Juventus'tan Allah korusun

G.Saray için Juventus maçı büyük önem taşıyor. Ancak benim bu maçtan hiç ümidim yok. Çünkü geçmiş, geleceğin habercisidir.

Konya maçında izlediğimiz G.Saray'ı bir iki fazlası veya eksiğiyle Juventus karşısında izleme fırsatını bulacağız. Terim aynı, futbolcular aynı. Allah, G.Saray'ı tarihi farktan korusun...

Terim'in bu inadı, bu kini olduğu sürece G.Saray bir arpa boyu kadar ilerleyemez. Mehter takımı gibi bir ileri gitse üç geri gelir.

Terim bir kez bunu yediği ekmek gibi çok iyi bilmelidir. Bir takımın beyni orta sahadır. Orta sahanın iyi olması koşan, pres yapan futbolculardan oluşmasıyla mümkün olur. Eğer sen hala Hakan Şükür'den pres beklersen avucunu yalarsın. Senin pres yapacak futbolcuların orta sahadır. Ayhan, Abdulah, Hasan, Baliç pres yapmaz demiyorum, daha ileri giderek bu takımda asla ve asla oynamaz diyorum. Hele hele bu futbolcuların bir arada oynamaları futbol adına cinayettir. Ancak, bir takıma şike yapacaksan, bu futbolculardan kurulu bir takım sahaya sürersin. Karşı takım 10 kişi kalmış olsa bile kolayca kazansın diye.

G.Saray'ın en büyük zaafı orta sahadır. Terim'in de en büyük yanlışı buradadır. Hakan, Abdullah, Hasan çizgiye saklanıp oynuyor, oynuyormuş gibi gözüküyor. Sağda da Prates ve Sabri de aynı işi yapıyor. Ancak Sabri, bu takımı Bülent'ten sonra taşıyan ikinci futbolcudur. Orta sahanın ortasında oynayan tek adam sudan çıkmış balık gibi birşeyler yapmak için çırpınıp duruyor. Bu yüzden rakip elini kolunu sallayarak geliyor ve Mondrago ile karşı karşıya kalıyor.

Juventus bir Konya değildir. Terim aklını başına alarak, sahaya koşan ve savaşan bir takım sürmelidir. Volkan, Cihan, Ergün ve tekniği iyi olmamasına rağmen özveriyle oynadığı için Batista orta sahanın favori isimleridir. Cimbom'un gol atması da tesadüflere bağlıdır. Hakan bitmiş, Arif bırakmış, bir tek Ümit Karan var. O da bekarlığın verdiği sakatlıktan dolayı yatıyor. Juventus maçı G.Saray ve Terim için ya vezir ya da rezil maç olabilir. Bunun telafisi elbet olabilir ancak, Terim için asla.