları emrinde komşularımız olan Müslüman ülkelerine onları tepeleyerek, yakıp yıkarak, kan ateş deryasında boğarak demokrasi götürüyoruz.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015